İnsan olmak yorucu bir iştir.
Çünkü bir varoluş biçimi olmaktan çıktı. Bir uğraş, bir proje, bir amaca varma süreci oldu.
Bir yarış hâlini aldı.
İnsanın her zaman aşındırması gereken bir yol, aşması gereken bir dağ, varması gereken bir yer, taşıması gereken bir kaya var.
Kişi doğmaz, olur.
Diğer canlılar ise olmuş doğarlar.
Tohum ağacını içinde taşır. Ağaç olmayı öğrenmesine gerek yoktur. Yetişmesi için tohumu olduğu ağacın onu beslemesi gerekmez.
Deniz kaplumbağası yumurtalarını kumların altına gömüp geri denize döner. Yavruları, bir iki ay sonra, kumların rahminden çıktıklarında analarının kum değil, kaplumbağa olduğunu bilirler. Karaya değil denize doğru yürüyeceklerini kimsenin kulaklarına fısıldamasına da gerek yoktur. Kaplumbağa olmak ezberlerindedir.
Hayvanlar var olur, varlıklarını sorgulamaz.
Doğmak için hastane, öldüklerinde gömülmek için mezarlık istemezler.
Balık bisiklete binmez, üveyik üniversite sınavına girmez. Puhu kuşu pilot, denizanası doktor olmaz. Baykuş borç taksiti ödemez, kunduz daire satın almaz, tilki oy vermez, martı çocuğunun okul ücretini düşünmez, yengeç yüzünü gerdirmez, kartal kredi kartı istemez. Gergedanın laptopu, ceylanın cep telefonu yoktur. Fil fal baktırmaz.
Hayvanlar elektriğe ihtiyaç duymaz, muhtaç oldukları bütün ışık gözlerindedir.
Arı bal, insan endişe toplar.
İnsan basit olanı karmaşık, düz olanı yokuş yapar.
Dünyayı yollarla kaplar, ama nereye gideceğini bilmez.
O, doğanın hiç olgunlaşmayan çocuğudur. Anası babası vardır, ama öksüzdür.
Tohum toprağını, balık denizini, kuş havasını yaratmaz. İnsan ise ihtiyacı olan veya olduğunu sandığı şeylerin çoğunu kendi yaratmak zorundadır.
Bu her zaman böyle değildi. İnsanın da diğer yaratıklar gibi olduğu veya onlara çok benzediği bir zaman vardı. Doğmak için hastaneye, ölmek için mezarlığa ihtiyacı olmayan, bir vaşak veya başak gibi yaşadığı bir zaman.
“Geleceği mi, geçmişi mi görmek isterdin?” diye sorulsa, hiç düşünmeden “geçmişi” derdim.
Gelecek görülse hayat yaşanmaz olurdu.
Önce kendi hayatımın başlangıcına gidip oradan bugüne kadar gelir, neden olduğum gibi olduğumu anlamaya çalışırdım. Sonra ilk insanın yere bastığı âna gider, onun neden olduğu gibi olduğunu anlamaya…
Ama her şeyi görsem bile her şeyi anlayabilir miyim?
Sanmıyorum. Dünyaya anlamak için değil, görmek, tanıklık etmek için geliyoruz.
Var olmanın dayanılmaz ağırlığı
Paylaş
Veli Koç 2 Yıl Önce
Yazılarınızı severek ve beğenerek okuyorum. Bir ricam olacak. Yazılarınızda konuya uygun resim kullanırsanız daha anlamıı, okunur ve beğeni kılacaktır Saygılarımla
Sarp Ege 2 Yıl Önce
İnsan herşeyi emek sarf ederek zamanla öğreniyor. Diğer canlılardan farkı düşünmesidir. Gerçi günümüzde artık insanlar doğumdan itibaren hayata yarış atı gibi hazırlatılıyor/ hazırlanıyorlar. Hayat şartlarının acımazlığı nedeniyle çocuklarımız, gençlerimiz yaşamın tadını çıkarmadan hayata atılıyor. Şahsen bende dünyaya erken geldik diyenlerdenim. Herkese Akdeniz'den mutlu hafta sonları dilerim.
