banner564

Yeni bir fırsat yaratılabilir

   Türkiye’de meydana gelen deprem felaketinin sonuçları giderek ağırlaşıyor…
   Can kayıplarının yanı sıra ortaya çıkan yaraların sarılması çok uzun zaman alacak…
   Bu süreçte; Türkiye’nin ekonomik sorunlarının yanı sıra dış ilişkilerde yaşanacak gelişmelere hazırlıklı olunmalıdır…
   Yunanistan’ın deprem nedeniyle Türkiye’nin yardımına koşan ilk ülkelerden olması memnuniyet vericidir…
   NATO üyesi iki komşu ülkenin bundan sonraki süreçte daha sıkı bir dostluk ilişkisine girmesi için önemli bir fırsatın yaratıldığını düşünüyoruz…
   Kuşkusuz; iki ülkenin en önemli sorunlarından biri Kıbrıs’tır…
   Kıbrıs sorunu çözülmeden, Türk-Yunan ilişkileri arzu edilen düzeyde gelişemez…
   Öyleyse; adada yaşayan her iki toplumun da yeni bir müzakere sürecine hazırlanması ve kalıcı bir çözüme odaklanması gerekiyor…
   Kıbrıslı Türkler buna hazırdır…
   Şüphesi olan varsa; kapsamlı bir kamuoyu araştırması yapmalarını tavsiye ediyoruz…
   Kıbrıs sorununun çözümü sadece Türk-Yunan yakınlaşması açısından değil; her iki toplumun refah düzeyinin artırılması, ayrıca bölgede istikrarın sağlanması açısından son derece önemlidir…

Seçimler bir sınavdır

   Kıbrıslı Rumların Pazar günü gerçekleşecek seçimlerde ortaya koyacakları iradenin de son derece önemli olduğuna dikkat çekmek istiyoruz…
   Adanın bölünmüş kalmasını ve ekonomik refah yerine kaynakların silahlanmaya harcanmasını isteyenler Nikos Hristodulidis’i destekleyebilir…
   Hristodulidis; Crans Montana’da masayı deviren kişidir…
   O dönemde Dışişleri Bakanlığı yapan Hristodulidis “Ben Helenizmin çıkarlarını pazarlık konusu yapmam” diyerek masadan kalktığı için çözüm fırsatı bertaraf edilmişti…
   Peki ondan sonra ne oldu?..
   Kuzeyde daha çok inşaat patlaması gerçekleşti…
   Türk tarafı ‘İki bölgeli, iki toplumlu federasyon’ tezini terk ederek ‘iki devletli eşit ve egemen’ formülünü ortaya attı…
   Ayrıca Maraş konusunda yeni açılımları gündeme getirdi…

Mavroyannis kazanırsa ne olur?

   İkinci tur seçimde Hristodulidis’le yarışacak olan Mavroyannis’in seçimi kazanması durumunda ne olur?..
   Türk tarafının tüm taleplerine “evet” mi diyecek?..
   Elbette değil…
   Oldukça zeki ve başarılı bir müzakereci olarak önceliği kendi toplumun haklarını savunmaktır…
   Ne var ki; ırkçılığa dayalı bir siyaset izlemiyor…
   Kabinesinde ELAM’a yer vermeyeceğini cesaretle söylüyor…
   Kıbrıs sorununun çözümünden başka bir seçeneğin olmadığını kabul ediyor…
   İşte o yüzden de ‘çözüm yanlılarını’ umutlandırıyor…
   Adanın bölünmüş kalmasını istemeyen tüm Kıbrıslı Rumlar, sandık başında bir değil iki kez düşünmeli…
   İleride pişmanlık duymamak için Mavroyannis’e destek vermelidir…
   Önce Korona, şimdi deprem felaketiyle yaşadığımız moral çöküntüsünü, onurlu bir çözümle bertaraf etmesini becermeliyiz…    

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Kırk yıllık kötü Siyaset neticesi Fakirleşip yoksullaşan Kıbrıslı Türkler mevcut Siyaset ile ne Egemen ayrı bir devlet olabildi ve ne de Maraş bizimdir deyip açabildi ! Bu konuda yıllardır kaynak ve zaman harcayarak boşuna kürek çektiğimiz kesindir ! Ne Cumhurbaşkanımızın ve ne de kahraman Dışişleri bakanımızın AB toprağı Kıbrıs’ta egemen ayri bir devlet kuramayacağını kendiler de dahil bilmeyenimiz mi var ? Kuzey Kıbrıs’taki Rum mülkleri üzerindeki inşaat patlaması ile bugün sevinenler yarın başımıza gelecekleri hiç düşünebildiler mi acaba ! İçine düştüğümüz kötü düzen ile maalesef her geçen gün Uluslararası Hukuktan daha da uzaklaşmaktayız , Güney Kıbrıs bugün 30bin Dolar milli geliriyle bir Avrupa ve AB Ülkesi, Temennimiz Güney Kıbrıs seçimlerinde Mavroyannis’in kazanması ve Bizim de TURİZM adası Kıbrıs’ta Yaşam kalitemiz ile Refah düzeyimizi artıracak Barış ve çözüm gelmesi .
Milli nutuklarla düşmanlık ve ayrımcılık değil Barış ve hoşgörü ile Dünyaya uyum çağrıları yapmalıyız !
Keskin Sirke Kabına Zararlıdır diye bir Atasözümüz vardır !!

Öz
Öz - 1 yıl Önce

Sıla derdine düşünce anlarsın Yunanlıyla kardeş olduğunu.
Bir Rum şarkısı duyunca gör gurbet elde İstanbul çocuğunu,
Türkçenin ferah gönlünce küfretmişiz, olmuşuz kanlı bıçaklı,
Yine de bir sevgidir içimizde böyle barış günlerinde saklı.
Ecevit’in Londra’da 1947 yazdığı şiir.
Sadece acı günlerimizde kalmamalı.
İçimizdeki sevgi için barış günleri şart olmalı.
Önce evimizin önünü temizlenmeli.
Faşistlerle, ırkçılarla birlikte mücadele edilmeli.

Turkish power
Turkish power - 1 yıl Önce

Mr hasan bu geyikleri git ruma Yunan'a AB'nin yavsaklarina şöyle

banner471

banner474