banner564

Yılın son günü

  2019’u acısıyla, tatlısıyla geride bırakıyoruz…
  Üzücü olaylar yaşadık bu yıl içinde…
  Sevdiklerimizi, canlarımızı kaybettik…
  Kötü hastalıkların, ölümlü ve ağır hasarlı trafik kazalarının arttığı bir yıl oldu…
  Ekonomide ağır sorunların yaşandığı, Kıbrıs sorununun çözümsüz kaldığı bir yılı geride bırakıyoruz…  
  Kıbrıs sorununun ‘adil bir şekilde’ çözülmesini ve halkımızın ambargolardan kurtulmasını, AB standartlarında bir yaşama kavuşmasını hepimiz istiyoruz…
  Fakat bunu sağlamak tek başına bizim elimizde değildir…
  Nüfus bakımından daha fazla oldukları gerekçesiyle Rum tarafının bizlere ‘azınlık muamelesi’ yapmasını kabul etmeyeceğiz…
  İki liderin yakın bir gelecekte uzlaşıya varması için yapıcı önerilerde bulunmaya devam edeceğiz…
  Fakat bu süre zarfında iki toplumun haklarına karşılıklı saygı istiyoruz…
  Rum liderliğinin faşist, ırkçı yaklaşımlara son vermesini bekliyoruz…
  İki toplum arasındaki ilişkilerin gelişmesi ve güvensizliğin yerini, güvenin almasını talep ediyoruz…
  Bilindiği üzere, güneydeki Larnaka ve Baf havaalanlarının arazileri Kıbrıslı Türklere aittir…
  Larnaka’nın en güzel bölgesi olan Mckenzie’deki Rum tavernalarının bulunduğu araziler de Türklerindir…
  Tatlısu’daki Deniz Üssü’nün arazisi de öyle…
  Poli’deki Afrodit hamamlarının bulunduğu paha biçilmez değerdeki arazilerin sahibi; bir süre önce kaybettiğimiz ünlü hukukçumuz Oktay Feridun’un ailesine aittir…
  Bunları sadece birkaç örnek olarak veriyoruz…
  Mevcut durum nedeniyle bizler bu arazilerin, Rumlar tarafından işletilmesi nedeniyle uluslararası alanda girişim yapmıyoruz…
  Protesto eylemleri düzenlemiyoruz…
  Ercan Havaalanı’ndan giriş yapan yabancıların, güneye geçmelerine engel olmuyoruz…
  Ne var ki; Rum Yönetimi Larnaka üzerinden adaya gelen ve kuzeye geçmek isteyen yabancılara resmen ırkçı muamele yapıyor, onları ülkeye sokmuyor ve geri gönderiyor…
  Kuzeydeki otellerin çalıntı olduğu yönünde temelsiz bir propaganda yöntemiyle ilişkilerin gerilmesi için ne gerekiyorsa onu yapıyor…

Yeni bir anlayış gerekli

  Kıbrıs sorununun çözümsüz kalması, iki topluma da ciddi zararlar veriyor…
  En önemlisi; Kıbrıslı Türkler, ambargoların etkisi altında yaşıyor…
  AB yardımları adaletli bir şekilde yapılmıyor…
  Kıbrıslı Türkler, sağlık, haberleşme ve ulaşım konularında olduğu gibi, sportif faaliyetlerde dahi ambargolardan olumsuz yönde etkileniyor…
  Larnaka’dan Londra’da 5 saat içinde uçabiliyorsunuz ama Ercan’dan uçanlar iki kalkış ve iki inişle, aktarmalı uçaklarla 8 ile 12 saatlik bir zaman harcıyor…
  Kuşkusuz bu durum turizm faaliyetlerimizi de olumsuz yönde etkiliyor…
  Çözüm olması halinde olumsuzluklar tümüyle ortadan kalkacak mı?..
  Elbette değil…
  Kendi sağlık sistemimiz, sosyal güvenlik fonlarımız ve yerel yönetimlerimizle kendi sorunlarımızı çözmek zorundayız…
  Şimdiki yönetim anlayışı devam ederse işimiz borudur…
  O yüzden ‘çözüm olsun, olmasın’ her şeyden önce kendimizi toparlamalı ve iyi yöneticiler seçmeliyiz…
  Başarırsak ne mutlu bizlere… 

YORUM EKLE

banner608

banner474