banner564

Bir gün kekik toplarken

Bir gün, Yağmuralan’da Rum bir kadınla kekik topluyordum.
Yağmuralan, adanın batısındaki Trodos Dağları’nın kuzey eteklerinde, 1960’larda toplumlararası çatışmaların başlamasından sonra terk edilen bir Türk köyüdür. Evler kimisine göre kendiliğinden, kimisine göre Rumlar tarafından yıkıldı, köy çamlar arasında kayboldu. Anayolda ona giden toprak yolu işaret eden bir tabela yoktur. Nerede olduğunu bilmezseniz bulamazsınız, bulsanız bile orada bir zamanlar bir köy olduğunu zor anlarsınız. 
Hayatımın ilk yıllarını o köyde geçirdiğim için bazen oraya gitmek hoşuma gider. 
Arkadaşımın ucunda tohum topçukları bulunan, dokununca etrafa güzel bir koku saçan kekik dallarını koparırken fısıldadığını gördüm. 
“Ne yapıyorsun?” diye sordum. 
“Kekiğe, bu dalını kesebilir miyim, diye soruyorum ve kestikten sonra teşekkür ediyorum,” dedi.
“Seni işitiyor mu?”
“İşitiyor.”
“Hep, ‘Evet, kesebilirsin’ mi diyor?”
“Hayır. Bazen kesmekte zorlanıyorum. O zaman izin vermediğini anlıyorum.”
Ağaçların arasından, arada bir, keçilerin çan sesleri geliyordu.
 
“Keçiler kemirmeden önce kekikten izin almıyorlar,” dedim.
“Onlar insan değil,” dedi kadın, ciddi bakışlarını bana dikip. “Hayvanlarla aynı dünyada, ama değişik boyutlarda yaşıyoruz.”
Yağmuralan yakınlarındaki Pirgo Köyü’nde bir deniz kenarı otelinde kalıyorduk. Kadının sözleri kafama takıldı. Odama çekilince düşündüm.
Söyledikleri doğru muydu? Yoksa konuşan insan kibri miydi?
Doğru veya yanlış, insan doğa kurallarının yerine kendi kurallarını, yasalarını, dinlerini koydu ve bunu yaparak, kendine, başka hiçbir yaratığın uymak zorunda olmadığı kısıtlamalar getirdi. 
Ama bu görünüşte böyledir. Kısıtlamalara (“Öldürmeyeceksin ... Çalmayacaksın”) herkes uymaz. 
Uyanlar var, uyuyor gibi görünüp uymayanlar var. 
Bunlar güçlü olanlar, hatta çoğunlukla, kısıtlamaları koyanlardır. Biraz dikkat edince, gerçekte, inanılanın tersine, insanlar için de doğa kanunlarının geçerli olduğunu görmek mümkün. 
Ve doğada olduğu gibi, en çok güçlülerin karnı doyuyor. 
Gerisi? Yumuşak başlılar, iyiler ve dürüstler?  
İyilik yapanın kötülük bulduğu, kötülük yapanın cezalandırılmadığı, doğru yolda yürüyenin kaybolduğu, yanlış yola girenin rahat yolculuk yaptığı bu dünya hiçbir zaman onlara kalmayacak. Onlar öteki dünyada ödüllendirilecekler. Dinler onları böyle bir dünya olduğuna inandırdı.
 
O zaman acaba şöyle bir sonuca varabilir miyiz?
Kabaca, insanlar ikiye ayrılır: Yasalara uyanlar ve uymayanlar; yasalara uyup zenginleşemeyenler, yasaları hiçe sayıp zengin olanlar.
"Die Religion ... ist das Opium des Volkes." Din halkların afyonudur. Karl Marx’a (1818-1883) ait olan bu sözler doğrudur ama eksiktir. Bir açıdan baktığınızda yasalar ve kurallar da afyondur.
Oralara bunları düşünmek için gitmemiştim. Mayomu giydim ve peşkirimi omzuma asıp kumsala indim. Kekiklerle konuşan kadın benden önce davranmıştı. Dalgakıranın uzağında başını ve sırayla suya girip çıkan ellerini gördüm. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Cafer Alıcı
Cafer Alıcı - 4 yıl Önce

Yazılarını okuyup mutlu olduğum üç beş kişiden birisiniz.Teşekkürler, saygılar.

Yasemin Oral
Yasemin Oral - 4 yıl Önce

Hoşgeldiniz. Yazılarınızı özlemişiz.1 Eylül Dünya Barış günü kutlu olsun.

Ahmet Çelik
Ahmet Çelik - 4 yıl Önce

Üstadım, yazılarınızı iple çekiyoruz. Özellikle doğal hayata ilişkin yazı ve görüşlerinizi bir nefeste okuyup, bazen mutlu oluyoruz, bazen de hüzünleniyoruz. Sağ olun.

Bünyamin kenez
Bünyamin kenez - 4 yıl Önce

Ne güzel. Anılarınızı fikir ile yoğurup anlatıyorsunuz. Merak ettim o Rum kadın nerede? Yaşıyor mu? Keşke Türk Rum barış içinde yaşanacak günler gelse.

Ali özdemir
Ali özdemir - 4 yıl Önce

Zengin ölünce salaklar bak bir şey götüremedi diyor bende sanamı bıraktı diyorum

Ali
Ali - 4 yıl Önce

Her ne kadar bitkiler bizim dilimizi anlayacak kadar bilincli bir farkindaliga sahip degillerse de onlarin da kendi aralarinda haberlestikleri kimyasal maddelere bagli olarak gelismis bir dil vardir. (ilgilenirseinz bu konuda A.T.Man'in The Sacred Language of Trees isimli kitabi tavsiye ederim. )

Belki de bilinc ille de bizim kabullendigimiz gibi noronlarin ateslemesiyle meydana gelen "ortaya cikan bir ozellik" (emergent proeprty) den oteye evren in temel yapi taslarindan biridir. Eger bu doktrine (Panpsychism) inananlara kulak verecak olursak o zaman o ciceklerin de bir cesit bilince sahip olduklarini kabullenmemiz gerekir.

Belki de o Rum bayan arkadasiniz bu konuda pek de haksiz degil.

Gurel ASIK
Gurel ASIK - 4 yıl Önce

zengin derken parası olan demek istiyorsunuz sanırım, parası olanlar yalnızlasır veya yalnızlasmaya yonelirler, ama asıl zenginlik herseyle herkesle beraber olabilmektir. marksı finanse eden engels parasız bir dunya hayal etmis cunku adaletsizligin ve kavganın sebebinin para oldugunu dusunmus "para her kapıyı acar ama kapayamaz" sozu ona aittir. Marx ise dini afyon ilan ederek paraya kapı aralamıs onsuz olamayan bir dunya istemistir bu baglamda engelsi aldattığı söylenebilir.

Meriç
Meriç - 4 yıl Önce

Yazılarınızı özlemişiz. Iple cekiyoruz. Bi sefer fazla ara verdiniz.


banner471

banner474