banner564

Yeter artık! 

Yağan yağmurlar sonrası ekonominin kalbi durumundaki Lefkoşa Sanayi Bölgesi bir kez daha bataklığa dönmüş durumda. Alt yapı yetersizliklerinin yanında Lefkoşa Sanayi Bölgesi’nde biriken çöpler, yollarda yarım metreyi geçen çukurlar…
Sorumlular ise sorumsuz olmaya devam ediyor. Peki, nereye kadar bu böyle devam edecek? Kaç kez daha haber yapacağız? Kaç kez daha bu konuda köşe yazacağız? Gelen gideni kaç kez daha aratmaya devam edecek? Bu sorular kaç kez daha yanıtsız kalacak?
Bakın Türkiye’nin en geride kalmış ilinin en geri kalmış beldesine gidin durum buradakinden daha kötü değil. İstanbul, Ankara, Adana’dan falan bahsetmiyorum, dikkatinizi çekerim. En geri kalmış iline gidin bizden daha iyi değilse sanayi bölgesi ben bu işi bırakırım.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye hiç gerek yok. Dünyada ve de Türkiye’de artık Sanayi Bölgelerini Sanayi Odasının kendisi veya yetkili kıldığı profesyonel şirketler yönetiyor. Sanayi Bölgesi içerisinde yer alan işletmelerden aldıkları aidatlarla hem çöpünü topluyorlar hem de alt yapı hizmetini sunuyorlar. 
Lefkoşa Sanayi Bölgesi, Bakanlık olarak Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’na bağlı. Ama alt yapı hizmetleri için Lefkoşa Türk Belediyesi sorumlu. Ancak ne bakanlık nede belediyenin buraya yeteri kadar önem vermediği, gerekli hizmetleri götüremediği gün ışığı gibi ortada duruyor.
Dün konuyu Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk ile de telefonda görüştük. “biz oda olarak talibiz, ama siyasetçiler bir türlü buna yanaşmıyorlar, ilgili değişikliği saklayacak yasayı komitelerden geçirmiyorlar” diyor.
Tabi ki niye geçirsinler ki? 
Herkes elindeki gücü kaybetmemenin derdinde bu memlekette. Siyasetin çürümüşlüğü yüzünden Lefkoşa Sanayi Bölgesi’nde iş yapmak isteyen emekçiler çamurun, pisliğin içinde çürümeye terk edilmiş durumda.
Siz istediğiniz kadar bağırın çağırın, bir kulaklarından girip öbür kulaklarından çıkıyor maalesef. 

Suya da zam yapın
Elektrik ve benzine yapılan zamlar yetmez. Evlerden akan suya da zam yapın. Hem de öyle bir okkalı zam yapın ki sabahları yüzümüzü yıkayamayalım. Öyle uykulu uykulu ortalıkta gezelim.
Hem böylece vatandaşın tepkisi de olmaz yapılan son zamlara. Uykulu uykulu gezeceğinden ne elektrik zammı aklına gelir nede son yapılan akaryakıt zammı. Yolda içine düştüğü çukurlar için bile inanın size sövmeyi akıl edemeyecektir vatandaş.
Bence bu önerimi hükümet biran önce değerlendirsin ve kullandığımız suya okkalı bir zammı gerçekleştirsin. 

Para yok, yolda yok
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, şuan kabinedeki en sıkıntılı bakanlardan bir tanesi. Öyle ki durumlar bakanı siyasetten bile soğutmaya yetmiş durumda. Nereden mi biliyorum, çünkü Tolga Atakan’ı yıllardır iyi tanıyorum.
Koyu bir Galatasaraylı olduğu için yıllardır didişir dururuz. Birbirimizi incitmekten ayrı bir haz alırız. Halen de öyle. (Mesela: Gelecek hafta sonu Fener-Galatasaray maçı var, deli edeceğim yine kendisini.) 
Gelelim Tolga Atakan’ı siyasetten soğutan meseleye. Tolga Atakan iyi bir iş insanı. Özel sektörden geliyor, tez canlı, hemen olsun istiyor. Ama devlet onun kadar tez değil, hatta hiç değil. 
Yollar çukurlarla dolu, devletin bu konuda tek kuruşu yok, başka alternatifler arıyor ona da devletin hantal yapısı izin vermiyor. Yani köşeye sıkıştı bekliyor. Neyi bekliyor? Türkiye’den para gelmesini bekliyor. Bu gidişle de daha çok bekleyecek gibi gözüküyor. Her gün onca sövme onca eleştiride cabası. 

