Peşinen söyleyeyim, ben anayasa referandumunda HAYIR’cıydım…
Gerekçem de netti: Geçici 10’uncu maddenin kaldırılacağı sözü hükümet programında varken, hükümetin getirdiği anayasa değişiklik paketinde bunun olmayışı benim HAYIR demem için yeterliydi…
Toplumun büyük bir oranı da getirilen önerileri yeterli bulmadı; HAYIR dedi…
Biz “hayır” sonrasında siyasilerden daha kapsamlı bir paket hazırlanmasını talep ettik!
Ama görüyoruz ki; özellikle UBP-DP ikilisi anayasada birçoğumuzun beklentilerine kilit vuruyor…
Meclis aritmetiği de bu iki partinin ret oyu kullandığı hiçbir yasaya onay verecek bir pozisyonda değil!
Bu handikap ortada!
Bu handikabı yargı çevreleri de görüyor…
Yüksek Mahkeme Mahkemesi Başkanı Şafak Öneri ile söyleşi gerçekleştirdik… Diyalog Tv’de ve gazetemizde de yayınladık…
Çok haklı bir duruş ortaya koyuyor Sayın Öneri…
Kelimelerle ifade etmese de aslında söylemeye çalıştığı basit…
Bu yazacaklarım tabii ki beni bağlar, Sayın Öneri bunları söyledi demiyorum kesinlikle… Ama bence söylenmeye çalışılan şu:
“Siyasilerin halkın beklentilerini karşılayamayacakları belli. Ama anayasal kısıntılar nedeniyle yargı tıkanmış durumda… Biz sadece yargı konularını içeren bir anayasa değişiklik paketi hazırlayıp, bunu siyasilerden arındıralım, halkın karşısına çıkalım”
Bu mantık bence uygundur ve doğrudur!
Çünkü siyasilerin işin içinde olduğu hiçbir iş sonuca ulaşamaz…
Bir kere halkın siyasilere güveni yoktur, onların yaptığı hiçbir şey de muteber değildir!
Sadece meclisten yasayı geçirip, halkın referandumuna sunacak prosedürel işlemleri yerine getirmeleri bekleniyor…
Anayasa referandumuna HAYIR oyu kullanan biri olarak, sadece yargı konusunu kapsayacak bir anayasa referandumuna oyum EVET olacaktır!
Çünkü bunun hazırlanışında bir mantık vardır, özünde yalan yoktur (referandumda sunulan anayasa değişiklik paketi kuşa çevrilmişti, anımsayın)
Ama şunu da biliyorum; olası bir yasayı onaylaması gereken Cumhurbaşkanımız ile bu yasayı genel kurulda oylatması gereken Meclis Başkanımızın gündeminde halkın refahı, ya da yargının sorunlarının çözülmesi maalesef ki yoktur!
Hatta Sayın Öneri’nin hazırladığı paketi okuyacak, ya da söylemlerini dinleyecek zamanları da yoktur!
Muhtemelen biri şimdi Yorgoz’da, bir diğeri de Şillura’da kahvehanede oyları alana kadar geçerli olan nutuklar atma gayretinde…
Adaletin tecelli etmesiymiş, insanların sorunlarının çözümlenmesiymiş…
Hak getire!
Kusura bakmayın ama; biz de hak ediyoruz tüm bunları haliyle…
Reis adaylarını karşımızda görünce el öpmeye, ceket iliklemeye devam ettiğimize göre…
