banner564

Kıbrıs sorununda nüfus ve Türkiye’nin önemi

    Güneydeki açıklamalar ve müzakerelerde bizden istenen ödünler, adanın tümünün Yunanistan’a bağlanmasına zemin hazırlayabilecek bir çözüm üzerinde durulduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
  Rum-Yunanistan- emperyalist ülkeler ve bunların güdümündeki Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletlerin amacı da adanın kuzeyinin de, Yunanistan’a bağlanmasıdır.
Ancak adanın kuzeyinde Türk nüfusu bulunması ve KKTC bölgesinin Türkiye tarafından korunması nedeniyle, Kıbrıs adasının tümünün Yunanistan’a kazandırılması mümkün olmamaktadır.
 İşte bu nedenle Kıbrıs’ın tümünün Yunanistan’a bağlanması için sürdürülen mücadelede, KKTC nüfusumuzun artmaması ve Türkiye ile aramızın açılması için olağan üstü çaba harcanmaktadır.
    1963’te yaklaşık 360 bin olan Rum nüfusu, Rum yönetiminin Yunan asıllı kişilere hiç zorluk çıkarılmadan vatandaşlık vermesi, ayrıca Avrupa Birliği üyesi olması nedeniyle de isteyen Yunan vatandaşlarının güneye yerleşmek hakkına sahip olması sonucu, yaklaşık 1 milyona ulaşmıştır.
   Rum yetkililerin nüfus konusunu ulusal dava gördüklerini açıklamasına karşı, yakın geçmişte Sibel hükümetinin ilk iş olarak Karpaz’da sinema platformu kurmak isteyen bir TC vatandaşına verilen vatandaşlığın iptal etmesi, şimdiki hükümetin de ilk  olarak  geçmiş hükümetin verdiği vatandaşlıkların araştırılıp iptal edileceğini açıklanması, anlaşılması zor bir tutumdur.
 Rum nüfusunun artmasını hatta para ile vatandaşlık vermesine tepki göstermeyen içimizdeki malum kesimin, kuzeyde verilen vatandaşlıklara karşı çıkması ibret vericidir.
Rum tarafı müzakerelerde bile olası çözümden sonra nüfusumuzun %25 olarak sabitlenmesini dayatmış ve kabul ettirmişlerdir.
Çünkü nüfusumuzun böyle % 25’de olması durumunda, olası çözümden sonra azınlık olduğumuz ileri sürülerek bize tanınacak hakların iptal edilmesi kolay olacak ve başka ülkeler tarafından da desteklenecektir.
Rum yönetiminin egemenliğini kuzeye yayması önündeki ikinci engel ise anavatan ile iyi ilişkiler içinde ve koruması altında olmamızdır.
Türkiye’nin adadaki varlığı nedeniyle, egemenliğini kuzeye yaymasının mümkün olamayacağını dikkate alan Rum tarafı, içimizdeki işbirlikçilerin desteği ile, anavatan ile aramızı açmak ve ayrılmasını sağlamak çabasındadır. 
Rum’lar ile aramızdaki nüfus açığının daha da büyümesi durumunda Kıbrıs Türk halkı olarak eşit ortaklığa dayalı bir çözüm talep etmemize dünyanın karşı çıkacağını sade vatandaşlar bile biliyor.
 Fakat kişisel görüşüme göre bazı kişiler, sırf adanın kuzeyinin zamanla Türkleşmemesi için, yeni vatandaşlık verilmesine karşı çıkmakta, azınlık kalmamızı, Türk ordusunun ayrılmasını ve her koşulda hatta azınlık olarak bile Rum ile birleşmemizi istemektedir .
Nüfusumuzu artırmamamız durumunda, ekonomimizi ayakta tutmamızın ve Rumlar ile tüm alanlarda rekabet etmek gücümüz olamayacağını sade vatandaşlar bile biliyor.
Bu nedenle Kıbrıs’ta Türk kimliğimizle varlığımızı sürdürebilmemiz için, nüfusumuzu Rumlar ile rekabet edebilecek ve başa çıkabilecek düzeyde artırmak zorundayız.
    Sonuç olarak nüfusumuz ve anavatanımızın varlığı, Kıbrıs davasında en önemli öğedir. Bu gerçek nedeniyle, anavatanımız ile aramızın açılmasının ve ayrılmasının sağlanması ve nüfusumuzun azınlık kabul edilecek düzeyde kalması için yoğun çaba harcanmaktadır.
Bulunduğu coğrafik konum nedeniyle, Kıbrıs adası Türkiye’nin güney sahillerinin güvenliği bakımından büyük öneme sahiptir.
Öte yandan, doğu Akdeniz’de etkin olmak ve petrol yataklarını kontrol altında tutmak isteyen batılılar için de, Kıbrıs adası önemlidir.
İşte bu nedenle batılılar, adanın ezeli düşman kabul ettikleri Türklerin  kontrolünde olmasını istememektedir.
Öte yandan Kurulduğu günden beri eski Türk topraklarını hiç savaşmadan batılıların desteği ile ele geçiren Yunanistan’da Kıbrıs’ı ilhak etmek çabasındadır.
Batılı emperyalistler halen adamızda bulunan hükümran üsleri sayesinde amaçlarını gerçekleştirmiş durumdadır.
Yunanistan ise, hiç savaşmadan ve batılıların güdümündeki AB ve BM ‘in desteği sayesinde adanın yaklaşık %65’ini örtülü olsa da ilhak etmiş bulunuyor.
Halen Kıbrıs konusundaki mücadele, KKTC bölgesinin de savaşmadan Yunanistan’a kazandırılması amaçlıdır.

    Halen sanatkar ve düz işçi gereksiniminin uzak doğulu ve Afrikalı öğrenciler yerine Kuzeyli soydaşlarımız tarafından karşılanmasının ülkemiz için daha yararlı olacağı ve güneyde neden nüfus üstünlüğüne olağan üstü önem verildiğini tüm siyasetçilerimizin dikkate almasını temenni ederim. 

YORUM EKLE

banner471

banner474