banner564

Zamanı boşa harcamayalım

  Türkiye’nin gündeminde Suriye savaşı ve gelecek yıl yapılacak Başkanlık seçimleri var...
  Her iki konu da ülkede ekonomik istikrar, huzur ve güvenlik açısından son derece önemlidir...
  Gündem bundan böyle savaş ve seçimle ilgili gelişmeler üzerinde yoğunlaşacak...
  Kıbrıs’ın gündemine gelince...
  Güneyde 28 Ocak günü Başkanlık seçimlerinin ilk turu yapılacak...
  Bir hafta sonra ise ikinci tur seçime gidilecek...
  Şimdiki lider Nikos Anastasiadis’in, özellikle Kıbrıs konusunda ‘Başarılı icraatları’ nedeniyle bir dönem daha görevde olacağına kesin gözle bakılıyor...
  Anastasiadis’in başarısı; eski liderlerden farklı bir siyaset izlemesi ve Rum halkının çıkarlarını gözeterek hareket etmesinden kaynaklanıyor...
  Anastasiadis, 2004 yılında Annan Planı’nı destekleyen ana muhalefet lideriydi...
  Annan Planı’nda Türkiye’nin garantörlüğünün devamı vardı...
  Belirli sayıda Türk ve Yunan askerinin adada kalması da vardı...
  Toprak tavizi dışında kalacak bölgelerde mülkiyet sorununun çözümü için şimdiki kullanıcılara önemli avantajlar sağlıyordu...
  Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in döneminde ise garantileri tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan bir siyaset geliştirildi...
  Bu siyaset Avrupa Birliği’nin desteğini aldı...
  Bunca yıldır Birleşmiş Milletler parametreleri çerçevesinde yürütülen müzakerelerin, bundan böyle ‘içeriğini tam olarak bilmediğimiz’ endişe verici ‘Guterres Çerçevesi’ne dönüştürüldü...
  Mülkiyet konusunda ise ilk defa mal sahibine öncelik hakkı verildi...
  Mülkiyet Komisyonu oluşturulması karara bağlanırken, mal sahibinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmasının yolu açıldı...
  Varılacak anlaşmanın AB Birincil Hukuku olması kabul edilmedi...

Kıbrıslı Rum olsaydınız
 
  Şimdi kendimizi bir Rum’un yerine koyalım...
  Bu kadar başarılı bir müzakere sürecinden sonra Anastasiadis’i seçmez de kimi seçerdik?..
  Anastasiadis’in başarıları sadece müzakere süreciyle sınırlı kalmıyor...
  Başkanlığı döneminde, Türkiye’nin eski dostlarını yanına çekmeyi başardı...
  Mısır, İsrail, Lübnan ve Ürdün ile ‘Stratejik Ortaklıklar’ oluşturdu...
  Yunanistan ile ‘Ortak Savunma Anlaşması’ imzaladı...
  Doğal gaz çalışmalarını; Türkiye’nin geçmişte “Vururum” dediği 6’ncı parsele kadar uzattı...
  Şimdiki hedefi, adanın kuzeyini de içine alacak şekilde tüm doğal gaz yataklarını Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ‘Münhasır Ekonomik Bölgesi’ içine dahil etmektir...
  Çin’e kadar uzanıp, adaya çok sayıda yabancı yatırımcı getirdi...
  Larnaka, Limasol, Ayia Napa ve Baf’ta çok sayıda marina inşaatı başlattı...
  KKTC turizmini batırmak için ilk defa Casino izni verdi...
  Sıvılaştırılmış gaz terminali için AB’den 100 milyon dolar kopardı...
  Bir Kıbrıslı Rum için bundan daha büyük bir gurur vesilesi olabilir mi?..
  Bir Kıbrıslı Türk ise bunlara baktıkça üzüntüsünden ağlamaz mı?..

Kuzeyde şiş kebap siyaseti
 
  Şimdi bir de kendi halimize bakalım...
  Bir anda “Hodri Meydan” çekilmesi sonrasında, zaten yetersiz olan hükümet icraatları tamamen durdu...
  Yeni yılın bütçesi meclisten geçirilmedi...
  Ödemelerde aksamalar başladı...
  İki ortaklı koalisyon döneminden 3 veya 4 ortaklı koalisyon dönemine geçilmesini öngören bir tablo oluştu...
  Yolsuzluk ve suistimal iddiaları tavan yaptı...
  Ancak üç günde açıklanabilen seçim sonuçları halkın umutsuzluğunu daha da artırdı...
  Vatandaşların yüzde 40’a yakın kısmı sandığa gitmedi...
  Sandığa giden yüzde 11’lik kesimin oyları iptal edildi...
  Bazı partiler, böylesi kritik bir süreçte dahi koltuk kavgasını ön plana çıkardı...
  Bir avuçluk ülkede yaşanan trajikomediye uzaktan bakanların bizimle nasıl alay ettiklerini anlamak zor değildir...
  Resmen alay konusuyuz...
  Başarısız, batak, güven vermeyen, umutları çökerten bir siyasi yapımız vardır...
  Bu yapı sürdürülebilir değildir...
  Bu yapı ile düzlüğe çıkmak ‘asla’ mümkün değildir...
  Vakit daha da geç olmadan Başkanlık Sistemi’ne geçiş için karar üretilmeli ve mümkün olan en kısa sürede yeni sistemle sandığa gidilmelidir...
  Kıbrıs Türk halkını iyi yönetecek, parti rozetine bakmadan herkese hizmet edecek, tüm yasa dışı uygulamaları sonlandıracak, devletin sırtındaki kamburu küçültecek, tüm yolsuzluk ve suistimal iddialarını sunuçlandıracak, çevre felaketini sonlandıracak, batmış belediyeleri temizleyecek ve tümünün sayısını 5’e indirecek, tarihi eserleri koruma altına alacak, yatırımların önünü açacak bir yönetim anlayışına ihtiyaç vardır...
  Ortaya çıkacak Başkan adaylarına bakarak, en iyisine bir şans verecek ve ilerleyeceğiz...
  Aksi halde mevcut sistemle yeni hükümet modelleri üzerinde adım atarak bir kez daha duvara toslayacağız...
  Uyandığımız zaman ise karşımızda bir başka Kıbrıs bulacağız...
  Tehlikenin boyutunu anlamak için uyanmaktan başka çaremiz yoktur...
  O gün, bugündür...
YORUM EKLE

banner471

banner474