banner564

Yönetim şekli konusunda farklı düşünmeye başladım

Sevgili okurlar, normalde bu konuya hiç ama girmeye niyetim yoktu. Yaklaşık on gündür basından bazı arkadaşlar sürekli bir şekilde konuyu gündeme taşıyor ve ısrarla kitlerin (test kitleri) pahalı alındığını savunuyorlar.
Diğer taraf ise yapılanın çamur at izi kalsın tarzında bir yaklaşım olduğunu ve bu konuda her türlü bilgi ve belgeyi sunmaya hazır olduklarını açıklıyor.
Memlekette “Kadı olmayınca” bu tür tartışmaları yaşamak artık normal hale geldi. İki taraf da ben haklıyım diyor ve diğer tarafı suçluyor. Hali ile de vatandaşın aklı karışıyor.
Bir tarafta “kitler 35 ile 40 Dolar arasında satın alırken, biz 100 Dolar’a alıyoruz!..” diyen basın camiası diğer tarafta “bizim hesap vermeyecek bir şeyimiz yok, bizi karalamak için bu senaryolar uyduruluyor” diyen taraf var.
İyi de biz kime inanacağız?
Basındaki arkadaşlarımı tanıyorum, “bu kadar ısrarla üzerlerine gidiyorsa bir bildiği var” diyorum. Diğer tarafta telefonda görüşüyorum ve dinliyorum “ya kıza haksızlık ediyorlar, ayıptır” diyorum.
Kısacası artık ben kendim ile çelişmeye başladım bu durum karşısında, vatandaş ne yapsın? 
Vatandaş elbette bir şey yapacak değil ama eğer bir “Devlet” var ise ortada artık bu işe “Devletin bir dur demesi gerekmez mi?” Devletin ilgili birimleri bu konuda bir araştırma başlatmaz mı? 
Ne tuhaf demi dostlar! Yıllarca KKTC devletini savunmuş bir yazar olarak “bugün ben bile devletin varlığını sorguluyor” hale geldim bu memlekette.
Yok mu bu memlekette bu işlerin üzerine gidecek bir kurum? Başbakanlık, Sayıştaylık, Polis Genel Müdürlüğü…
Kimin haklı, kimin haksız olduğunu ortaya çıkarması için ille geriye mi dönmeliyiz? O zaman bir “Kadı seçelim ve o Kadı yönetsin” eksiden olduğu gibi bu memleketi? 
Başkanlık Sisteminin tartışıldığı şu günlerde öneriyorum; ne Başkanlık Sistemi ne de bir başka sistem, en iyisi Kadılık Sistemi.

Not: Kadı; tarihte İslam ülkelerinde insanlar arasında meydana gelen hukuki anlaşmazlıkları sonuçlandırmak, hukuka aykırı davranışların cezasını hükme bağlamak, verdikleri hüküm ve cezaları infaz etmek üzere devletin yetkili kurumları tarafından görevlendirilmiş kimseye denirdi…

Sende mi Brütüs?
Rum lider Anastasiadis, KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akıncı'ya destek verip vermeyeceğine ilişkin bir soru üzerine “Akıncı’nın kaybetmesi için en iyi reçete olur” demiş.
Şimdi bu haber bugün Ada’nın Kuzey’in de epey ses getirecektir. Ama Rum lider hayli temkinli davranmış ve fikrini beyan etmeden önce "Kıbrıs Türk toplumunun işlerine karışacak son insan ben olurum” ifadesini de kullanmış.
Bakalım Akıncı taraftarları bu durum karşısında şimdi ne söyleyecekler? İki liderin ortada herhangi bir anlaşma metni yok iken bile anlaşmaları hayli zor gözüküyor. 

