banner564

“Türkiye yardımına en az ihtiyaç...”

Türkiye Başbakan Yardımcısı Sayın Recep Akdağ’ın Kıbrıs ziyaretinde eleştirdiğim UBP- DP Hükümetine yönelik, politik nezaket kuralları içinde ifade ettiği ciddi eleştiriler beni mutlu etmedi. Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’taki etkisi ve ağırlığı içinde, Türkiye Hükümet yetkililerinin eleştirilerine muhalif mantıkla, “bakın biz demiştik” anlayışı ile yaklaşmak siyasi fayda sağlar. 
Ancak bu fayda, sonuç itibari ile fayda umana da büyük zarar verir. Çünkü bu topraklarda varlık mücadelesi veren toplumun demokratik dinamiğini ciddi erozyona sokar.
Doğrular 
Ancak Sayın Akdağ’ın söylediklerinde bulunan doğruları göz ardı etmek mümkün değildir. Çünkü bu doğruları, Türkiye’ye dönük tepkisel yaklaşımlarla, ya da siyasi yağ içinde görmezden gelirseniz, haklı eleştiriler de yapamazsınız. Böylece TC- KKTC ilişkilerinin sağlıklı gelişmesine katkınız olmaz.
Sayın Akdağ’ın, TC- KKTC arasında imzalanan Ekonomik Protokole yönelik yaptığı eleştiri doğrudur. Üstelik bu yalnız iki ülke arasındaki ilişki için değil, ama aynı zamanda KKTC siyasi ve demokratik değerleri içinde önemlidir. Çünkü bu hükümet ilk defa, TC- KKTC arasında imzalanan Ekonomik İşbirliği Protokolünü takvimi ile birlikte Mecliste oyladı. Yani Sayın Akdağ’ın, ’eğer uygulamayacaksanız, niye imzaladınız’ eleştirisi yerindedir.
Tartışılmasını dahi istemeyenlerin, “sadakat” nutukları ile imzaladığı protokole sadakat, %10!
Özgürgün...
Sayın Recep Akdağ’ın kamuoyu önünde yapmak zorunda kaldığı bu eleştiri sonuçta, Başbakanı sıkıntıya soktu. Bu yüzden apar topar bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Bunu da partisinin Kadın Kolları Toplantısında yaptı. Üstelikte bunu, dağıtma işlerinde öne çıkan ekonomiden sorumlu Sayın Atun ile Sayın Serdar Denktaş’ın bu eleştiriye dönük, “anlamlı” suskunlukları içinde yaptı.
Sayın Başbakan, bu eleştiri ağırlığı altında, “şu an Türkiye’den en az katkıya ihtiyaç duyduğumuz dönemdeyiz” dedi. Bu ifade hiç doğru değil. Aksine , yerel kaynaklarla insan ve toplum için bir çivi dahi çakılamayan en kötü dönemdeyiz. Evet, temel alt yapı yatırımları için Türkiye’nin desteği önemlidir. Ancak geçmişte kusura bakmasın, yerel kaynaklarla çok işler yapıldı. 
Sayın Akdağ’ın bu eleştirisi karşısında suskunluk moduna giren Ekonomi Bakanı dün, Esnafa, 100 milyon TL’ lik destek olacak diye basının en önünde idi. Eleştiri karşısında ise “arazi”.
Bunda bir onluk yerel katkının olmadığı açık. Hastahanelere, okullara, yerel yönetimlere ve yaşamın diğer alanlarına dönük yatırımlar için bir onluk yerel katkı yok. Ama Sayın Başbakan, ”Türkiye’nin en az katkısına ihtiyaç duyduğumuz dönemdeyiz” diyor.
Ama bunu dediği bu dönemde, KKTC Maliye Bakanlığı verilerine göre, Temmuz 2016 itibarı ile KKTC Maliye Bakanlığına yapılan TC Yardım Katkısı 30 milyon TL iken, 2017 Temmuz itibarı ile gerçekleşen TC Yardım miktarı 80 milyon TL oldu. Hiç doğruluk yok o içi boş böbürlenmede.
Maaş ödemekte kullanılan bu kaynakla birlikte, iç borçlanmalarla maaşların ödendiği gerçeği bütünleştiğinde, Başbakanın sözünün boş olduğu ortaya çıkar.
 Sayın Başbakan kusura bakmasın; 2016 Ağustosu’ndan, 2017 Ağustos’una, %15.63 pahalılık yaşayan, alım gücü düşen insanlara dönük böyle içi boş sözler bir anlam ifade etmez.
Kendi idarecileri tarafından yaşadıkları zorlukların yok sayılması ise insanları mutsuz kılar. Çünkü eğitim ve bilgi bakımından dünden daha başka bir gelişmişlik içindedir toplum.
YORUM EKLE

banner471

banner474