MESAJLAR

Özdil NAMİ: Tamam, elde imkân yok, tamam protokol falan da olmayacak. Bari eldeki imkânlar ile bir iş yapın ve Lefkoşa sanayi bölgesini odaya devredin. Bu, bu kadar zor olmamalı. 

Mehmet HARMANCI: Aynı şey senin içinde geçerli sevgili dostum. Sen Lefkoşa’da bile yetişmekte zorlanırken vatandaşa hizmet götürmek için, bırak Sanayi Bölgesi kendi kendini kurtarabilsin. 

Candan AVUNDUK: Bu iş öyle siyasilerle konuşarak olmaz sevgili başkan. Artık Sanayi Bölgesi’nde iş yapan esnafın sabrı kalmadı. Eylemse eylem, ya da başka ne gerekiyorsa. Biraz cesaret lütfen. 

Erkut ŞAHALİ: Süt üreticileri çok dertli. Bir türlü isteklerine cevap vermediğinizden yakınıyorlar. Ha, birde bu aralar sakın Korkuteli’ne falan gitme, şu sel işinden epey kızgınlar sana. 

Mustafa TOYCAN: Yeni bir diyet şekli bulup bunu uygulamaya koymuşsunuz ve çok kısa bir sürede hızla kilo vermişsiniz. Yalnız bu yeni diyet şeklini biz evli olanlar nasıl uygulayacağız, bize bir tavsiyeniz var mı? 

Serhat ÖZÇELİK: Ercan Havalimanın taşınması ve yeni havalimanın açılışına dair ekipler kafa yormaya başlamış. Demek ki artık geri sayımı başlattınız. Yeni havalimanı için heyecan dorukta. 

Zorlu TÖRE: Çok geçmiş olsun, umarız doktorlarınız ile birlikte en sağlıklı kararı verir ve tedavi sürecine gecikmeden başlarsınız. Hiçbir makam ve mevki sizin sağlığınızdan daha değerli değil. 

Alkan DEĞİRMENCİOĞLU: Sanki de bir tek siz makam odasına duş yaptırmak istediniz gibi herkes size saldırıyor. Oysa bakanlar ve başka bürokratlarda makam odalarına duş yaptırdı bu memlekette. 

Mustafa GÖÇER (Çatlı): Minareliköy’ün sevilen ismi, kıymetli dostunuz ve ağabeyimiz Behai Mutlucan hakka yürümüş. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başımız sağ olsun. 

Kudret ÖZERSAY: Partinizin vekilleri ve yetkilileri hükümeti topa tutmak için yarışa girdi adeta. Artık bir karar vermenin zamanı geldi. Ya tamam ya devam. Bu iş fazlası ile uzadı zira.  

Suat Durdu BORA: Dün yeni tesislerinizi Ersin Tatar gelip gezmiş ve kurduğunuz üniteler hakkında sizden bilgi almış. Ersin Beyin tamda seçim çağrısı yaptığı bir dönemde sizi ziyaret etmiş olması pek manidar geldi bize. 

Ozan CEYHUN: İnsan bir kere düşmeye görsün işte. Dostta düşmanda o zaman belli oluyor. Ama önemli olan insanın düştüğünde yanında olanları ayağa kalktığında hatırlayıp hatırlamamasıdır. 

Buray BÜSKÜVÜTÇÜ: MDP olarak teşkilatlanma sürecine hız vermişsiniz ve ilk seçimlere kadar hemen hemen tüm bölgelerde temsilcilikler açmak için titiz bir çalışmaya girmişsiniz. Sanayi Bölgesi sorumlunuz dikkatimizden kaçmadı. 

Ersin TATAR: Ay ortasına doğru bir Ankara ziyareti planlanıyor diye kulağımıza bir şeyler geldi. Hayırdır, tamda böyle bir kritik dönemde nereden çıktı bu Ankara ziyareti? 

Dilek KIRICI: Kıbrıs Ada’sının geçmişte batıp çıktığını bilmiyor musunuz? Eğer bilmiyorsanız meclisin arka bahçesinde duran kayaya bakın. Beşparmaklardan gelen o kayanın içinde midye kabuklarını göreceksiniz.

YORUM EKLE
YORUMLAR
KEMAL
KEMAL - 5 yıl Önce

BUNLARI TC GÖNDERECEK 1 KİŞİ İDARE EDER ..5 BELEDİYE BİLE İDARE EDER KKTC Yİ . YAZIK TC NNİ YOLLADIĞI PARALARI YERLER ..YAZIK!

banner471

banner473