banner564

Yeter ki bana dokunma

  “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diye bir atasözü vardır…
   Sanki bizim için söylendi bu söz… 
   Komşunun çocuğu ayağını kırmışsa “çok şükür bizimkisine bir şey olmadı” diyerek, konuyu kapatmada üstümüze yoktur…
   Oğlanın arkadaşı bir gram ile ilk defa uyuşturucu denemesinden tutuklanmışsa “içmeseydi, yapmasaydı” veya “bakalım kaç zamandır kullanıyordur…”
   Trafik kazasında can kaybı var…
   Kimdir, hangi şehir veya köydendir, kimin yakınıdır?..
   Bize uzaksa “sürat yapmasaydı, içip de sürmeseydi…”
   Buraya kadar verdiğimiz örneklerin tersini düşünelim…
   Ya ilk defa içen senin çocuğun olsaydı ve bir gram için cezaevinde bir kilodan yatan adamla aynı koğuşa konsaydı...
   Söyle bakalım ne yapardın?..
   Kazada hayatını kaybeden genç senden biri olsaydı “polis nerede, katil devlet nerede?” diye ortalığı ateşe vermez miydin?..
   Komşu çocuğunun başına gelenler seninkine gelseydi; yaşanan acı nedeniyle hatırını soran olmadığı zaman veya hastanede sıkıntı yaşadığın zaman ne yapardın, ne derdin?..
   Söyle güzel Kıbrıslı ne derdin?..

Corona günleri

   Bir de ‘Corona’ sürecine bakalım…
   Son bir yılda toplumun neredeyse yarısı ya işsiz kaldı, ya da gelirleri çok azaldı…
   İşsiz kalanların sıkıntıları her geçen gün daha da artıyor…
   Bırakın banka taksitleri; elektrik ve su faturaları ödenemez hale geldi…
   Mutfağa giren malzemeler de azaldı…
   Yardıma muhtaç insan sayısı giderek artarken, psikolojik sorunlar da artıyor…
   İşte böylesi kritik bir süreçte öne çıkması gereken ‘karşılıklı dayanışma’, ‘anlayış’ ve ‘yardımlaşma’ ruhunu geliştirmektir…
   Peki bunu yapabiliyor muyuz?..
   Özellikle sokağa çıkma yasağı olduğu güneşli günlerde mangal başında fotoğraf paylaşırken, buna hasret kalanları düşünebiliyor muyuz?..
   Benzeri sıkıntıyı bizler de yaşamış olsaydık, mangal başındaki fotoğraf paylaşımlarına baktıkça ne düşünürdük, ne söylerdik?..
   İyice düşünelim bakalım, ne söylerdik?..
   Böylesi dönemlerde vicdan sorgulaması çok önemlidir…
   İyi haftalar…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Bir zamanlar Birimiz Hepimiz ve Hepimiz Birimiz içindir dediğimiz Kıbrıslı Türkler 1974 te 200 bin Rum’dan kalan Servet-i yağlamalamis yandaşlara dağıtmış ve bir ganimet düzeni yaratmıştır, iki günde zengin olabilen bireysel insanlar yaratıp Kıbrıslı Türkler Birimiz Birimiz içindir noktasına getirilmiştir , Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bugun geldigimiz nokta sıfırlanmış bir ganimet üretimi olmayan Toplumsal duyguları yitiren her geçen gün yoksullaşan fakirleşen bir Toplum oluşumuzdur , bir Atasözümüz vardır
NE EkERSEN ONU BİÇERSİN diye

banner471

banner473