banner564

Bir tarım yazısı

Bahçede oturduğum yerden traktör sesi duyuyorum. 


Traktörü görmüyorum ama çıkardığı sesten yakındaki bir evin çevresindeki tarlayı sürdüğü anlaşılıyor. Dalgın, hırka çıkartan bu güneşli ilkbahar gününde çalışıyor değil de gezintiye çıkmış gibi bir ses veriyor. 


Bir yanda kuş ötüşleri, bir yanda traktör. Neden doğanın bütün sesleri güzel de insanların ürettiği bütün makinelerin sesi çirkin? 


Tarla bir zamanlar, arpa buğday ekmek için kullanılıyordu. Belki 60-70 yıldır zirai amaçla kullanılmıyor. Artık sadece bir evin bahçesi, yeni sahibi de çiftçi değil. Tarlada köyün köy, köylülerin çiftçi olduğu eski günlerde dikilmiş badem, harnıp ve zeytin ağaçları ve bunların aralarında bu mevsimde yeri şenlendiren kır çiçekleri, çayır çimen var. 


Sürülmek toprak için iyi değil. Toprağı doğal yollardan verimli yapan bakteri, mantar (fungus) ve solucan gibi başka canlılara zarar verir. Topraktaki organik maddelerde bulunan karbonu bir sera gazı olan karbondioksit olarak yüzeye çıkarır.


Toprağın bereketli üst kısmının yağmur suları ile akıp gitmesine neden olur.


Traktörün ve sabanın ağırlığı toprağı sıkıştırır, her sürüldüğünde daha da derinleşen sert bir tabaka meydana getirir. Kalınlaşan bu yassı madde su ve toprağın geçişine mâni olur ve köklerin derine nüfuz etmesini zorlaştırır. Bu da toprağın artan oranlarda çoraklaşmasına sebep olur. 


Sürülmeyen toprakta hayatını sürdüren yeşillik, topraktaki rutubeti muhafaza eder. Kendiliğinden kuruduğunda içerdiği mineralleri yere sererek toprağı zenginleştirir. Çayır, çimen ve çiçeklerin göz için bir ziyafet olmaya daha uzun devam etmesi ayrı bir kazanç.


Ayrıntısına girmeden … Çağdaş yöntemlerle tarım amaçlı toprakları sürmeden ekmek mümkündür.


Oturduğum bahçe koltuğunun çevresi bizim ekşilice dediğimiz ekşiyonca (oxalis) otları ile kaplı. Ekşilice, zehir kullanmazsanız, ondan kurtulunması neredeyse imkânsız olan bir ottur. 


Sökerek başımdan atarım sanırsınız ama yaptığınız, kökünü meydana getiren küçük yumruları etrafa saçarak onu çoğaltmak olur. 


Ekşilicenin sapı, arı ve kelebek çeken sarı çiçekleri ve küçük yumrulardan meydana gelen kökleri yenebilir. 


Tadı, adından da anlaşıldığı gibi ekşidir. Canım omlet istediği ve tembel olmadığım zamanlar sarı çiçeklerini toplayıp yumurta ve beyaz peynirle kavururum. 


Buraya gelecek yıl çiçek ekmek istiyorum: Çiğdem veya nergis veya allium veya hepsinden. Kazdırıp toprağı çiçek ekmeyeceğim, bir yere atacağım ve oraya gübreli hazır toprak döktüreceğim. Geriye kalması kesin olan ekşilicileri de çıktıkça sökeceğim. 


Burada kaliteli çiçek soğanı bulmaktan ümidimi kestiğim için soğanlarımı Hollanda’daki bir aile şirketinden getirtmeye başladım (dutchgrown.eu).


Birkaç hafta önce ısmarladım. Ekme mevsiminin başlangıcı olan Ekim’de Rum tarafındaki posta kutumda olacaklar. 


Ekim’den önce, yazın, ilkbaharda veya kışın, satın alınan çiçek soğanlarından ya cılız çiçek elde edersiniz ya da hiç edemezsiniz. Kaliteli üreticiler soğanlarını yazın söker ve sonbaharda piyasaya sunar. Sizi çiçekleriyle mutlu edecek olan soğanlar bunlardır.


Aldanmayın. Ocak ile Ağustos arasında çiçek soğanı almayın ve ekmeyin. Belki bu konuda daha ayrıntılı bir yazı yazmalıyım.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ruh İkizi
Ruh İkizi - 1 yıl Önce

Kurdun kuşun karıncanın börtü böceğin
Hakkını bir bilendir insan
Bu minvalde yaşıyorsa insan insandır
Değilse umutsuz vakadır sapmıştır hakikatten

Düşman yaratmak işin en kolayı
Hepi topu bir çirkin sözdür sermayesi
Kimi dünya insanlarıyla kardeşçe yaşamak ister
Kiminde de vardır kardeşi kardeşten ayıran bir ruh hali

Teşekkürler Üstadım

Nick
Nick - 1 yıl Önce

Teşekkürler Metin Bey.

Turkish power
Turkish power - 1 yıl Önce

At martini debreli hasan avcı toplayıcı toplum muhabbetleri sonra kandırılmışim demeyin zaptı rapt ile tekaut edilmissiniz üç beş eski tüfek sosyalistle romantik muhabbet ceviriyorsunuz

…..
….. @Turkish power - 1 yıl Önce

İlaçlarını almayı ihmal etme. Bu hem senin için hem toplum icin çok faydalı. İstenmediğin yerde durma hadi naş.

banner608

banner474