banner564

Yeniden müzakere yoklamaları

  Kıbrıs sorununun çözümü için yeni girişimlerin başlatılması dikkat çekicidir...
  Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in yürüttüğü çalışmalara ilaveten ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wess Mitchell’in adaya gelerek taraflarla ayrı ayrı görüşmeler yapması; adada kalıcı bir çözüme yönelik beklentilerin devam ettiğini gösteriyor...
  Kuşkusuz; kalıcı bir çözümü Rumlardan çok daha fazla destekleyen ve bunu 2004 referandumunda ortaya koyan Kıbrıslı Türklerdir...
  Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlara yönelik yasa dışı eylem düşüncesi yoktur...
  Geçmişte büyük acılar yaşayan halkımızın tek isteği, güzel ülkemizde bir daha kanlı çatışmaların yaşanmaması, yuvaların dağılmaması ve çocukların yetim kalmamasıdır...
  Bunun için de Kıbrıslı Türkler açısından Türkiye’nin garantörlüğünün devamı şarttır...
  Rum liderliğinin de bildiği bu gerçek karşısında ‘Sıfır asker, sıfır garanti’ şartını sürdürmesi halinde, herhangi bir çözümün sağlanamayacağını gerek BM Genel Sekreteri Guterres, gerekse ABD ve AB yetkilileri de çok iyi biliyor...
  Kıbrıs Türkleri açısından en önemli mesele; Türkiye’nin sağladığı güvencenin devam etmesidir...
  Bizlere karşı yeniden saldırma niyetleri yoksa bunu kabul etmelidirler...
  Niyetleri gün gele ENOSİS’i gerçekleştirmek ise; o zaman bu şartlarında devam ederler ve adanın kalıcı bir şekilde bölünmesini sağlamış olurlar...

Yemek bilmecesi

 Taraflar arasında uzlaşı sağlanabilmesi için liderlerin dürüstlüğü de çok önemlidir...
  Ortak bir yemek konusunda dahi kaçamak güreşen ve topu sürekli Cumhurbaşkanı Akıncı’ya atan bir Rum lideri vardır...
  Bu nasıl bir siyaset anlayışı?..
  Hemen her gün Rum Hükümet Sözcüsü ve Rum medyası aracılığıyla yalan haber yaymak suretiyle Akıncı’nın yemek konusunda tarih vermediğini iddia ediyorlar...
  Akıncı ise bunun kocaman bir yalan olduğunu söylüyor...
  Ne var ki; Rum gazeteleri Akıncı’nın söylediklerini değil, Rum sözcünün yalanlarını öne çıkarıyor...
  Ve bu şekilde akıllarınca Kıbrıs Türk tarafını uzlaşmaz göstermeye çalışıyorlar...
  Rum liderinin gerçek niyeti kalıcı bir çözüm olsaydı zaten Crans Montana’da bu iş biterdi...
  Ama esas niyet, iki toplumlu federal bir devlet kurmak değildir...
  Esas niyet; 1963’ten beri işgal ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tek başına yönetmek ve Kıbrıslı Türkleri de azınlık statüsüne alıp, zaman içinde eritmektir...
  Böylesi bir çözüm şeklini Kıbrıslı Türklere kabul ettiremezler...
  Ne BM, ne ABD, ne de AB bizleri ‘yok olma’ sürecine mahkum edemez...

YORUM EKLE

banner471

banner473