banner564

Başkalarını suçlama alışkanlığı

Sosyal medyada ve basında çıkan haber ve yorumlardan, ülkemizde bazı kişilerin başkalarını suçlu göstermeyi alışkanlık haline getirdiği görülür.

Mağdur rolü oynamak, yanlışlarından dolayı başkalarını sorumlu tutmak ve suçlamak, özellikle geri kalmış toplumlarda yaygın bir davranış biçimidir.
Ancak başkalarını suçlamak ''kurban'' rolünü kabul etmek, kolaya kaçmak, eylemsizlik ve kaderciliktir.
Ayrıca karşılaştığımız sorunlar için başkalarını suçlamayı alışkanlık haline getirmemiz, edilgen (girişken olmayan, pasif) biri olduğumuzu ve hiç bir şeyi değiştirecek güce sahip olmadığımızı gösteririz.
 Ülkemizdeki tüm sorun ve sıkıntılardan başkalarını sorumlu tutmak, bazı kişilerin adeta yaşamının parçası ve yaşam tarzı olmuştur. 
KKTC’de bazı kişiler, genellikle yaptıklarından ve yapacaklarının sorumluluğundan kaçmak amacı ile başkalarını suçlarlar. Kendilerini daima haklı görürler, karşısındakileri hatalı ve yanılgıya düşen insanlar olarak algılarlar.
Ancak genellikle; kendini sevmeyen, kendisiyle sorunları olan, kendisine karşı kırgınlığı olan kişiler, aynı sorunu karşısındakilerde görme eğiliminde olur.
Başkalarını suçlamayı alışkanlık haline getirenler, kendi içlerindeki kusurlarla yüzleşmek istemediklerinden, ortaya çıkan olumsuzluklarda sorumlulukları olduğunu kabul etmezler.
Sürekli başkalarına kusur bulmalarına karşın, kendi kusurlarını görmekten ve kabul etmekten hoşlanmazlar, kendilerinin güvenme konusundaki eksikliklerini göz ardı ederler. Başkalarını güvenilmez görürler ve değişmeyen tek beklentileri, suçlu görünmemek ve aklanma istekleridir. Ancak, insanların mevcut sorunlardan başkalarını suçlaması, özgüveninin azalmasına yol açar. 
KKTC’de başkalarını suçlama arazına yakalananlar, her konuda kendilerini haklı görürler. Tüm sıkıntılardan başkalarını sorumlu tutarlar, bizi üzen yıpratan geri bırakanların, hep başkaları olduğunu ileri sürerler.
 Gereksiz kibir, öfke, düşmanlık, adeta bu kişilerin hobisi haline gelmiş ve enerjilerini, içlerinde biriktirdikleri kin duygusundan alırlar.
Başkalarını suçlamayı alışkanlık duruma getirenler, her şeyi bildiklerini sanırlar, her konuda ve her zaman kendilerini halkı ve kusursuz görürler. Suçlarını gizlemek ve sorumluluklarından kaçmak amacı ile de başkalarını suçlarlar.
            Suçlamaktan vazgeçmenin en iyi çaresi, sorumluluk üstlenmektir. Başımıza gelenler ne olursa olsun, sorumluluğumuzu kabul etmektir. Hata yapmayan ve kusuru olmayan insan yoktur. Ancak hatalarımızdan ders almalıyız. Hatalarımızı kabul etmemiz uygarca bir davranıştır ve onlardan ders çıkarmamız bizi ileriye götürür.
Başkalarını suçlamayı alışkanlık haline getirenler; kulüp tutar gibi siyasi partilere takılıp kaldıklarını, iş yapabilecek kişiler yerine kendilerine yararı dokunacağını düşündükleri kişilere oy verdiklerini, denenmiş başarılı olmadığı kanıtlanmış kişileri yeniden işbaşına getirdiklerini ve ülkeyi zarara sokanlara gereken tepkiyi göstermediklerini göz ardı ederler. Böylece kendi sorumluluklarını örtbas ederler, masuniyetlerini kanıtladıklarını zannederler ve vicdanlarını rahatlatırlar.
Ancak Aldous Huxley’in ifade ettiği gibi ‘Eğer mutluluğunuz bir başkasının yaptıklarına bağlıysa, çok ciddi bir sorununuz var demektir.'' 
Suçlamaktan vazgeçmenin en iyi çaresi, sorumluluk üstlenmektir. Başımıza gelenler ne olursa olsun, sorumluluğunu kabul etmektir. Hata yapmayan ve kusuru olmayan insan yoktur. Ancak hatalarımızdan ders almalıyız. Hatalarımızı kabul etmemiz uygarca bir davranıştır ve onlardan ders çıkarmamız bizi ileriye götürür.

YORUM EKLE

banner471

banner473