banner564

Aç gözünü uyandır canını

Hemen hemen her Amerikan filminde görürsünüz. Kafası bozulan ya içki şişesine ya da hap kutusuna koşar. 
Bu, Hollywood’un içki imalatçıları ve ilaç şirketleri için verdiği bir gizli reklam hizmetidir. İçki ve ilacı, doğal olan olumsuz insanlık hâlleri için bir panzehir olarak sunuyorlar.
Hemen hemen her zaman da şişeler kafaya dikilir ve hap avuca dökülerek alınır. Gerçek hayatta kimse, alkolik veya manyak değilse, şişeyi kafaya dikmez. Kimse de avuçla hap almaz. Ama filmlerde izleye izleye insanlar bunları normal bir davranış olarak algılamaya ve şişeyi kafaya dikmeye ve avuçla hap almaya başlar. 
Çocuklar filmlerden içkinin şişenin kafaya dikilerek içildiğini öğrenerek büyür ve içki içme yaşına geldiklerinde, bazen daha da önce, şişeyi kafaya dikmeye başlarlar.
Gene Amerikan filmlerinde, işten eve dönülünce ilk iş içki şişelerinin olduğu yere gitmektir. Cömert miktarda sert bir içki dökülür bardağa ve kafaya dikilir. Bir tane daha konduktan sonra şişe ile birlikte koltuğa yönelinir. Veya buzdolabından bir bira alınır. Ve bir bira, bir bira daha.
İçki kafaya dikilerek içilir, hap avuçla alınırsa çabuk tükenir. Bu da şirketler için daha çok satış ve daha yüksek gelir demektir. 
Bir anlamı daha var: tüketiciler için daha zararlı olması. 
Bir ürününün satışı doyum noktasına ulaştığında şirketlerin başvurduğu yöntem, yeni alıcılar bulmak yanında, aynı alıcıların ürünlerini daha çok kullanmaya yöneltmektir. Açlık şekeri oranını veya kolesterol miktarını aşağıya çekersen daha çok insanı diyabet ve kolesterol haplarına hayat boyu müşteri edersin. Hasta olmamalarına rağmen.
Bu fenomeni bir zamanlar bir Japon şirketine çalışan bir arkadaşımdan duyduğum bir örnekle anlatayım:
Japonya’da bir şirket yeni bir baharat karışımı icat etmiş. Bu baharat tuzluk gibi delikli bir şişede satılıyormuş ve çok popüler olmuş. Gel zaman git zaman, satışlar doyum noktasına ulaşmış. Yöneticiler ne yaparsa yapsın bir türlü artmıyormuş.   Gene bu konu tartışılırken toplantının notlarını tutan bir memur elini kaldırarak “Ben de bir öneride bulunabilir miyim?” diye sormuş cılız bir sesle. “Bulun,” demişler. “Delikleri büyütün,” demiş memur.
Delikleri büyütmüşler ve satışlar patlamış.     
Amerika’da tiryakilik yarattığı bilinen ilacı yıllarca satıp milyonlarca insanı uyuşturucu bağımlısı yapan ilaç şirketleri olmuştur. Resmî kurumlar zararlarını bilmelerine rağmen bu ilaçların lisanslarını iptal etmeyerek suça ortak olmuşlardır. Bu kurumlar ilaçların reçete edilebileceği hastalıkların sayısını artırmakta da ustadırlar. O ilaçların o hastalıklara iyi gelmediğini bilmelerine rağmen. Kimi doktorlar da bu konuda ilaç şirketlerinin en büyük işbirlikçileridir.
Bütün bunlar Amerika’da normaldir. Orada en kutsal değer paradır. İnsanlar ikiye ayrılır: üretenler ve tüketenler. Hükûmet etme, yasa yapma ve cezalandırma veya teşvik etme yetkisi üretici sınıfındadır. Tüketiciler donuna kadar soyulması mubah olan koyun sürüleridir. 
Bu kafa yapısı Amerika’dan her yana yayıldı ve dünyayı tüketen aktivitelerin baş sıralarında yerini aldı. 
Rahmetli babam bir salaklık yaptığımda “Aç gözünü, uyandır canını!” derdi. 
Ben de aynı şeyi size söylüyorum.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ruh İkizi
Ruh İkizi - 2 yıl Önce

