banner564

Yetki, artık yetti

Uzun bir tatilin ardından yeniden sizlerle birlikteyiz sevgili okurlar. Eskiden bayram tatillerinde de yazıyordum ama bu bayram hem biraz yenilenmek hem de geçmiş yılların yorgunluğunu atmak adına yazmamayı tercih ettim. 
Hatta bu kadarla da kalmayıp cep telefonlarımı kapattım, sosyal medyaya da bakmadım. İlk günler epey tedirgin oldum ama sonra duruma ziyadesi ile alıştım. Sizlere de tavsiye ederim, başarmak zor ama bir başarırsanız keyfi de ayrıymış onu öğrendim.
Sevgili okurlar; 
Uzun bayram tatili süresince Girne’den başlayan ve Muğla’ya kadar devam eden Akdeniz ve Ege kıyılarını bir güzel dolaştık. Muhteşem yerleri yeniden keşfetmenin o eşsiz tadı yanında daha önce gittiğimiz ancak yıllar sonra yeniden görme şansı bulduğumuz yerlerdeki gelişmeleri ağzımız açık olarak seyrettik.
Türkiye’de birçok eksiklik ve asilliğe rağmen hızla büyümeye devam ediyor sevgili okurlar. Elbette bunun birçok nedeni var. Bu köşede bunları yazmaya kalksak belki bir ay başka bir konuda yazı yazamayız. 
Ancak en büyük değişim “yetki” de olmuş sevgili okurlar. Basit gibi gözükse de işin belki de can alıcı noktası yetki. Çünkü merkezi yönetim birçok yetkiyi yerel yönetime devretmiş. İşlerin yapılış hızı da bu durumda çok daha hızlanmış.
Basit bir örnek, her ilçede sanayi bölgesi veya organize sanayi alanları var. Buraların yönetimleri özerk. Her bölgenin kendi yönetimi var ve kararları kendileri alıyorlar. Temizliğinden güvenliğine kadar tüm sorumluluk kendilerinde. Merkezi yönetim sadece ulusal yolları ve ulusal mekanizmaları yönetiyor. 
Kısacası Türkiye’nin son yıllarda bu kadar gelişmesinin temel nedenlerinden bir tanesi de yetkinin merkezden yerele geçmesi. Yetkinin yerele geçmesi ile birlikte karar alma ve uygulamada çok daha hızlı ve başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. 
 
Baron ve adamları
Ne tuhaf bir ülkede yaşıyoruz, çoğu zaman ben de anlamakta güçlük çekiyorum, onca yıldır bu ülkede yaşamama, bu ülkenin doğasına, insanına alışmama rağmen gene de tuhaf gelebiliyor bazı şeyler.
Tam bir yıl önce bu köşede bir fotoğraf ve röportaj yayınlamıştık Başbakan Hüseyin Özgürgün ile. Başbakan olduktan sonra yaptığı ilk özel mülakattı Özgürgün’ün. Birileri (ki kendileri bu ülkenin en büyük gazetecisi diye geçiniyor onca şeye rağmen) bizim yaptığımız bu röportajı ve çektiğimiz fotoğrafı köşesine taşımış ve “Başbakanın Baronun Adamları” ile birlikte olduğunu iddia etmişti.
Baron dediği de bu ülkede vergisini tas tamam ödeyen, devletin koyduğu yasa ve kurallara göre hareket eden ve KKTC’nin tanıtılması adına Turizm Bakanlığın toplam bütçesinden fazla fazla bir parayı bu uğurda harcayan memleketin önemli bir yatırımcısı.
Ben tatildeyken duydum ki bu büyük gazeteci ve adamcıklarını bir sanal bahisçi satın almış. Tak atmış parayı önlerine, bunlar da anında atlamışlar üstlerine. 
Başbakan’a “Baronun adamları ile ne işin var” diye uyaran çapsızın maceralarını yazmaktan ben usandım, eminim sizde okumaktan usandınız ama işte hala daha bunu garipseyenleri görünce bana çok tuhaf geliyor, ya size?

