Diyalog Gazetesi
2021-05-13 02:18:36

Bayramdan bayrama

Hare ERGEN

harergen@hotmail.com 13 Mayıs 2021, 02:18

Hani denirmiş ya; “İyi insan olabilmek nasip işidir.” diye... Önce insan olmayan, iyi olmayı nerden bilsin ki...
İyi insan veya kötü insan...
Aslında bunlar tartışılır. İnsanları şekillendiren yaşadıklarıdır, insanları törpüleyen, hayata dair ne varsa onlardır, olanlardır...
Demem o ki, iyi veya kötü genel anlamda tartışmaya açıktır. Yine de bazı şeyler var ki, evet, ancak, iyi insanların yaptığı, yapabileceği, göğüsledikleri, göğüsleyebilecekleri vardır...
Ve bunlar da nasip işidir. 
Geçen bir yerde, bir cümle gözüme çarpmıştı. Gün içerisinde, çoğu kez bizler farkında olmadan, o kadar çok önümüze düşen şeyler olur ki... İyilik yapmak veya kötülük yapmak gibi...
Senin; iyi insan olmak, senin; kötü insan olmak için kaderini tayin etme hakkın, belki de o arada sana verilmiştir... Ama acaba farkında mısınız, farkında mıyız?
Kimse için değil, kendiniz için iyi olunuz. Kimse için değil, siz kendinizi nasıl görmek ve yaşamak istiyorsanız öyle şekillenin.
Belki de iyi insan olduğunuzda, sevilmeyebilirsiniz.
Belki de kötü insan olduğunuzda, sevilirsiniz. 
Çünkü dünya öyle bir yer ki, sürekli değişen şeyler var. Cehennemden gelen insanı, nasıl ki hiç bir şey korkutamaz, cennetten çıkma bir insanı da yine hiç bir şey korkutamaz. 
Nasıl ki kimsenin beni sevmesini beklemediğim ve istemediğim gibi, kimsenin de sizi kalıplar içinde sevmesini ne bekleyiniz ne de isteyiniz. Kendinize iyi davrandığınız ve değer verdiğiniz sürece, etrafınızda sizin için değerli olanlar da olur, olmazsa da çok sıkıntıya gerek yok. 
Hayatı her şekil kabullenmeyi, ona göre yaşamayı becerebilmek... Ve bu tarz yaşarken de, istediğiniz gibi yaşamak... Sizin seçimleriniz, sizin vazgeçtikleriniz ile eğrisi ve doğrusu ile... 
“Dünya bir pencere demiştim ya hani, ben hep güzel yanlarından baktım. Yılkı atlarını gördüm, son model metal yığınlarını değil. Uçurtmalar gördüm, gökyüzünde salınan telleri değil. Ben masalları gördüm, gerçekleri değil...” Gönül Dağı.
Bir bayram daha geliyor. Bayramların bendeki manasını değiştirmek için uğraştığım, karşı durduğum, bunun sonucunda elimde sadece kalanın, derin bir hüzün olduğunu gördüğümden beridir sevmeye başladım. Bayram benim için, annemin aylar öncesinden hazırlık yaptığı, sürekli olarak bayramın hangi güne denk geldiğini sorması, hatta pişireceği yemeğe kadar düşünmesini izlemektir...
Bayram benim için, sabahları bir saat daha fazla uyuyacağımı, kendimle daha çok zaman geçireceğimi, düşünüp sevinmek, doğa ile baş başa kalacağım saatlerin artacağı... Sevdiklerim ile zamanı düşünmeden dolu dolu keyifli vakitler geçirebileceğim günlerdir.
Uzun zaman önce bayramlar benim için anlamını yitirmişti. Kıbrıs’a kesin dönüş yaptıktan sonra, kıyısından köşesinden, ufak tefek vesileler ile tekrar hayatıma giriş yaptı. Babam o zamanlar hayattaydı ve bu yüzden bayramın anlamı farklıydı. Tam güzelce bunun keyfini çıkartayım derken, bu sefer de babamı kaybettim... Elimde kalan ise, Ada’ya dönüşten sonraki, topu topu dört sene birlikte geçirdiğimiz bayramlar olmuştu... 
İtiraf ediyorum. Bayramlar benim için en güzel yıllarını, bundan çok uzun yıllar önce yaşamış ve bitirmişlerdi.
İtiraf ediyorum. Üzülüyordum bayramlarda... Hatta belki size çok garip gelecek ama bayram gelmeden bayramı daha çok seviyordum. O bekleyişi, o heyecanı, bayram sofralarını... Neler pişecek, neler verilecek gibi o güne ait özel tatların heyecanını seviyordum... Ne zaman günler yanaşıyor, işin rengi değişiyordu. 
Fakat gördüğünüz gibi, hayat bizi bir yoldan alıp, başka bir yola koyarken, sevmediğimiz, kaçtığımız şeyleri de günü gelince, tam manası ile sevmek değil de, bize katlanılabilir hale getiriyor... 
Keyfime göre, kafama göre hareket ettiğimden beridir, artık benim için nostalji olarak geçirdiğim zamanlar oldu.
Bu sene pandemiden ötürü fuar alanında, bayram ile ilgili bir etkinlik olmayacak. Eskiden olsa gider uçaklara binip, o şen çocukça kahkahalarımızı atıp, babamın da bizimle olduğunu hissederdik. Çarpışan arabalara binerdik ve bunun gibi daha bir sürü çocukluğumuza dönüş kareleri yaşardık. Evet, hala daha en sevdiğim, bıkmadan usanmadan keyif aldığım şeyler bunlar. 
Hepinize iyi bayramlar diliyorum...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.