Diyalog Gazetesi
2017-11-19 10:28:49

Birleşme tutkusu -saplantısı ve çelişkiler

Dr. Orhan AYDENİZ

19 Kasım 2017, 10:28

Rum tarafının gizlemediği niyet ve amaçlarına karşı, onlarla her koşulda birleşmemizi tek çözüm seçeneği gösterenlerin, bu saplantı ve tutkularının yanlış ve çelişkili olduğu görüşündeyim.
Halkımızın geleceğinin risk altına sokulmaması için, birleşme tutkunlarının, gerçekleri dikkate alması ve çelişki içinde olduklarını anlamalarında yarar vardır.
Bir yandan tüm sıkıntılı anlarımızda yanımızda olan anavatanımızla birleşmemize karşı olmak, öte yandan, ambargolarla yaşamımızı sıkıntıya sokan üstelik dini, milleti dili farklı olan Rumlar ile birleşmek için can atmanın mantıklı bir gerekçesi olabilir mi?
Türkiye’nin eyaleti olmayı istememek ve Rum çoğunluğun egemen olacağı bir yönetimin eyaleti olmayı benimsemek, mantıklı bir tutum mu?
Milliyetçiliği her kötülüğün kaynağı olduğunu söylemek, öte yandan da aşırı derecede milliyetçi olan Rumlar ile birleşmek için can atmak, çelişkili bir tutum değil mi?
Atalarımızın geldiği yer olan anavatan ile bütünleşmemiz durumunda kimliğimizi kaybedeceğimizi ileri sürmek, buna karşın dili, dini ve milleti farklı olan ve nüfusu bizden 4 kat fazla olan Rumlar ile birleşmemizi savunmak normal mi?
Özelleştirmeye şiddetle karşı çıkmak, öte yandan özelleştirmeden yana olan Rum yönetimine katılmamızı ekonomik olarak tek çıkış yolu göstermek çelişkili bir tutum değil mi?
Yabancı yatırıma peşkeş ve sömürü diyerek karşı çıkmak, öte yandan yabancı yatırımcılara her türlü kolaylığı temin eden Rumlarla birleşmemizi savunmak çelişkili bir tutum değil mi?
Dine soğuk bakan ve gericilik olarak gösterenlerin, din adamlarını baş tacı eden Rumlarla birleşmek istemesi, çelişkili bir tutum değil mi?
Adada yaşayan tüm insanların Türk, Rum ayırımı yapmadan Kıbrıslı kabul edilmesini savunmak, öte yandan Yunan kimliğini ön planda tutan Rumlarla birleşmek istemek normal mi?
Ekonomik kalkınmamızda planlı hareket etmemiz için Anavatanla işbirliği yapılmasına karşı çıkmak, öte yandan da Rumlar ile birleşmek ve tüm işlerimizi birlikte yürütmeyi savunmak çelişkili bir tercih değil mi?
Rum tarafının bizimle ortak yönetim kurmak amaçlı müzakerelerin sürdürüldüğü dönemde bile, meclislerinden 1950 Enosis plebisitinin ulusal gün olarak kutlanması ve olası çözümü kabul etmeleri için adada barışı koruyan Türk ordusunun ayrılması ile Türkiye’nin garanti hakkının kaldırılması kararına rağmen, hala daha birleşmenin risklerini göz ardı etmek, iyi niyetli bir tutum olabilir mi?
KKTC Meclisinde, Rum meclisinin aldığı Türk ordusunun ayrılması ve garanti sisteminin kaldırılması kararının kınanması için verilen öneriye olumlu oy vermekten kaçınanların, güneyde askerlikten terhis edilenlerin, silahlarının evlerinde tutulmasının sağlanması ve böylece 100 bin kişilik milis gücüne sahip olunmasını umursamamalarının haklı nedeni olabilir mi? 
Aslında mantıklı düşünen ve art niyetli olmayan herkes, halen barış içinde yan yana yaşayan iki halkın birleştirilmesinin sakıncalı olacağını bilmektedir.
Yabancıların kendi çıkarları bakımından, adanın Yunanistan’a ilhak edilmesini istemeleri nedeniyle, birleşmeyi savunması belki fazla yadırganamaz. 
Ancak içimizdeki bazı kişi, kuruluş ve siyasilerin birleşmeyi tek çözüm seçeneği olarak dayatmasının haklı bir gerekçesi olamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.