2015 yılı mayıs ayında iki toplum liderinin büyük bir hevesle başladıkları iki toplumlu görüşmelerde ne kadar yol alabildik? 
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunduğu ‘Kıbrıs Raporu’nun da, görüşmeler sonucunda yol kat edildiğini açıklamaktadır. Hatta bu rapora dayalı olarak yazılı açıklama yapan Sayın Akıncı, Guterres’in “Çözümün ancak sonuç odaklı bir yaklaşımla ve görünür bir gelecekte başarılabileceğini” belirtmesinin sevindirici olduğunu açıklamıştı.
Fakat ilk cümlemde sorduğum sorunun amacı şu; Her iki topluma ne kadarı yansıtıldı? Yaşamlarına ne kadar dokunuldu?
Mayıs 2015’de başlayan görüşmeler heyecan yaratırken, iki toplumu yakınlaştırmak için güven artırıcı önlemler açıklanmıştı. Yılların güvensizliğini ortadan kaldırmak için ortaya konulan önlemler paketi, aynı coğrafyada yaşayacak olan insanların, bu birlikteliği içselleştirmelerini sağlamak amacı ile ortaya konulmuştu. Neydi bu önlemler;
•    Gazimağusa kentindeki Derinya ve Lefke kentindeki Aplıç sınır kapıları açılacak.
•    Ada’da Türk ve Rum taraflarında faaliyet gösteren GSM şirket hatları birleştirilecek, cep telefonlarından Türk ve Rum taraflarında rahatlıkla iletişim kurulması sağlanacak.
•    Türk ve Rum elektrik şebekeleri birleştirilecek.
•    Aynı frekanslardan yayın yapan Türk ve Rum radyo ve televizyonlarının karışmaması için ortak frekans düzenlemesi yapılacak.
Gelinen an itibarı ile güven artırıcı önlemlerin herhangi biri hayta geçmedi, geçemedi. Fakat yapılan son liderler görüşmesi sonrası yapılan ortak açıklamada Lefke Aplıç ve Derinya sınır kapılarının 12 Kasım 2018'de açılacağı belirtildi. Merakla bekliyoruz!
Kapıların açılmasını beklerken güven artırıcı önlemlerden GSM hatlarının birleştirilmesi gündeme geldi. Cep telefonlarının her iki tarafta da normal çalışmasını sağlayacak formül üzerinde çalışmalar başlatıldı. Kısaca iki çözüm şekli ortaya kondu. Birinci çözüm şeklinde Kıbrıs Rum kesiminin yasalarını revize ederek, GSM hatlarını Kıbrıs Türk GSM hatları birleştirilecek. İkinci çözüm şekli ise Kıbrıs Türk hatları Türkiye çıkışlı olduğundan, Kıbrıs Rum Hatları ile Kıbrıs Türk hatları Lüksemburg da Türkiye-Güney Kıbrıs anlaşması ile birleşecek. Bu çözüm şeklinde ise Kıbrıslı Türkler muhatap alınmıyor.
Burada her iki birleşme şeklide mümkün. Rum tarafı gerekli hukuki düzenlemeyi yapabilir. Çünkü Avrupa Birliği Hukuk Dairesi’nin toplantıda yer alan temsilcisi, Rum tarafının gerekli düzenlenmeyi yapmalarının mümkün olduğunu belirtti. Kısacası ilgili yasada değişiklik olmaması veya Kıbrıslı Türklerin taviz vermemesi durumunda, GSM hatları çözümsüz kalmaya devam edecek.
Geçen onca sürenin ardından, yaşadığımız coğrafyada her iki toplumun hayatına dokunacak herhangi bir iyileşme gerçekleşmezken, Guterres Raporu’nun da görüşmeler sonucunda yol kat edildiğini açıklaması düşündürücüdür. Çözümün iki toplumlu olması gerekmektedir. Çözüm iki toplumlu olmamasının ne getireceği herkesin malumudur. Rahmetli Arif hocanın da dediği gibi “Aynı yolu yürüyenler farklı yere varamazlar”.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.