banner564

Bana tarihini göster sana yalanını göstereyim 

Bütün ulusların tarihi yalanlar, yanlışlar, saptırmalarla
doludur.
Tarih en süfli ülkeleri yüceltir, en aşağılık yöneticileri parlatır, en alçakça zalimlikleri kahramanlaştırır.
Böyle sorular pek sorulmaz:
Büyük İskender (MÖ 356- MÖ 323) gerçekten büyük mü idi?
Kristof Kolomb (1451-1506) büyük bir kâşif mi idi, yoksa Amerika kıtasının kapısını soykırım ve talana açan bir maceraperest mi?
Vahşi Batı gerçekten vahşi mi idi?
ABD’nin tarihini okursanız şunu öğrenirsiniz: Amerika kıtası bir avuç vahşi yerlinin yaşadığı boş bir yerdi. Avrupalı beyazlar göç edip orasını ele geçirdiler, medenileştirdiler ve kan ter içinde çalışarak dünyanın en zengin ve güçlü devletini yarattılar.
Bu doğru mu ya da doğrunun tamamı mı?
Yoksa Amerikan tarihini yazanların amacı Amerikalıları kahramanlar tarafından kurulan, gurur duyabilecekleri, uğrunda can verebilecekleri bir vatana sahip oldukları inancını yaratan bir hikâye mi uydurmaktı?
Amerika’nın gerçek öyküsü bir şiddet, soykırım ve gasp öyküsüdür. Sömürgeci Avrupa ülkelerinin tarihi bundan farklı değildir.
Beyazlar 1600’larda ilk sömürgelerini kurduklarında Kuzey Amerika boş değildi.
 
Kıtanın dört bir yanını dolduran 300’den fazla yerli millet vardı. Nüfus 12-15 milyon arasında idi. Bin dokuz yüz yılına gelindiğinde Kızılderili nüfusu 237,000’ne inmişti.
Yeni Dünya’ya ayak basılmasından itibaren, değişik yerlerde ve değişik zamanlarda hüküm süren bütün merkezi ve yerel beyaz yönetimlerin ortak amacı yerlileri yerlerinden etmek, sürmek, katletmek etmek oldu.
Bu yok edilişi kolaylaştırmak için Kızılderililer tam anlamıyla insan olmayan, daha çok zararlı, parazit veya çapulcu yaratıklar olarak reklam edildiler. Bu görüntü içinde kırılmaları dünyayı bir pislikten temizleyen erdemli bir uğraş olarak addedildi.
Amaç soykırımdı.
Amerikalı tarihçilerin bunu bu şekilde görebilmeye başlaması için Yirmi Birinci Yüzyıl’ın başlarına kadar beklemek gerekti. Bunun resmi tarihin bir parçası olması, bu soykırımın açtığı yaraların iyileştirilmesine çalışılması için kim bilir ne kadar zaman geçecek.
Uydurma tarih sadece geçmişi değil, geleceği de karartır.
Yalanlarla beslenirseniz çarpık değerlere sahip olursunuz. Sizden zayıf olanları yok etmeyi, vatanlarını ellerinden almayı, köleleştirmeyi doğal, hatta kahramanlık addedersiniz.
Bilimkurgu filmlerine dikkatle bakarsanız çoğunun Beyaz adam-Kızılderili trajedisinin birer kopyası olduğunu görürsünüz. Avatar filmi bunun klasik bir örneğidir.
Ulusların birbirini sevmemesin en büyük nedenlerinden biri, birini kahraman gösterirken diğerini kurban göstermek yerine düşman diye adlandıran tarih kitaplarıdır.
Altı yüz yıl geçmesine rağmen Kosova, Türkler için büyük bir zafer, Sırplar için hâlâ bir travmadır.
 
Tarihi her zaman kaleyi zapt edenler yazar, zapt edilenler değil.
Bir mahkeme düşünün ki yenilen her zaman sanık, yenen ise hem şikâyetçi, hem savcı, hem yargıç olsun. Tarih işte böyle bir mahkemenin verdiği yargıdır.
Resmi tarih insanın esas gıdasının gerçek değil yalan olduğunu gösterir.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Açıklama
Açıklama - 4 yıl Önce

Charles Mann’in 1491 ve 1493 isimli kitaplarını meraklısına tavsiye ederim. Türkçesi de çıktı.

Ayşe
Ayşe - 4 yıl Önce

Bir de kuşlar balıklar böcekler karacalar kurtlar panterler örümcekler bülbüller vs hepsi bir araya gelip bir tarih yazsalardı?

METİN MÜNİR
METİN MÜNİR @Ayşe - 4 yıl Önce

Evet, bu hepsinden ilginç olurdu :-)

Cafer Alıcı
Cafer Alıcı - 4 yıl Önce

Her şey filmlerde var zaten. Anlayana!

Gurel ASIK
Gurel ASIK - 4 yıl Önce

Bu durum da su soruyu sormalımıyız ; Bu yalanlar neden soyleniyor bundan ne umuyorlar . Gercekler soylense ne olur.

banner471

banner473