banner564

“Ceket pahalı, muhalefet ucuz”

Başbakan çok fazla röportaj vermeyi veya kendi özeli ile gündeme gelmeyi sevmiyor. Bu yeni bir durum değil, siyasete ilk girdiği günden bugüne kadar hep böyleydi. 
Kendi özeli yerine sporu konuşmayı çok daha fazla seviyor. Sabaha kadar futbol muhabbeti yapabilirsiniz mesela. Veya voleybol, hentboldan da konuşabilirsiniz. Sporun birçok dalını iyi biliyor ve günlük yaşantısında da düzenli spor yapmaya çalışıyor.
Milliyet Gazetesi’nden sevgili dostumuz Sefa Karahasan da çok uzun bir süredir Başbakan’dan bir röportaj koparmanın peşindeydi. Nihayet beklediği randevu gelince de gidip güzel bir söyleşi gerçekleştirdi. 
Bu tür zor alınan randevulara önce gündeme ilişkin hatta manşet olacak sözler aranır röportaj yapılan kişinin ağzından. Sefa da öyle yapmış. Örneğin Başbakan Özgürgün’ün “Kıbrıslı Türkler’in yeniden belirsiz bir sürece çekildiğini dile getirmesi” son derece önemli bir açıklama.
Ama dedik ya bu tür röportajlarda bazı özel şeylere de değinilebiliyor. Mesela bizde bir iki ay evvel yaptığımız röportajda kendisine lakap olarak yakıştırılan “Yakışıklı” benzetmesini sormuştuk. 
Bizim Sefa da Ajda Pekkan’ın verdiği nazar boncuğunu sormuş. Başbakan da hem nazar boncuğunu göstermiş hem de Sefa’nın bu yöndeki sorularını cevaplamış.
Konuyu buradan alıp Başbakan’ın giydiği cekete getiren eski Maliye Bakanı Birikim Özgür’ün dünkü paylaşımını bu noktada hayretle okudum. 
Yani bir Başbakan 10 bin liraya bir takım alamaz mı? Valla ben dün İstanbul’dan bin liraya aldım. Üstelik ne vekilim, ne bakan, ne de bir başka şey. 
Başbakanın onca söylediği şeyi eleştirmek yerine ceket üzerinden eleştiri yapmak, muhalefetin geldiği nokta açısından düşündürücü. Ceket pahalı olabilir ama bunu muhalefet malzemesi yapmak çok ucuz. Sevgili Birikim Özgür için bu ceket ne kadar pahalı gelmiş ise eminim ki bu ülkede birçok kişi için de bu eleştiri şekli çok ama çok ucuz gelmiştir. 

İstanbul mu? Arabistan mı?
Daha önce de benzer bir yazıyı kaleme almıştık. Artık bu konuda her yurt dışı gezisinde adet edindim. Gidip havalimanlarında “Uçuş Bilgi Ekranı”na bakıyorum, kaç uçak geliyor kaç uçak gidiyor diye. Bakıyorum kaçı Avrupa yönünde kaçı Doğu ülkelerinden. Son yılda trend değişmiyor, Avrupa uçuşları azalıyor Doğu ve Arap ülkelerine uçuşlar artıyor. 
Dün gelirken çektim fotoğrafı, 24 tane geliş var. 3 tanesi Ercan’dan gelen uçaklar. 1 tane Brüksel var, AB yönünden gelen. Geriye kalan 20 uçak, Arap ülkelerinden ve diğer Doğu bloğu ülkelerinden. 

