banner564

“Yoktan yapılan yongayı” yakanlar

Elektrik konusu gerçekten ülke siyaseti için turnusol kağıdı gibi oldu. Kim, Kıbrıs Türk halkının kendi insan ve entelektüel gücü ve maddi kaynaklarına dayanarak; Türkiye, Kıbrıs Rum Toplumu ve Avrupa, dünya ile sağlıklı ilişki içinde olmak istiyor?  Kimin ise böyle bir hedef ve temel umurunda değil?
 Sayın Tatar ve Sayın Üstel iktidarı,  İhalesiz Elektrik antlaşmasına karşı direnen, tüm siyasal ve sivil toplum güçlerini şöyle suçladı. “ Bunlar Rumlardan pahalı elektrik almamızı isteyenlerdir”.  Her toplumsal sorunun aşılması sürecinde, kendilerinden farklı düşünenleri, Rumcu ilan etme geleneğine devam ettiler. Bu nedenle, yaşadığımız tarihsel süreçlerdeki gerçekleri hatırlatmalıyız. 
Çünkü 20 Temmuz 1974’ten sonra, Kuzey Kıbrıs’ta,  Kıbrıs Türk Federe Devleti ve sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak devam eden siyasi yolculuğumuzda, 1976 yılından sonra Çok Partili döneme girdik.  1975 ve 1976’dan sonra, 20 yıla yakın bir süre UBP;  KTFD ve KKTC’yi ağırlıkla tek başına yönetti. Hele 1990 ile 1994 arasında 50 kişilik KKTC Meclisinde 43 kişilik bir çoğunlukla ülkeyi yönetti.
Ama bütün bu yıllar boyunca, yani KTFD ve KKTC döneminde Kuzeye tüm elektrik, Güneyden geldi. Üstelik UBP iktidarı bunun parasını da Kıbrıs Türk halkından topladı. Fakat Güneye tek kuruş ödemediği gibi, 20 yılda elektriğe de tek kuruşluk yatırım yapmadı. Bu, “tatlı ilişki” ne zaman bitti? Kıbrıs Türk halkı, Aralık 1993 seçimlerinde UBP’ ye desteğini azaltıp;  onun yerine, “ Rumcu” denen CTP ile davaya ihanet etti denen DP’yi 1994’te; hükümet yapıncaya kadar. Bunun üzerine derhal Güney;  Kuzeye gelen elektriği kesti. 
Yani 20 yıl beleş elektrik verdiği Kuzeydeki milliyetçiler iş başından gidip, yerine diyalog ve BMGS Butros Gali’nin Güven Yaratıcı Önlemler Paketini destekleyen başta CTP olmak üzere DP- CTP koalisyonun gelmesi üzerine Güney; “ Rumculara “ elektriği kesti. Bu adım,  dönemin hükümetini çıkmaza soktu. Çünkü Kuzeyde insanlara 24 saatte ancak bir iki saat dönüşümlü olarak verilecek elektrik vardı. O acı ortama rağmen Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye’nin desteği ile resmen; “ yoktan yonga yaratılarak, “ Teknecik’te 120 MW Termik Santral kuruldu, bitirildi. 
Böylece Kıbrıs Türk Halkının kendi kendine yetmesi gerçekleşti. İş bitmemişti. Daha yedek santral, iletim, dağıtım hatlarının yenilenmesi, takviyesi ve yığınla teknik yatırım da gerekirdi. Ancak o koalisyonun ömrü, 1996 sonuna kadar gitti, Sonra tekrar UBP hükümetleri başladı. Belki ders alınır diye düşündük. 
Ama hey hat. 1997 - 2004 arasına kadar hiç ders almadıkları için elektriğe yatırım yapılmadı. Fakat haksızlık yapmayalım. 2001 de AKSA ile görüşüp anlaşarak, 2002 yılında AKSA’nın Kalecikte yatırım yapıp üretime geçmesini sağladılar. Yine KIB-TEK yok. Bu halden sonra, 2004 itibarı ile CTP- DP koalisyonu iş başına geldi. 2004 - 2008 arası yalnız yeni santral alımları değil, başta 300 km uzunluğunda yüksek gerilim hatları, yeni onlarca ana trafolar, scada sistemi olmak üzere elektriğe milyonlarca dolarlık yatırım yapıldı. Bunlar, Kıbrıs Türk halkının kuruş kuruş verdiği katkılar ve Türkiye’den bu maksat için sağlanan destekle bitti. 2 Yeni santral yine CTP’nin 2019 tarihlinde iktidarında oldu.  
Yani “ Rumcuların “ devri iktidarında Kuzey;  hem kendine yeten,  hem de zor zamanında Güneye elektrik satan bir konuma geldi, Şimdi kendinden başka herkese, “ Rumcu” diyenlerin iktidar döneminde, yeniden Güneyden elektrik alan ve halkı elektriksiz bırakan hale girdik. Üstelik bunu yaratanlar, elektriğin ihalesiz dış bir gücün tekeline devrini gündeme getirdiler. Eleştirenleri de “ Rumcu” diye suçluyorlar, Yani farklı olana, “Rumcu” diyenler, milliyetçi demagoji ile bu halkın yaptığı “yoktan yongayı “ yakmak istiyor.  

YORUM EKLE

banner471

banner473