Bakınız burası çok önemli:
“Açlık şekeri oranını veya kolesterol oranını aşağıya çekersen....” diye devam ederek verdiğiniz örnekler, fazla söze hacet bırakmamış...
Üretenlere göre, fazla nüfus hem kötü.Zaman zaman bunun da hesabı yapılmıyor değil.
Bir de güvenlik konulu filmleri var.ABD Rusya’ya karşı veya tersi. Kim çekiyorsa filmi kesin galip o. Bir yandan da içkisini yudumluyorsa harika!
Yine ışık oldunuz...Teşekkürler Sayın MM,

Sarp Ege
Sarp Ege - 2 yıl Önce

Yazı bana bir olayı hatırlattı. Ankaralı kolonya imalatçısı Eyüp Sabri Tuncer bir ara işleri bozulduğunda Vehbi Koçtan destek istemiş. Vehbi Koç'ta ona kolonya şişesindeki delikleri büyütmesi tavsiyesinde bulunmuş. Acaba bu fikrin mucidi Koç'mu , yazıda geçen baharatçı Japon'mu?
Vahşi kapitalizmde hedefe varmak için her yol mübahtır. Dinleri imanları paradır.

Faruk Ercan
Faruk Ercan - 2 yıl Önce

Teşekkürler MM.

uğur sezgin
uğur sezgin - 2 yıl Önce

Küresel ısınmaya, iklim krizi masalı demek için nasıl bir kafaya sahip olmak gerekir, bilemiyorum.

m.şakir
m.şakir @uğur sezgin - 2 yıl Önce

Arktik bölgede sıcak dönemin bittiğini ve şimdi iklimin soğuk döngüye girdiğini söyleyen Matişov, insanın iklime etkisinin oldukça küçük olduğunu kaydederek, “İnsan kendini çok abartıyor. Başlıca faktör, insanlık uygarlığı değil Dünya Okyanusu. Doğal makine henüz etkimizle başarıyla başa çıkıyor” dedi.

m.şakir
m.şakir @uğur sezgin - 2 yıl Önce

Dört yıl önce Kuzey Kutbu’nu ziyaret ettiğini anlatan Matişov, “50 Let Pobedi buzkıranıyla Murmansk şehrinden çıktık ve Franz Josef Toprakları’na kadar 1200, oradan da dünyanın tepesi olan Kuzey Kutbu’na kadar 1100 kilometre daha geçtik. Ağustos sonuydu. Her yer buzdan dağlar, kar, kutup ayıları ve tüm bunların ortasında durarak kendine şunu söylüyorsun: Küresel ısınma iddiasını ortaya atanları bir günlüğüne bile olsun buraya toplamak lazım” diye konuştu.

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Sayın Münir, Ülkemizde artık İlaç ve İçki sorunu kalmamıştır, Sağlık Bakanlığımızın İlaç alabilecek kapasitesi kalmamıştır, Eczanelerimizde ise İstenen ilaçları bulmak imkansız olanlar ise aşırı Pahalı ! İçkiye konulan son mega zamlardan sonra içkiden de uzak duracağımız kesindir ! KKTC de içki ve İlaç sorunumuz kalmamıştır,

m.şakir
m.şakir - 2 yıl Önce

İklim krizi masalı kimlere yarıyor acaba ? Ne dersiniz ?

m.şakir
m.şakir @m.şakir - 2 yıl Önce

Biri Rus, diğeri Türk iki bilim adamının görüşlerini isimlerini de vererek aktardım. Kimseden tık yok ! Değerli MM'nin bir yorumu olabilir mi acaba ?

m.şakir
m.şakir - 2 yıl Önce

DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öğretim üyesi, iklim bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, güneş patlamalarındaki düşüşe dikkat çekti. Yaşar ayrıca; güneş patlamalarındaki düşüş nedeniyle küresel soğuma yaşandığını, buzulların 2008'deki genişliğine döndüğünü belirtti.

m.şakir
m.şakir - 2 yıl Önce

Sevgili MM'nin dediği gibi :Aç gözünü, uyandır canını !


banner608

banner474