Diyalog Gazetesi
2014-03-18 12:10:43

Değişim ve bir düşüm var

18 Mart 2014, 12:10

Geçenlerde Amerika Birleşik Devletleri’nde bir zamanlar tenlerinin renginden dolayı köle olarak yaşayan insanların mücadelesini anlatan bir film izledim.
Filmde farklı ABD başkanları döneminde devam eden bu demokrasi mücadelesini ve değişimi konu ediyordu. Filmde pek tabii Martin Luther King’in mücadelesi de yer alıyordu.
Arkadaşlarımızla birlikte bir organizasyon için bulunduğumuz Washington' da 2011 yılında henüz açılmak üzere olan büstünü ve meşhur konuşmayı yapmış olduğu yeri de görme fırsatımız olmuştu.
Dünya süreç içerisinde nerelerden nerelere geldi. Değişim süreci her şeye ve herkese rağmen yaşanıyor devam ediyor. Dünya değişiyor.
Bir düşüm var, Martin Luther King’in unutulmaz söylevidir.. 'Siyahi' lider Martin Luther King'in 200.000 kişiye yaptığı tarihi konuşmasına,’Benim bir düşüm var’ diye başlıyordu.
“Gün gelecek dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar.”

***
O gün birisi King’in kulağına kırk yıl sonra kendi gibi birisinin Amerikan başkanlığına seçileceğini fısıldasa acaba ne düşünürdü bilmem..
Ama dünyada çok daha zor koşullarda insanların çok büyük işler başardığını görüyoruz..
King, siyahların oy hakkı, ayrımcılığın sona ermesi, çalışan hakları ve diğer temel haklar için gösterileri düzenledi ve organize etti. Bütün bu haklar 1964 yılında çıkan Yurttaş Hakları Kanunu (Civil Rights Act of 1964) ile 1965 yılında çıkan Oy Hakkı Kanunu (Voting Rights Act of 1965) ile Amerikan hukukunun birer parçası oldu.

***
İlk nefes alışımdan beri ömrümü bu topraklarda geçirdim.
Acı tatlı günlerim oldu.
Seneler hızla geçti gitti..
Ömrümün kum saatindeki kum zerrecikleri gibi akıp gittiğini her geçen gün daha çok hissediyorum..
İçimi bir telaş sarıyor..
Bu telaş ömrümün son bulması ile yada bu dünyadan göçüp gitmekle alakalı değil..
En büyük endişem son vaktimde çocuklarımın ve bu toprakta yaşayan insanların mutsuz olmasına şahitlik etmektir.

***
Kıbrıs Türkü bugün hayatta insanlar için en önemli olan şeylerden birini yitirmiştir.
Umudunu...
Geleceğine güvenle, umutla bakamıyor..
Bir düşü bir beklentisi kalmamış..
Adeta kötü kaderini bekleyen mahkum psikolojisi ile telaştadır..
Bu telaş kimine göçtür, kimine kanıksama.
Ancak bilmemiz gereken bir şey vardır..
Bizler mahkum değiliz..
Küflenmiş beyinlere, şakşakcılıkla yok edilen, ipotek altına alınan geleceğimize razı olmaya mahkum değiliz.
Artık harekete geçmeli ve bir şeyler yapmalıyız..
Doğup büyüdüğümüz topraklarda en karanlık noktaya henüz gelmeden..
Vakit çok geç olmadan..
Bir düşümüz olsun...
İnsanlarının mutlu olduğu..
Gelecekten kaygı duymadığı..
Herkesin devletin imkanlarından eşit faydalandığı..
Gençlerinin el kapılarında ömürlerini tüketmediği bir ülke..
Duyarlı, üretken çağı yakalamış, yöneticilerin olduğu..
Halkının geleceği için sorumluluk duyan ve çalışan..
Yalnızca kendi ailesini, dostlarını çocuklarını değil bütün insanlarını kendinden sayan yöneticileri düşlüyorum..
Gelecek nesillerin insanca yaşayabileceği, çevresine doğasına sahip çıkan anlayışı:
Ve hepsinden öte bütün bu güzellikleri kendi için değil aynı zamanda komşusu veya hiç tanımadağı yurttaşları için arzulayan...
Ve bu arzusunun gerektirdiği cesur mücadeleyi vermekten korkmayan, yarınları çocukları için mücadele veren sorumluluk duyan, insanlarla dolu bir ülke düşlüyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.