banner564

Bir kendimi şımartma olayı

Kendi kurduğum ve tek üyesi olduğum, Metin Münir’i Kalkındırma ve Geliştirme Derneği’nin en son faaliyeti, beni ayda bir veya iki defa masaja götürmektir.
Torpilli bir arkadaşımın lüks diye tarif edilen bir otelde forsu ve büyük bir indirimi var. Spa’da bize özel bir bölüm ayırıyor.
Ben, önce buhar odasına girip iliklerime kadar ısınıyorum.
Sonra, Türk hamamında kendimi kese ve köpük masajına teslim ediyorum.
Buna, keyif sınavından on üzerinden on verdiğimi söyleyemem: Sekiz. Göbek taşı bana biraz fazla sert ve sıcak geliyor, kesenin altında ise kendimi marangoz rendesinin altındaki ahşap gibi hissediyorum.
Ama sonuç fevkalade.
Cildim daha iyi nefes almaya başlıyor ve vücudum Noel ağacı gibi ışıldıyor. Demek ki daha iyi olmak için biraz acı çekmek gerek.
Gelsin masaj.
Masaj, spa olayının en zevkli bölümü.
Masanın üzerine uzanır uzanmaz gözlerimi kapattığım için tam ne olduğunu bilmiyorum, ama galiba maceranın başında masajcı kız masanın üzerine tırmanıyor ve dirseklerini vücudumun muhtelif yerlerine bastırıyor.
Bazı masaj türlerinde, masajcı, masaj masasının üzerine çıkıp kurbanının üzerinde yürüyormuş, ama bu benim başıma gelmedi. Gelseydi, sanırım iki tokat arasında kalan sivrisinek gibi yassılaşırdım.
Bundan sonraki bölümde, parmaklarla vücudumun hemen hemen her yerine baskı uygulanıyor ve adaleler ile sinirlere şölen yaşatılıyor.
Ayak ve el parmakları, sıraları geldiğinde, çekmece açar gibi, ama yerlerinden sökülmeden çekiliyor. Saçlar da biraz çekiliyor. Şakaklara baskı uygulanıyor.
Sonuç?
Başkaları kendilerini nasıl hissediyor bilmiyorum, ama ben bir saatlik masajdan sonra kendimi, kuş kadar hafif hissediyorum  (“Güğül gibi” der Kıbrıslılar, yani ipek böceği kozası gibi) ve vücudum  sıkı bir elbise gibi olmaktan çıkıp usta bir terzi elinden çıkmış gibi tıpatıp üstüme oturuyor.
Kendimi yakışıklı hissediyor muyum?
 
Hayır. Abartmayalım.
Sözü şuraya getirmek istiyorum: Masaj, seksten sonra, vücuda bir başkası tarafından verilebilecek en büyük zevktir.
Ama neden?
Neden birinin vücudunuza bir saat elleri, parmakları ve hatta dirsekleri ile baskı yapması bu kadar zevkli?
Çünkü bazı yerlerinize, meselâ  düğümlenmiş sırt adalelerinize veya bende olduğu gibi,  kolunuzdaki sinirlere baskı uygulandığında aslında acıtıyor. Ama bu acıda bile zevk var.
Galiba dokunulmakla, endorfinle ilgiliymiş, ama hey! Her şeyi öldürünceye kadar analiz etmek zorunda mıyız? 
Neyle ilgili olursa olsun!
Fazla dırdır etmeden keyfini çıkaralım ve kim icat ettiyse masajı, kendimizi şımartmaşansı verdiği için, ruhuna bir dua yollayalım.
YORUM EKLE

banner608

banner473