banner564

Zihniyet değişmezse sonuç alınamaz

 İngiltere; 1960 yılında adanın yönetimini Kıbrıslı Rumlara ve Türklere teslim ederek geri çekildi...
 İki toplum için bundan büyük bir hediye olamazdı...
 Ne var ki; 1955’te İngiliz yönetimine karşı silahlı terör saldırılarını başlatan EOKA adlı örgütü ve bu örgütü yöneten kilisenin başı Makarios, 3 yıl gibi kısa bir süre içinde bu kez namluları Kıbrıslı  Türklere yöneltti...
 Makarios bir din adamı olduğu halde kan akıtmadan çekinmedi...
 Küçük çocuklardan tutun, yaşlı insanlara kadar birçok insan katledildi...
 Kıbrıslı Türkler devlet kurumlarından atıldı...
 Tam 103 köyden kovuldu...
 Ekonomik faaliyetleri yok edildi...
 Tüm bu olanlar karşısında on binlerce Kıbrıslı Türk göç etmek zorunda kaldı...
 Göç etmeyenler zor koşullarda yaşadı...
 Bundan 54 yıl öncesine, yani 1964’e dönelim...
 Ortak devlet kurumlarından atılan Türk memurların maaşlarını Türkiye göndermek zorunda kaldı...
 İşsiz ve parasız kalan insanlarımıza iaşe yardımını Türkiye başlattı...
 Bunları yaşanmamış kabul edemeyiz...
 Nasıl ki; 20 Temmuz 1974’ü konuşuyorlar; öncesini de konuşmuş olsalardı, Kıbrıs sorunu çoktan çözülürdü...
 Ama bunu yapmak yerine “Ya hepsi, ya da bu şekilde devam” prensibiyle Kıbrıs sorununu bugünlere kadar getirdiler...

Değişen ne oldu?

 Kilise hala Türklere yönelik saldırıların başkomutanıdır...
 Terör örgütüne parayı da, silahı da veren kilisedir...
 Bu gerçeği Kıbrıslı Rumlar da biliyor, AB üyesi ülkeler de, Amerika da...
 Buna karşın cübbeleri giydirerek, iki tarafın din adamlarını bir araya getirip poz verdiriyorlar...
 Fotoğrafın altına da ‘Din adamlarından barış çağrısı’ diyorlar...
 Halbuki; Rum gençlerinin ezici bir çoğunluğu bizlerle ortaklığa karşı çıkıyor, her ortamda Yunan marşı ve Yunan bayraklarıyla karşımıza çıkıyor...
 Amerika Birleşik Devletleri, iki toplumu yakınlaştırabilmek için yüz milyonlarca dolar harcadı...
 Ama başaramadı...
 Sonuç sıfır...
 Rumlarda bizimle paylaşım niyeti olsaydı mesele çoktan biterdi…
 Ama niyet paylaşım değil, 1955’te başlayan Enosis mücadelesidir…
 Eleni Thearus isimli Rum kadın siyasetçi, bunu kısa bir süre önce açık bir dille itiraf etti…
 Hem de Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın huzurunda…
 Eide, Tillerson, Boris Johnson, Juncker ve diğerleri bu gerçekleri bilmiyor mu?..
 Hala Enosis hedefinden söz eden insanlarla, Kıbrıslı Türkleri nasıl birleştirecekler?..
 Niyetleri yine acı olayları başlatmak mıdır?..
 Değilse artık tarafların gerçek niyetleri deşifre edilmeli, sahte maskeler fırlatılmalıdır…
 Hayal aleminde yüzmeyen insanlar; yeniden başlayacağı iddia edilen müzakerelerden başarı beklemezler…
 Sorunun temelinde ırkçılık vardır…
 Bunca zaman yaşananların tek sorumlusu ırkçı zihniyetin şampiyonlarıdır...
 Kilise ve Rum siyasi liderliği...
 İzledikleri siyasette köklü değişim yapmazlarsa, yeni bir girişimden de sonuç alınamayacağı bilinmelidir...
 Güzel bir hafta olsun...
YORUM EKLE

banner471

banner473