banner564

Yeni seçimlere hazırlanırken

   Kıbrıslı Türklerin siyasileri; ülke yönetmesini, halkı mutlu etmesini, güçlü bir ekonomi yaratmasını, sosyal ve kültürel seviyeyi ilerletmesini bilemedi...
   Bu konuda çok iddialıyım… 
   Bölgesinde 'en tanınmış' kişiyi aday yapmak ve milletvekili seçtirmek değişmeyen gelenek oldu...
"En meşhur doktor, ya da öğretmendir, çok oy toplar" diyerek aday seçtiler...
   Milletvekili, bakan yaptılar... 
   Bazıları 'delege sisteminden' yararlanarak, hiçbir şey kazandırmadıkları siyasete devam etmeyi 'başarı' olarak nitelendirdi...
    Sahasında deneyimli, dünyayı iyi tanıyan ve 'parti rozetine bakmadan' memlekete hizmet edebilecek yetenekteki insanları aday yapmayı akıllarının ucundan bile geçirmediler...
   İyi insanların önerilmesi karşısında, gün gele koltuğu kaybedecekleri düşüncesiyle hareket ettiler...
   "Deli misin be adam yarın başımıza bela olur, bizi de koltuğumuzdan eder" diyerek, iyi insanlara sırt çevirdiler...
   
Peki bu zihniyetin sonucu ne oldu?..

   Bir avuçluk ülke, her türlü suçun, pisliğin ve yasa dışılığın merkezi oldu... 
   İnsanımızın onuru yerlerde sürünür hale geldi...
   Sonuç olarak da siyasete ve siyasetçiye hiç güven kalmadı...
   Onlar 'adam transferine' devam etsinler...
   Bu şekilde 'bir süre daha' durumu idare edebilecekleri hayaliyle, koltuklarında oturuversinler...
   Gerçek olan halkın düşünceleridir...
   Gerçek olan ülkemizde her gün yaşadıklarımızdır...
   Yani, ölümlü trafik kazalarının artarak devam etmesi, uyuşturucu belası, soygunlar, hırsızlıklar, tecavüzler ve cinayetlerdir...
   Çetelerin üremesi, gelişip, beslenmesidir...
   Çevrenin çok kötü bir şekilde kirlenmesi, çöplerle örtülmesidir... Üretimin yok denecek kadar azalmasıdır... 
   Fakirliğin ve açlığın tırmanmasıdır...
   Yıllar öncesinden başlayan bu tür tehlikelerin hızla tırmanması karşısında siyasilerin ne yaptıklarını sorma hakkımız vardır...
   Bugüne kadar ne yaptınız, ne tür önlemler aldınız beyler?..
   Bazı mekanlarda kurdele kesmeye vakit ayırabilirken, can alan yollarımızda inceleme yapan ve anında önlem alan oldu mu?..
   
Uyarılar dikkate alınmadı

   Yargıçlar ve avukatlar, cezaların yetersizliğini ısrarla vurgulayıp, yasaların değiştirilmesini talep ederken sizler ne yaptınız?..
   Limanların kontrol edilmesi ve önlem alınması için adeta yalvarır hale gelen halkımızı ciddiye almadınız...
   Sizlerle birlikte siyaset yapmış arkadaşlarınız, dağ bayır gezerek, çöplerle örtülmüş yerlerin fotoğraflarını çekip ayağınıza kadar getirirken, ortaya koydukları görüşleri dinlemediniz...
   "Boş ver gitsin" dediniz...
   Bir gün sizi de götüreceklerini düşünmeden... 
   Ömrünü mücadele içinde geçirmiş insanları 'koyun sürüsü' gibi idare edebileceğinizi düşündünüz...
   Büyük bir kesimi midesiyle, yani ekmek parasıyla tehdit ettiniz...
   “Atarız, göndeririz, pişman ederiz” dediniz…
   Ama artık o günler geride kaldı...
   Halkımızın daha fazla masal dinleyecek sabrı kalmadı... 
   Ne tehdit, ne şantaj bundan sonra geçerli olmayacak...
   Çalışan, üreten ve halka eksiksiz hizmet verenler, ülkesini sevenler devam edecek... 
   Diğerleri mutlaka gidecek...
   Halk onlara daha fazla izin vermeyecek...
   Uyarması bizden.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Öz
Öz - 2 yıl Önce

Birisi gelsin bizi kurtarsın. Birisi gelsin takımı şampiyon yapsın. Birisi gelsin enflasyonu düşürsün. Birisi gelsin ucuzluk getirsin, yolları yapsın, dünyaya bizi tanıtsın.Az gelişmiş ülkelerin beklentileri. Eroğlu,Konuk, Talat, Ferdi, Kalyoncuoğlu, Yorgancıoğlu, Özgürgün, Erhürman, Tatar, Saner ve Sucuoğlu. Gelmiş, geçmiş hiç bir başbakan bu işi yapamamış. Gelecek olanın da yapamayacağı, güneşin her gün doğudan doğacağı kadar açık ve net.300bin çalışanı olan Koç veya Sabancı gelse değişen bir şey olur mu? Tibuk başbakan olsa değişen ne olur? Hiç bir şey.
Stalinin değişi ile ‘’ Onlar oy atar, biz seçeriz.’’ anlayışı egemen olduğu bir yerde, seçimler ancak vatandaşın kendine ve çoluk çocuğuna iş bulma aracıdır.Öncelikle vatandaşına güvenecek bir sistem getirilmeli. Kaybedeceğini anlayınca, dışardan irade değiştirecek nüfus transferi önlenmeli.Her bölgenin kendi sorunlarını meclise aktaracak temsilcilerinin seçilmesine onay verilmeli.Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı kollanıp,korunmalı.Açıklık şeffaflık, hesap verebilirlik yurttaşlığın temeli olmalı.Ehliyet ve liyakat yurttaşın önünde sorgulanmalı.Aksi işler yargıya havale edilmeli.Kolluk güçleri seçilmişlere bağlanmalı. Yani ne kadar düzgün bir sistem kurabilir ve yaşatılırsa, o oranda işler düzelir.

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Her seçim sonucunda gelenin gideni arattığı KKTC de Ülkemizin getirildiği bugünkü noktada söyleyebileceğimiz tek şey ise
“ Toplumlar Laik Oldukları Şekilde Yönetililerdir ! “

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Laik değil layık İngilizce kadar anadilinizi de gelistiriniz

banner608

banner474