Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, KKTC’ye gelerek beş yıldızlı otellerimizden birinde tatil yaptı. Özcan, gecenin birinde şans oyunları salonuna inerek futbol maçını orada izlemek istedi. Şans oyunları salonlarında daha büyük ekranlar ve daha güzel izaz-ikram olduğunu biliyoruz… Keyifli olacağını düşünmüştür.
Kim yaptı, niçin yaptı bilmiyorum ama Özcan’ın görüntüsü medyaya düştü… Şans oyun-ları salonunda bir masada oturur halde görüntülendi…
Oynamıyordu ama oynasa ne olacak?
KKTC’de beş yıldızlı otellerimizin şans oyunu salonu açması yasaldır. Yasa değiştirilmiş ve koşullar ağırlaştırılmıştır ama devlet de bu işten gelir elde etmek umuduyla yeni izinler vermeye hazırlanmaktadır. Sadece devlete değil tabii… Şans oyunu salonu bulunduran oteller, Özcan gibi binlerce kişiyi misafir ederek ülke ekonomisine de büyük katkı sağla-maktadırlar.
KKTC’de şans oyunları salonlarında yaşananlar sürekli olarak kayıt altına alınmaktadır. Kazanan veya kaybeden bilinmektedir. “Kara para aklama” suçlamalarına karşılık bu salonların nasıl çalıştığı ayrıntıları ile anlatılmış, şans oyunları salonlarını “kara para aklama” ile ilişkilendirmeye çalışanlar sus-pus olmuştur! Kurumsallaşmış ve bütün dik-katleri üzerinde toplayan şans oyunu salonlarını “kara para aklama” ile ilişkilendirmenin büyük bir haksızlık olduğu ortaya çıkmıştır.
Buna karşın KKTC’deki şans oyunu salonları birilerini rahatsız ediyor. Türk basınındaki kimi yayın organları, her fırsat bulduklarında sorunu kaşımayı bir hüner sayıyorlar. Türk siyasetçilerini veya popüler kişileri bu yolla karalamaya çalışırken KKTC’ye de çamur atı-yorlar.
Bunu özellikle yapanların kendi ideolojik veya dini amaçları olduğuna dikkatinizi çekmek isterim ama esas üzerinde durulması gereken şey, bu yayın organlarının Türkiye’de yüz-lercesi olduğu artık net olarak bilinen yeraltı kumarhanelerini bir türlü gündeme getir-memeleridir. Kaçınıyorlar… Polis baskınları sonucunda basına konu olan olaylar da üze-rine gidilmeden kapatılıyor.
Türkiye’de yeraltındaki kumarhanelerde dönen para miktarı ile ilgili tahminleri yapay ze-kaya sordum. Bir trilyon TL diyen de varmış, 10 milyar dolar olarak hesaplayan da…  Bü-tün bu para yasa ve kayıt dışı olarak dönüyor tabii…
Durum bu olduğu halde, Kuzey Kıbrıs turizm sektörünün önemli bir bileşeni olan, özellik-le kriz dönemlerinde adeta kurtarıcı bir rol oynayan, yatak kapasitesi turistin yatak sayı-sının yarısını geçmiş bulunan beş yıldızlı otellere yüklenilmesini nasıl yorumlamak gere-kir? 
Buna benzer “yüklenmeleri” zaman zaman yükseköğretim ve inşaat sektörleri için de yaşamaktayız. KKTC üniversitelerindeki sorunlar büyüktür ama Türkiye üniversitelerin-deki sorunlar çok daha büyüktür. Olaylar ortada… 
İnşaat sektörümüz kendine göre çalışırken “ülke Yahudilere satıldı” diye tutturanlar da onlardı. Rum saldırısı karşısında sus-pus oldular!
Anladığım kadarıyla birileri, Kuzey Kıbrıs’taki ekonomik hayatı darbelemek ve bizi iyice muhtaç hale düşürmeye çalışıyor. Türk basını da ne yazık ki onlara hizmette kusur etmi-yor.
Garip! 
Bu Türk basının KKTC’ye bakışı gerçekten garip!