KKTC Cumhuriyet Meclisi, Bir milyar Euro’nun ‘azıcık üzerinde’ olan 2020 yılı bütçesini 9 Aralık’tan itibaren görüşmeye başladı…
Her bakanlığın bütçesinin görüşülmesi sırasında söz alan muhalefet milletvekilleri vuruyor da vuruyor…
İktidar kanadı ise dinliyor, gerektiğinde söz alıp cevap veriyor…
Böylesi bir bütçe ile yeni okul yapabilecek misiniz?..
Cevap: Hayır!..
Peki hastane?..
Yapacağız?..
Hangi parayla?..
Hamdolsun, şükürler olsun Türkiye’den para gelirse…
Ya gelmezse…
Allah kerim…
Zaten Nisan sonrasında bu ülkede neler olacak neler…
Üzücü olan şu ki; eleştirilenler de eleştirenler de bu ülkenin geleceği hakkında ortaya somut bir proje koyamıyor, halka umut veremiyor…
Toplam gelirin yüzde 85’ini maaşlara ayırırsanız elbette bu ülkede ne okul yapabilirsiniz, ne de hastane?..
Yıkılmaya yüz tutmuş tarihi eserlerin bakım ve onarımını da yapamazsınız…
Asbestli su borularını değişemez, çöken yolların tamiri için yeterli kaynak ayıramazsınız…
Araç ruhsatlarından ve trafik cezalarından elde edilen gelirleri, geçmişte tüm hükümetlerin yaptığı gibi maaşlara aktarmaya devam edersiniz…
Muhalefete düştüğünüzde ise “Bunlar neden yapılmıyor?” diye sormaya devam edersiniz…
Sizleri dinleyen halkı 40 yıldan beri uyutma başarısı gösterdiniz diye, bundan sonraki yıllarda aynı halin devam edeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz…
Bir de onlara bakalım
Bir de Güney Kıbrıs’a bakalım…
Onların bütçe görüşmeleri, KKTC meclisi ile aynı günde başladı…
Yani 9 Aralık günü…
Toplamda 10 milyar Euro’ya yakın gelir öngören 2020 bütçesinin görüşülmesini 4 günde tamamlayıp, onayladılar…
İyice anlaşılması için tekrar yazalım:
On milyar Euro’luk Güney Kıbrıs bütçesi, 4 gün içinde Rum parlamentosu tarafından onaylandı…
Bir milyar Euro’luk KKTC bütçesinin görüşülmesi ise 20 Aralık’ta tamamlanacak…
İşte aramızdaki fark budur…
Onların yapacak çok iş olduğu için parlamentoyu ve kabineyi haftalarca esir almıyorlar…
Onların bütçeye yönelik görüşmeleri daha seviyeli, daha demokratik…
Bizdeki görüşmeler ise daha çok şov amaçlı…
İnandırıcılıktan çok uzak…
Ortada öneri yok, plan ve program yok…
Ben yaptım da sen yapmadın…
Ben yapacaktım ama ömrüm yetmedi…
Sen niçin yapmıyorsun?..
Senin bütçen kaka, benimki cici…
Vay Allahım vay…
Nedir bu siyasilerden çektiğimiz…
Milliyetçisi ‘örtülüye’ karşı çıkıyor…
Devrimcisi “daha çok para verelim” diyor…
Vay Allahım vay…
Bir avuçluk memlekette; devletin birçok organı, devletine düşmanca tavırlar içinde iken…
Bunu düzeltemeyenler, örtülü ile Rumları mı yanımıza çekecekler?..
Yapmayın Allah aşkına…
Yazık, günahtır…