MESAJLAR
Mustafa AKINCI: Yanlış hesap Bağdat’tan dönermiş bakalım sizinkisi nereden dönecek? Hadi Sayıştay Başkanın açıklamalarına bir cevap bekliyoruz bugün sizden.  
Hüseyin ÖZGÜRGÜN: Bir sene önce size ayar vermeye çalışanlar bugün sanal bahisçiler pazarlığa oturmuşlar. Yarın gene ayar vermeye çalışacaklar size, aman unutmayın bunları. 
Serdar DENKTAŞ: Ada Kart uygulamasını hükümet ortağınızla da paylaştınız mı yoksa DP’nin tek başına iktidarında mı uygulayacaksınız? 
Dr. Faiz SUCUĞLU: Bazı gazeteler tam bir ay önce günlerce sağlıkta kaos olacağını yazıyorlardı. İkinci iş yasağı yürürlüğe gireli bir ay oldu ama kaos olmadı. Bu arkadaşlara söyleyecek bir çift sözünüz yok mu? 
Zeki ÇELER: Plaklar konusunda öyle bir açıklama yaptınız ki zaten kafası karışık olan vatandaşın kafası iyice karıştı. Valla biz bile bu konuda ne yapacağımızı hala tam olarak anlamış değiliz. 
Meral EROĞLU: Kurban Bayramı süresince Ada’yı bir baştan öbür başa gezmişsiniz. Hatta bazı yerlerde Derviş Bey bile hızınıza yetişememiş ve siz ondan da fazla ziyaret gerçekleştirmişsiniz. 
Ersin TATAR: Doğum gününüz kutlu ve mutlu olsun, sevdikleriniz ile birlikte nice güzel senelere. Bu arada dün telefonlarınız kitlenmiş, memleketin dört bir yanından kutlama telefonları almışsınız. 
Ünal ÜSTEL: Geçen gece Gönyeli’de bazı dostlarınız ile yemek yerken restoranın öbür ucunda oturan bir bakanımız size fena halde kırılmış. Oysa size çok güveniyormuş bazı konularda. Anladınız siz onu… 
Serhat İNCİRLİ: Yeni gazete ve kanalınız hayırlı ve uğurlu olsun. Yalnız geçen gün bir yazınızda suçlar ile yaptığınız bir tespit için size doğru bilgiyi verelim, merkezi cezaevinde 411 mahkûm var. Tabiiyetlerine göre de durum sizin yazdığınız gibi değil. Konu hakkında bilgi isterseniz bizde mevcuttur. 
Ziba KİRAZ: Bisikletçi Kemal Dayı da gitti, mekanı cennet olsun. Lefkoşa bir tarihi simgesini daha kaybetti. Geriye ne kaldı demi? 
Veysel ŞAHİN: Sessiz sedasız içerden çıkmışsınız, hadi gözünüz aydın. Memlekete ne zaman döneceksiniz? Bu arada medya sektörüne de merak salmışsınız diye duyduk. 
Hayri ORCAN: Türkiye Cumhurbaşkanının Başdanışmanı Yiğit Bulut’u ağırlamışsınız geçenlerde. Kendisine cevizli macun da hediye etmişsiniz. 
Ziya ÖZTÜRKLER: Bürokraside olduğu kadar yazarlıkta da yükselmeye devam ediyorsunuz. Yeni gazeteniz hayırlı ve uğurlu olsun. 
Dr. Remzi GARDİYANOĞLU: Serbest Çalışan Hekimler olarak hafta başı ara emri için yeniden mahkeme koridorlarında olacakmışsınız. Bakalım mahkemeler bu sefer ne diyecek? 
Emine UZUN: İçişleri Bakanlığının başarılı ve vazgeçilmez hukukçusu olarak dikkatleri üzerinize çekmeyi başardınız. Şimdi bölgeden yerel seçimlerde aday ol baskısı da gelmeye başladığına göre yakında sizi de siyaset arenasında göreceğimize kesin gözü ile bakabiliriz. 
Serhat AKPINAR: Hafta sonu kendi evinizde sade bir düğün töreni ile kızınızı dünya evine sokuyormuşsunuz. Genç çifte şimdiden mutluluklar diliyoruz. 
 
Polemik
“Cumhurbaşkanı’nın kendi müzakerecisinin eşini Başbakanlık Denetleme Kurulu'na atarken denetim fonksiyonunun zafiyete düşeceğini öngörmemiş olması şu anda yapılan açıklamaları ile çelişki göstermektedir. Cumhurbaşkanı müzakerecisinin eşinin atanmasında sessiz kalan bazı kesimlerin ise şu anda Sayıştay Başkanı ve Sayıştay'ı yıpratacak açıklamalarda bulunmaları manidar bir yaklaşımdır.”
Sayıştay Başkanı Osman Korahan

GÜNÜN FOTOGRAFI: 
 
Ersin Tatar 57. yaş günü pastasını üflerken… 



****
Yenilenen köşemizle bugünden itibaren hafta içi hergün sizlerle birlikte olmaya devam edeceğiz. Yine herkesten önce öğrenme ayrıcalığını siz yaşayacaksınız. Tüm siyasi dedikodu ve kulis haberleri sizlerle buluşacak.
Bu arada Diyalog TV’de de yeni yayın dönemine 11 Eylül Pazartesi günü saat 17,30’da başlıyoruz. 60 dakika boyunca sosyal medyada olanlar, canlı bağlantılar ve günün konuğu ile capcanlı bir programla ekranlarda sizlerle olacağız. 
YORUM EKLE

banner608

banner474