Türk lirasının, yabancı paralar karşısında değer kaybı devam ediyor…
Paranın yönetimi doğal olarak Türkiye’nin elindedir…
KKTC’nin bu konuda yapabileceği bir şey yoktur…
Buna karşın hemen herkesten bir farklı öneri geliyor, hükümet de komite oluşturarak ‘alınabilecek önlemleri’ görüşüyor…
Hayırlısı olsun…
Dövizle ilgili yapabilecekleri bir şey yoktur…
Ancak pahalılığı önleyebilmek amacıyla Güney Kıbrıs’ın yaptığı gibi bazı zorunlu tüketim malzemelerinde Stopajı ve KDV’yi sıfırlayabilirler…
Devlet gelirlerini artırmak için de ülkeye daha çok yatırımcı çekebilirler…
Fabrika veya turistik tesis kurmak şart değildir…
Mülk satışları da bir çeşit yatırımdır…
Buradan mülk alanlardan elde edilen tapu harçları devletin en önemli gelir kalemlerinden diridir…
Güneyden gelen Rumlara akaryakıt satışında elde edilen gelirler de oldukça yüksektir…
Her 100 liralık akaryakıt satışında 30 lirası maliyenin kasasına giriyor…
İşte o yüzden “daha çok kapı, daha çok geçiş” diyoruz…
Şahıslar devletten daha zengin
Niyet olması halinde, Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomiyi güçlendirmek ve halkımıza daha huzurlu bir yaşam ortamı sağlamak zor değildir…
Kabul etmeliyiz ki; Kıbrıs’ın kuzeyinde, güneyden ‘daha sosyetik’ bir yaşam vardır...
Nüfusa göre daha çok Mercedes, daha çok BMW, daha çok Jeep, daha çok villa, daha çok yüzme havuzu, daha çok eğlence, daha çok gezi...
Bu sadece özel yaşamda değil, iki tarafın devlet kurumlarındaki uygulamalarda da böyledir...
Rumlarda Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Bakanların dışında makam aracı kullanan yoktur...
Resmi Hizmet Aracı hiç yoktur...
Peki devletin işlerini nasıl yapıyorlar?..
Gerek duyulması halinde görevlendirilen memur kendi aracını kullanıyor ve ‘sadece benzin parası’ ödeniyor...
Kuzey Kıbrıs’ta ise 4 bin dolayında Resmi Hizmet Aracı vardır...
Bunların çoğu ‘üst kademe yönetiminin’ özel işlerini halletmek için kullanılıyor...
Bakanın en yakınındaki ‘üst kademe yöneticileri’ partinin en önemli isimleridir...
O nedenle bakanlar makam aracı kullanıyorsa, üst kademe de kullanacak!..
Ve bu savurganlık yıllarca devam edecek…
Devlet ‘araç alımı’, yakıt, ruhsat, sigorta için milyonlarca lira ödeyecek…
Tehlike arz eden yollara yama yapacak, paranın bulunamadığını belirtecek…
Böylesi bir tutarsızlık kabul edilemez…
Yeni bir zihniyete ve düzene ihtiyacımız vardır…
Az cesaretle bunu başarabiliriz…
Sayın Akar, Sattığımız Rum Mülklerinden elde edilen para ile öncelikle Rum Mülk sahiplerinin tazmini için niye Mal Tazmin Komisyonunu Çalıştıramıyoruz acaba ? Türk Lirasının erimesinden evvel de maliyemiz her ay borçlanamadan maaşları mı ödeyebiliyordu yani ? Kurduğumuz ganimet düzeni ile KKTCnin bu hale geleceğini bilmeyenimiz mi var ?Çarşambanın geleceği Perşembeden Bellidir diyen Atasözümüzü boşuna söylememişler ! 200bin Rum’un Zenginlikleri ile Türkiye’nin gönderdiği Milyar ve Milyarları kırk yıldır küçücük KKTCyi ayakta tutmaya yetmemiş ise bu saatten sonra KKTCyi kim ayakta tutabilir ki ?
Geçmiş kırk yılda yaptıklarımız Gelecekte yapacaklarımızın Garantisidir gerçeği ile bi gün Et alamayıp kemik yiyen Elektirik faturasını ödeyemeyen devamlı fakirleşip yoksullaşıp dökülen KKTC bir Sandalye heyecanı için dünkü para ile 30 milyon harcayacakmış ?? Allah Sonumuzu Hayır Eylesin ?
FOR ever TRNC