Diyalog Gazetesi
2019-06-23 09:16:57

 Anavatanla aramızı açmak bindiğimiz dalı kesmektir

Dr. Orhan AYDENİZ

23 Haziran 2019, 09:16

Son günlerde bazı kişilerin, en küçük fırsatı bahane ederek, haksızca, vefasızca, insafsızca ve utanç verici düzeyde Anavatana, yöneticilerine ve KKTC’deki temsilcilerine dil uzattığı herkesin dikkatini çekmektedir.
Anavatana karşı sürdürülen düşmanca, dayanaksız, haksız suçlamalar, ayıp sayılabilecek yakıştırmalar ve hakaret derecesine varan açıklamaların, Kıbrıs Türk halkının ezici çoğunluğu tarafından onaylanmadığı, aksine nefretle karşılandığı biliniyor.
Ancak sayıları az da olsa, bazı kişilerin her geçen gün dozunu artırdıkları düşmanca açıklamalar ve faaliyetler herkesi endişelendirmeye başlamıştır.
Anavatan Türkiye’nin bizim için yaşamsal önem taşıdığı, desteği olmadan varlığımızı sürdüremeyeceğimiz, haklarımızı koruyamayacağımız ve aramızın açılması durumunda, sadece düşmanların kazançlı çıkacağı, inkâr edilemeyen bir gerçektir.
Korumasız kalmamız durumunda, işbirlikçiler ve yolunun şaşırtmışlar da dahil, hepimiz Filistin Arapları gibi perişan olacağız. Bu nedenle Anavatan düşmanlığı ile siyaset, sözde demokrasi mücadelesi, gazetecilik, sendikacılık yaptığını zanneden, fakat gerçekte düşmana hizmet edenler, artık insafa gelmeli ve hatalı davranışlarından vazgeçmeli.
Kuşkusuz demokratik hukuk devletinde herkesin düşüncelerini özgürce açıklaması engellenemez. Ancak, bu konuda sınırların ve yetkilerin üzerine çıkılmamasına ve ülkenin genel çıkarlarının korunmasına özen gösterilmeli.
Özellikle de sorumlu makamlarda olanlar, halkımızın genel çıkarı için, anavatan ile ilişkilerimizin bozulmasına zemin hazırlayabilecek söylem, tutum ve davranışlardan kaçınmalıdır. 
Planlı ve bilinçli olarak sırf Anavatan ile aramızdaki bağların koparılması, yalnızlaştırılmamız ve geleceğimizin zarar görmesine yol açabilecek düşmanca açıklamalar, hakaretler ve faaliyetler, demokratik özgürlük ve hak kabul edilemez.
Halen ülkemizde sürdürülen Anavatan düşmanlığının alt yapısının; geçmişten günümüze Güneydeki yönetimin yoğun propagandası, dış güçlerin sistemli çalışmaları ve çeşitli nedenlerden dolayı bunlara yardım eden içimizdeki işbirlikçiler tarafından hazırlandığı biliniyor.
Bu faaliyetlerin amacının da; Anavatanla aramızı açmak, bizimle ilgilenmesini önlemek, Kıbrıs Türkünü korumasız bırakmak ve böylece Rumların istediği şekildeki bir anlaşmayı kabul etmek zorunda bırakılmak olduğu gizlenemez.
Amerikan diplomatlarının raporlarını açıklayan WikiLeaks kurucusu Julian Assenge’nin, uyduruk gerekçelerle susturulmasına çalışılmasından, demokrasiyi yanlış yorumlayan KKTC’deki politikacı ve entel liboşların gerekli dersi alması gerektiği görüşündeyim.
İşin ilginç yanı ülkemizde anavatan karşıtlığının öncülüğünü yapanlar; işsiz ve geçim sıkıntısından bunalanlar değil, aksine Anavatanın maddi desteği sayesinde gelecek kaygısından uzak, sefa ve refah içinde yaşayanlardır.
Hiçbir şey adadaki varlığımızın sürdürülebilmesinden daha önemli olamayacağına göre, herkes ülkemizin ve halkımızın genel çıkarlarını ön planda tutarak sorumlu davranmalı. 
Hükümet de artık, Anavatan düşmanlığı yapanlara daha fazla hoşgörü göstermemeli.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.