banner564

Bir uzay masalı


Gecenin başladığı saat ile gece yarısının ortasındaki zaman idi. 
Taksiyle havaalanından Ozanköy’deki evimize gidiyorduk. 
Ben önde şoför Ahmet’in yanında oturuyordum. Arkada o zamanlar evli olduğum Alman eşim, kucağında bebeğimiz Selim ve eşimin bizimle tatil yapmaya gelen çellocu arkadaşı Sevil vardı. 
Havaalanının bulunduğu ovayı geçip dağa tırmanmıştık ve aşağıya, sahile iniyorduk ki, kuzeyden kıvılcımlar saçan bir gök cisminin gelmekte olduğunu gördüm. Uzun, düz, uçları ve ortası yuvarlak bir ışık parçası idi. Görünmeyen bir elin kavradığı, karanlığı kesen ateşten bir kılıç gibi savruluyordu. 
İçimdeki sıkıntı dağıldı, sevinç ve iyimserlik duydum. Sanki bu cisim hayatı değiştirecek, daha iyi yapacaktı. 
Işık hızla üstümüze geliyordu. 
“Bakın!” diye bağırdım dışarısını işaret ederek. 
Arkadaki konuşmalar kesildi. 
Ahmet’ten durmasını ve geri dönmesini istedim. 
“Çabuk, çabuk…” 
Işık üzerimizden geçiyordu. 
Geri döndük. O an, ovanın görünmeye başladığı mahale geldiğimizde, yere inmiş bir uzay gemisi göreceğime emindim. 
Ona ilk biz ulaşacak, dışarı çıkanlarla ilk biz muhatap olacaktık. Tehlikesiz, hoş, varoluşla ilgili kilidi açan bir buluşma olacaktı.
Zirveye varınca arabadan çıkıp ovaya baktım ama tek tük köy ışıklarının kanat çırptığı karanlıktan başka bir şey görmedim. Diğerleri arabadan çıkmadı bile.
Bu olay 27 yıl kadar önce oldu.
Bir meteor görmüştüm. 
Güneş sistemi içinde dolaşan, meteroid adı verilen taşlar var. Bu taşlar atmosferin üst kısımlarına girerse hava ile sürtüşerek ısınır. Onları çevreleyen gazlar korlaşır ve taş meteor olur. Meteorların çoğu yeryüzünün 50 ila 80 kilometre üstünde meydana gelir. Onları bir gece fenomeni olarak biliriz, çünkü çıplak gözle o zaman görünürler. Esasında yeryüzüne her gün 50 metre ton meteor yağar, gece ve gündüz. En süratli olanlar saniyede 71 kilometre hızla seyahat eder. 
Birçoğu çakıl taşı büyüklüğündedir, ama bir metre uzunluğunda olanlar da vardır.
Bir meteor ne kadar büyükse ve ne kadar hızlı ise parıltısı o kadar büyük olur ve o kadar uzun sürer.
Beşparmaklar'ın üzerinde gördüğüm meteor hafızamdaki en canlı şeylerden biridir. Hafızam zayıftır ama o saniyeleri… Işığı bir uzay aracı sandığım andaki heyecanı ve meteor olduğunu anladığımda duyduğum düş kırıklığını… Çok iyi hatırlıyorum.
Işığın uzay gemisi olmasını istediğim için onu meteor olarak görmemiştim. 
O zamanlar bu konuları çok düşünürdüm. 
İnsanın uzaydaki maceraları bilimkurgu filmlerde hep şiddet içerir. Ben ise herhangi bir yaratığın kozmosu fethe çıkmadan önce aşağılık güdülerini yenip egosunu terbiye etmiş olması gerektiğini düşünürdüm. Başka bir gezegene gelenler almak için değil vermek için, yıkmak için değil yapmak için gelmiş olacaklardı. 
Şimdi ümitsiz derecede barbar olduğumuzu öğrendikleri için gelmediklerini düşünüyorum.
Belki de o gece başımızın üzerinden geçen gerçekten bir uzay gemisiydi.  Bizi görmüş, kurtarmaya değer bulmamış, yoluna devam etmişti. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

KKTC’nin Uzaylılarla ilişkisi olduğu duyumlar vardır, Dağlara yapmış olduğumuz Dünyanin en büyük KKTC Bayrağı Uzaylıların net bir şekilde görebilmeleri içindir, kim bilir Dünya bizi Tanımasa bile Uzaylıların bizi Tanıması yeterlidir,

ruh ikizi
ruh ikizi - 3 yıl Önce

"....günde 50 merte ton meteor yağmuru..” ilginç bir bilgi. Neler oluyor yaşadığımız dünyada?..

şakir katman
şakir katman - 3 yıl Önce

Ya insanoğlu dört ayak üzerinde yürümeyi beceremeyip mecburen iki ayağı üzerinde yürüyen defolu bir yaratıksa ?

Faruk Ercan
Faruk Ercan - 3 yıl Önce

Çok güzel, teşekkürler.

Ömer Türkmen
Ömer Türkmen - 3 yıl Önce

27 sene önce, şehirden uzakta, ışık kirliliğinin olmadığı bir yerde meteor görmek heyecan verici hatta sarsıcı olmalı. Tabii bu arada bilinçaltı mucizelere inanma konusunda fırsat kolluyor. Aklımızda bir yerlerde hala atalarımızın korkuları ve heyecanları saklanıyor.

banner471

banner474