banner564

Yeni yıl, yeni heyecanlar

Yine bir yılın sonunda veya başındayız, her nereden bakarsak öyle görürüz! 2017 tamamlamak üzereyken, 2018 için hazırlanıyoruz. Acısıyla, tatlısıyla, hüznüyle, sevinciyle bir yıl daha geride kaldı. Yeni bir yıl, yeni beklentiler, yeni ümitler… 
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi 2017 yılı ile birlikte, her şey geride kalmış olmuyor. 2017’de yaşanılan kayıpların etkisi belki de ömür boyu sürecek ve kalıcılığını koruyacak. Toplum olarak da duyarsızlaştığımız bu kayıplara bakacak olursak;
En başta Kıbrıs Sorunu gelmektedir. 2018’de Kıbrıs Sorunu kalınan yerden devam edecek gibi görünmektedir. Kimse görüşme sürecinin bittiğini, kapandığını veya kalınan yerden devam edilemeyeceğini resmi olarak söylemedi, söylenemiyor. Kıbrıs Sorununun da son bulan sadece Crans Montana görüşme süreci olmuştur.
Bir diğer konu trafik kazalarıdır. Trafik Kazaları KKTC’nin kanayan yaralarının en başında gelmektedir. 2017 yılındaki ölümlü kazalar birçok aileyi sevdiklerinden yoksunlaştırırken, kazaya neden olan kişilerde bir ömür boyu, kendi vicdanlarında travma yaşamaya mahkum etmiştir…
Sağlık sorunları günden güne çığ gibi büyümeye davam etmektedir. Hastanelerin yetersizliği, gıda denetimlerinin sağlıklı yapılmaması ve tarımsal faaliyetlerde bilinçsiz ilaç kullanımı, toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Sonrasında kötü hastalıktan kaybettiğimiz yakınlarımız, sevdiklerimiz…
Diğer yandan bağımlılık hem bireyin, hem de toplumun büyük bir sorunu.  Madde kullanımı günden güne artmakta, kullananların yaş sınırı iyice küçülmektedir. Kaybettiğimiz gençlerimiz en yüce değerlerimizdir…
Görmezden gelinen, umursanmayan, üzerinde ciddi bir şekilde çalışılmazsa kayıplarımızı artıracak olan devlet kademelerindeki suiistimaller, eğitim yetersizliği, adaletin geç gelmesi, plansız betonlaşma, çevre sorunları ve daha da uzan bir liste.
Yeni yıl ile birlikte yaşadığımız coğrafyanın ilk heyecanı erken genel seçimler olacaktır. Ben mi yanılıyorum bilmiyorum fakat toplumumuz erken genel seçim konusunda pek de heyecanlı olduğunu söylenemez. Siyasi partilerimizin seçim propagandaları geçmiş seçim dönemlerinden pek da farklı değil. Çok nadir de olsa yaşadığımız yakın siyasi tarihimizi anlatan kitaplar var ve bu kitapları okuduğumuz zaman, aslında hiç yol alamadığımızı, hep yerimizde saydığımızı anlıyoruz. 
Bu coğrafyada cumhurbaşkanlığı yapmış, başbakanlık yapmış ve milletvekilliği yapmış kişiler, ailelerinin birer üyelerini trafik kazasında kaybetmiştir. Diğer yandan bu coğrafyada aynı dönem içerisinde hükümetin en yetkili mercilerinde (cumhurbaşkanlığı, meclis başkanlığı ve bakanlık) görev almış doktorlarımız da olmuştur. Bu coğrafyada nice öğretmen de meclise girmiştir ve eğitim bakanlığı yapmıştır. Ancak gelinen noktada ne eğitimde, ne sağlıkta ne de trafikte toplum lehine sürdürülebilir bir yapı oluşturulamamış ve oluşturulma çabasına da hiç girişilmemiştir. Ama her şeye rağmen eğitim ve bilişim adası olacağımız, sağlık turizmi yapılacağı, toplu taşımacılığın düzenleneceği hemen hemen tüm partilerin seçim manifestolarında yer almaktadır. 
Seçim sonrasında da heyecan devam edecek gibi görünmektedir. Çok partili renkli bir meclis görüntüsü oluşacağını şimdiden söyleyebilirim. Fakat soru şu; tek partinin iktidar şansı yakalayamaması durumunda, acaba Sayın Cumhurbaşkanımız hükümet kurma görevini en çok oy alan partiye mi verir, yoksa hükümet kurabilecek olan bir başka siyasi partiye de verebilir mi? Siyasi tarihimizde daha önce yaşanmış benzer örnekler vardır. Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Bu yıla ait son köşe yazımda, köşemi takip eden okuyucularıma ve eleştirileri ile beni motive eden Akçay’dan Hasan SİNELİ ve Özcan DÜMBÜLLÜ abilerime de teşekkürlerimi sunarım.
Yeni yılla birlikte herkesin düşlerinin gerçek olmasını diler, barışın, sağlık ve huzurun, sevginin egemen olduğu bir coğrafya dileklerimle, nice güzel yıllara!
İyi pazarlar.
YORUM EKLE

banner608

banner474