banner564

Yolsuzluğun ana noktası

Diploma yolsuzluğunun daha ziyade polisiye, magazinsel yanı konuşuluyor. Ayni olguyu ilaç ve sosyal sigorta meselesinde de yaşadık. Bu alışkanlık maalesef, artan trafik kazaları mevzusunda da yaşanıyor.. Bu yüzden her alanda tartışmalar,   iddialar ve spekülasyon boy veriyor. Elbette ki ortaya çıkan yanlış, usulsüz, ve yolsuzluk olaylarının peşini bırakmamak gerekir. Ama bu,  esasın  önüne geçmemelidir. 
Geçenlerde bir sohbet ortamında bunu konuştuk. Oldukça iyi eğitimli biri, büyük bir moral bozukluğu içinde bana şunu söyledi. “ Boşuna gayret etmeyin, hiç bir şey değişmez. Bu mücadele boşuna” dedikten sonra şunu da ekledi. “ Herkes bir birine benzer, bütün siyasi güçler aynıdır” dedi. Onu üzmüş olsam da şunu söyledim. “ Siz neden iyi bir eğitim aldınız? Üstelik masterlik, doktora da yaptınız. Bu çaba ve  eziyeti niye çektiniz? Çünkü ‘ her insan ölümü tadacaktır’ der hem din insanları hem materyalistler. Gerçek budur. Madem doğum ve ölüm arasındaki yaşam çizgisini;  kendimiz, ailemiz, sevdiklerimiz, toplum, yurt ve dünya için daha iyi daha güzel bir şey olması için bir devinim içinde mücadele ederek geçiriyoruz ; o zaman neden daha güzel, insani, demokratik, verimli ve adaletli bir kamu yönetimi ve toplumsal gelecek için mücadele etmeyi, ‘hiç bir şey değişmez’ ve herkes, her siyasi anlayışı da hepsi aynıdır, diyerek bu  çabaya boşuna diyorsun? Madem doğum sonrası kaçınılmaz ölümdür, bu yaşam sürecinde niye bu çaba ve eziyet? Herkes,   her görüş aynıdır diyorsun, o zaman, her otomobilin dört tekerleğinin var olmasına rağmen, neden araba alırken, kesene göre, en iyiyi alıyorsun? Madem hepsi dört tekerlekli, neden daha iyisi ” dedim. 
İşte bu nedenle daha iyi, daha güzel bir kamu yönetimi ve toplumsal yaşam için umutla mücadele etme devinimi, yaşadığını söyleyen her insan için askıya alınabilecek bir şey olamaz.. Ancak yaşadığımız bunca deneyimden sonra,  yeniden yapılanmanın toplumsal bir ortak anlayışa dayanması da gerekir. Bunun içinde insanlığın geliştirdiği yönetim olgularının en iyi özelliklerine dayanmamız gerekir. Bular ise Denge ve Denetim, Açıklık, Şeffaflık, Bilgi ve Liyakattır.. Her yurttaşın da bu temellerde eşit bir zeminde sahip olmasıdır. Eksiğimizi bunların yokluğu üzerinde aramak gerekir. Eğer hala, kamu yönetiminde 3’ lü Kararname ile Daire Müdürü atanır. Üstelikte İlaç Eczacılık Dairesine atanacak partili müdür bulamama endişesi ile Eczacı olmayanı Müdür olarak atamak için yasa değişikliği yapma konusu gündeme giriyorsa; bunlar hakkında konuşmaz ve yalnızca usulsüzlük ve yolsuzluk meselelerinin polisiye yanları ile konuşmakla yetinirsek, herkes için en önemli günahı işleriz. Eğer kamu kaynağı kullanan makamların, Sayıştay denetimi doğru dürüst yapılmıyorsa. Eğer ilgili birimler, kendi görev alanlarındaki faaliyetleri yakından takip edip, denetim yapmıyorsa, o zaman oradan bin bir çeşit usulsüzlük ve yolsuzluğun üremesi de kaçınılmaz olur. 
Diploma, ilaç ve diğer can yakıcı sorunların kökeninde yatan budur. Eğer kamuda görev almak için erkte olana yakınlık ve bağlılık tek kriter olursa; o zaman ne denetim, ne denge nede cesaretle inisiyatif kullanmak gelişir. Bu nedenle esas, kamu yönetiminde değişim programı konusunu toplumun ve siyasetin gündeminin odağına oturtmaktır. Bu esası hiç göz ardı etmemek gerekir. Dolayısı ile usulsüzlük, verimsizlik ve her türlü yolsuzluğun temelinde, kamu yönetiminde denetim ile  güç dengesini  ve bilgi, liyakat, açıklık, şeffaflık olgularının yer ile yeksan olması yatmaktadır.. Bunları değiştirme devinimini de öne almazsak,  adaletsizliği ve korkunç laçkalığı gideremeyiz. Bunun için bitmeyen bir enerji ile bu değerler için çaba ve arayış göstermeye devam etmemiz gerekir. 

YORUM EKLE

banner608

banner474