Ne isterse olsun!
Tamam, çok kötü bir dönemden geçiyoruz ama hiçbir şey yanan ormanlarımızı geri getiremeyecektir. Bu yıl normalin çok ama çok üstünde sıcak bir yaz geçireceğiz. Yangınlar başladı, bir helikopter kiralanması şarttır. 
Gerekiyorsa bu konuda kemerleri biraz daha sıkacağız ve bir helikopteri kiralayacağız. Bunun başka bir alternatifi yoktur. 


MESAJLAR
Erman YAYLALI: Mayısta Ağustosu yaşıyorsak tarım ürünleri ne olacak bu durumda? İki gündür bahçedeki sebzeleri suluyorum ama güneş öyle bir yaktı ki kendilerini toparlamak zor gözüküyor. 

Hüseyin PAŞA: Birileri sizin süper bir maaşla Kıbrıs Vakıflar Bankasında işe başladığınız yalanını ortaya attı ve şimdi onun üzerine ulayıp ulayıp gidiyorlar. 

Kemal PARS: İlk defa duydum tavlada berabere kalmayı. Nasıl başardınız Yalçın ağabey ile tavlada berabere kalmayı? Bu konuda kamuoyunu aydınlatırsanız çok sevineceğiz. 

Redif NUREL: İnşaat sektöründen sonra şimdi de tarım sektörüne girmişsiniz ve Haspolat’ta bir çiftlik satın almışsınız. Son kriz gösterdi ki tüm yumurtaları aynı sepette toplamamak gerekiyor. 

Hasan Nihat ERDURAN: Karpuz henüz suya düşmedi ama siz bu sene deniz sezonunu açmışsınız. Sahi neden karpuz bu sene bu kadar pahalı? Denize giderken bu yıl yanımıza karpuz alamayacak mıyız? 

Serhat AKPINAR: Dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında olan Arizona Üniversitesi GAÜ Global Kampüsüne kapılarını açıyormuş. GAÜ ve Arizona Üniversitesi işbirliği, ülkemiz yükseköğretim alanına inanılmaz değer katacak. 

Gizem ÖZGEÇ: Hafta sonunu Karpaz’da geçirmişsiniz. Oralara kadar gitmiş iken bizim Hector’u da görebildiniz mi? Bu arada dün sizi ziyaret eden dostlarınız da olmuş. 

Ferda EKİNCİ: Hava sıcaklıkları 40 derecenin üstüne çıkınca herkes kendisini ya havuza ya denize attı ama siz dün ısrarla evden çıkmayıp güneş yüzü görmemişsiniz adeta. 

Betül DİZDARLI HASTAN: Denizlerimizdeki su sıcaklıkları yüzünden bir hayli denizanasının sahillerimize gelmesi sonrası bu yıl deniz sezonunu açmadan kapatma kararı almışsınız. Havuzlara talim olacaksınız demek ki. 

Ahmet ERSÖZ: Başbakan Ersin Tatar geçtiğimiz gün sizi makamında kabul etmiş ve aranızdaki kırgınlığa bir son vermiş. Umarız bir daha böylesine tatsız hadiseler yaşanmaz. Geçmiş olsun. 

Mehmet HARMANCI: Aylar sonra açılan Açık Pazar vatandaşın yine yoğun ilgisi ile karşılaştı. Pazara girişlerdeki kontroller esnafın ve vatandaşın takdirini kazandı. 

Gürsel UZUN: Gazetecilik mesleğine öyle bir sarıldınız ki sanırsak 40 senedir bu meslektesiniz. Bu arada bir iki bomba haber varmış elinizin altında. Yakında teker teker patlatacakmışsınız. 

Doç. Dr. Nazım BERATLI: Hocam, Osmanlı döneminde Kadılar vardı ve pek ala bu Kadılar halkın tüm anlaşmazlıklarını çözebiliyordu. Peki neden şimdi sistem tıkandı, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

Ciğerci MURO: Bir müdaviminiz sizin için şiir gönderdi. “Kırılır taşlar, dökülür yaşlar. Kıbrıs’ta en büyük aşklar ciğerci Muro’da başlar.” 

YORUM EKLE

banner471

banner473