Kıbrıs sorununun çözümü yönünde umutlar yeniden yeşermeye başladı...
Bu kez olur mu, olmaz mı göreceğiz...
Kıbrıslı Türkler olarak, çözümün kaçınılmaz olduğuna inanıyor ve liderlerin başarıya ulaşmasını diliyoruz...
Ancak çok uzun süreli bir müzakere süreci olmamalı...
Rum tarafı “önce bir Maraş’ı alalım da gerisine bakarız” düşüncesiyle hareket ederse, kısa sürede çözüm olamaz...
Hatta uzun vadede olması da tehlikeye girebilir...
Bugün Türkiye’de çözüme destek veren bir iktidar var...
Hatta Kıbrıs’taki çözüm karşıtklarını cesaretlendiren bir iktidar...
Güney Kıbrıs ile ticari ilişkileri başlatan, sınır kapılarının açılmasını sağlayan AK Parti iktidarı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır...
AK Parti iktidarı döneminde, Larnaka’dan kalkan ‘yabancı hava şirketlerine’ Türkiye hava sahasını kullanma izni verildi...
Güney Kıbrıs’ta kayıtlı gemi şirketleri, Yunan adaları ile Türkiye arasında sefer düzenlemeye başladı...
Kıbrıslı Türklere yönelik ambargolar devam ederken, Türkiye’nin olumlu adımları görmezden gelinemez...
Türk tarafı ne yapmalı?..
Kıbrıs Türk tarafı, ister kısa, isterse uzun vadede bir çözüm olacağını düşünerek, AB ile uyum yönünde adımlar atmalıdır...
Tüketici hakları, güvenli gıda, vergi sistemi, banka işlemleri, araç muayene, trafik kuralları, ehliyet alımı, mezbahalar, süt ve süt ürünleri üretimi, hayvancılık, taşıma ve koruma kuralları, nakliyecilik ve daha birçok konuda yasa veya tüzük değişikliğine ihtiyaç vardır...
Kamuda ve bankacılıkta kırtasiye savurganlıklarını dahi ortadan kaldıramadığımıza göre; uzman kişilerden yararlanmak suretiyle önümüzdeki sorunları aşmalıyız...
Kamuda kırtasiyecilik nedir?..
Sadece bir örnek vermek suretiyle konuya açıklık getirebiliriz...
Diyelim ki; Maliye Bakanlığı’na vergi taksidi ödeyeceksiniz...
İki bin TL için size tam 66 tane makbuz veriyorlar...
Bunu hazırlamak uzunca bir zaman aldığı için, parayı yatırıyor, makbuzları da bir gün sonra uğrayıp alıyorsunuz...
Olacak şey mi?..
Değil ama KKTC’de oluyor...
Barroso sözünü tutmalı
Kıbrıs Türk tarafının ‘olası bir çözüme’ hazır olmadığını AB de biliyor...
Nitekim, Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso, Fileleftheros gazetesine yaptığı açıklamada, Kıbrıslı Türklerin, AB ile uyum sağlayabilmeleri için özel temsilcisine görev vereceğini açıkladı...
Bazı işler vardır ki bunları AB yardımına gerek duymadan da yapabilirsiniz...
Örneğin; ehliyet sınavlarını yeniden düzenlemek...
İkaz levhalarının ne anlama geldiğini bilmeyen kişilere ehliyet veren bir sistemimiz var...
Bundan yararlanıp, ehliyet alan bir sürücü sağa döneceğinde ikaz işaretine gerek duymuyor...
Yaya geçidinde durmak zorunda olduğunu bilmiyor...
Araç muayeneleri Avrupa’da her yıl, bizde 3 yılda bir yapılıyor...
Bunları düzenlemek için AB’nin bize yol göstermesini mi bekliyoruz?..
Allah aşkına nerede bizim aydınlarımız?..
Nerede fişek gibi siyasetçilerimiz?..
Artık ‘ağlama, sızlama’ edebiyatını bir kenara bırakıp, karar alma ve uygulama zamanıdır...
Üç tane oy kaybedilecekse, edilecek...
Günün sonunda tüm insanlar kazanacak...
Avrupa yolu açık olsun...