Sevim 2 Yıl Önce
Harika, felsefe tadında bir yazı olmuş. Elinize sağlık. İyi ki varsınız.
Turkish power 2 Yıl Önce
Eveeet yetmez ama evet eveeet yetmez ama bin kere evet evet varolmanın dayanılmaz hafifliği ağırlığı mıktar ve ehtiyar heyeti
Trakya’dan 2 Yıl Önce
Doğasından koparılan insan, o nedenle hep arayışta, hep huzursuz…
Turkish power 2 Yıl Önce
Avcı toplayıcı hayalperestleri klavye başında aman ne romantik vay canına ne muhteşem aman efendim doğada elimizde mizrakla antilop avlasaydik vs vs arkadaş zaman ve mekandan kopuk iflah olmaz romantik yetmez ama evetcileriz alkış alkış alkis
m.şakir 2 Yıl Önce
Konuya uygun resim sol üst köşede mevcut. Adam ne güzel gülüyor, daha ne yapsın.
Hadiye Aksoy 2 Yıl Önce
İnsan olmanın özelliği, diğer canlılardan farkı ancak bu kadar güzel anlatılabilir. Kaleminize sağlık.
Troll abi 2 Yıl Önce
Bugun de maasini hakettin troll abi. Her gun konuyla alakasiz yazmaya devam etmo zaman… https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/canli-yayini-kim-yonetsin-5115610/
Ahmet 2 Yıl Önce
Teşekkürler
Yurdakul 2 Yıl Önce
Katılıyorum düşüncelerinize. Sakinleşmek herkese iyi gelecektir.
Zeynep 2 Yıl Önce
Son cümle acı ama gerçek.
Edward Patrick 2 Yıl Önce
An interesting perspective https://vedasandsanskrit.com/2018/10/10/man-the-thinking-being/
Fatih 2 Yıl Önce
Bazı insanların aklı bu hayatı anlamaya çalışmaktan zevk duyuyor.
Yasemin 2 Yıl Önce
Size bol yılanlı bahçe diliyorum
Mustafa Yüksel 2 Yıl Önce
Metin bey bu yazıda varoluş meselesine el atmış. Nüfusun büyük çoğunluğu görmek ve tanıklık etmek için geliyor, bu doğru. Filozoflar gibi küçük azınlık da anlamaya çalışıyor. Bana göre insanın en tuhaf ve anlaşılması güç özelliği yaratıcı zekaya sahip olması. Bu onu ‘transcendent’ konuma getiriyor. Ben şahsen geleceği görmek isterdim. Geçmiş üş aşağı beş yukarı belli. 1000 sene sonrasını tasavvur etmeye hayal gücümüz yetmez. Tabii bin sene sonra hala insan olacaksa.
Mustafa Yüksel 2 Yıl Önce
Mr. Power bu ne kibir? Meseleyi hiç anlamamışsın!
Betül altun 2 Yıl Önce
İnsan olmak bir iştir, Lakin insan kalmak zor iştir,,,
Hasan Nuri 2 Yıl Önce
İnsanlar Dünyada en yeni canlılardan olup diğer canlılara göre farkı beyin gücü daha yüksek ve akıllı olmalarıdır, peki İnsanların beyin gücü ile akıllı olmaları varlıklarını Timsahlar ve Akrepler gibi koruyabilecekler mi ! Bunu birkaç milyon yıl sonra öğreneceğiz !
Ekrem ERGÜL 2 Yıl Önce
İnsanın en büyük eksikliği Allah'ın yarattığı bu muhteşem akıl almaz kâinata ihanet etmek,tir.
Hakkı ÇİÇEK 2 Yıl Önce
Diyalog kurmak isterim.