İstanbul hakkında beş şey
BİRİNCİSİ: Eskiye göre çok sakin, çok tenha, çok yalnız…
İKİNCİSİ: Yolda Suriyeli dilenciler lüks mekanlarda Arap turistler. Çok ama çok tezat. İkisi de sanki İstanbul’un sahipleri gibi. 
ÜÇÜNCÜSÜ: Yemek yemek için hala sıra beklemek zorundasınız. Eskiden Türkler vardı sırada, şimdi Arap turistler. 
DÖRDÜNCÜSÜ: İstiklal’de hala daha bir Kıbrıslı ile karşılaşma olasılığınız, Devlet Piyangosunun size çıkma olasılığından fazla.
BEŞİNCİSİ: Özlemişim, ama yaşamak için değil! Sadece hasretini ve çilesini çekmek için…

MESAJLAR 
Hüseyin ÖZGÜRGÜN: Sizin giydiğiniz ceketin markasının belli olması ile ilgili firmaya birçok kişi arayıp ceket siparişi vermek istemiş. İşin şakası bir yana reklamlarını isteseler böyle yapamazlardı. 
Tansel DORATLI: Rumların Enosis ile ilgili kararı almadan bir gece önce Ferdi Sabit Soyer ile Rum kesiminde bazı siyasetçilerle buluşup bu konuda geri adım atmalarını istemişsiniz. 
Tahsin ERTUĞRULOĞLU: Fener oynamadan gene kazandı. Fener Cimbom’u yendiğine göre Aziz Başkanın istifa etmesine de gerek kalmadı değil mi? 
Dr. Faiz SUCUOĞLU: Son günlerde sendikanın sürekli sizi eleştirmesinin perde gerisinde başka şeyler olduğunu biliyor muydunuz? Yakında bu konuda sizi bilgilendireceğiz. 
Birikim ÖZGÜR: Hade bakalım Başbakan 10 bin liralık takım elbise giyiyor. Sizin üstünüzdekiler kaç para? Buyurun siz de onu açıklayın. Herkes giydiğini açıklasın ne olacaksa. 
Erhan ARIKLI: Referandum sonrası Ankara’ya kritik bir ziyaret gerçekleştiriyorsunuz. Hayırdır inşallah son dönemde bir ayağınız sürekli Ankara’da. 
Hüseyin ANGOLEMLİ: Mecliste muhalefetin en etkin isimlerinin başında gelen birisi olarak öğrenci olarak çalışan hayat kadınları hakkında elinizde bir bilgi var mı da bu açıklamayı yaptınız merak ediyoruz. 
Osman MALYALI: Geçen gün Lefkoşa semalarını tam üç kez geçmek zorunda kalmışsınız. Bindiğiniz uçak pisti 3 kez pas geçmiş ve hayli sıkıntılı anlar yaşamışsınız. 
Dimağ ÇAĞINER: Uluslararası Final Üniversitesi olarak önümüzdeki günlerde Türkiye Başbakan Yardımcısı, ekonominin dümenindeki Mehmet Şimşek’i ağırlayacakmışsınız. 
Talip EMİROĞLU: Ada Kent Üniversitesi olarak bu yıl önemli bazı hamlelerin peşindeymişsiniz. Bu arada Ada’daki bürokrasiye alışabildiniz mi? 
Yalçın KOÇYİĞİT: Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek ile son derbiyi birlikte izlemişsiniz. Derbiyi kaybetseniz de kulübü KKTC’ye yatırım yapma noktasında ikna etmişsiniz. 
İsmet BAYRAKÇI: Dursun Özbek başkan size çok özel bir görev tebliğ etmiş. Yakında siz de çizmeleri giyecekmişsiniz, hade hayırlısı. 
Elçin TUNCEL: Bütün kış hastalığa yenilme şurada baharın son günlerinde ağır gribe yakalan. Biraz daha dayansanız önümüz zaten yazdı. 
Ümral VOLKAN: Yani kalkıp İstanbul’a kadar gidip de TT Arena’dan eli boş dönmek, valla bence bir okutturun kendinizi. Yok, böyle bir şanssızlık. 

GÜNÜN SÖZÜ
 “Öncelikle iki toplum arasında ilişkileri güçlendirecek ortamı yaratmalıydık. Kapıların açılması da bunun en önemli bacağını oluşturacaktı. O günden bugüne iki toplum arasındaki ilişkilerin nasıl geliştiğine tabii şimdi yeniden bakmak gerekiyor.”
Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş
YORUM EKLE

banner608

banner474