banner564

 Birleşme geriye dönmektir (1)

Bir çok kişi gibi ben de 4/9/2022’de Lefkoşa'da toplanan CTP’nin 28. Olağan Kurultay kararlarının kimsenin yararına olmayacağı görüşündeyim. Söz konusu kararda:
Cumhuriyetçi Türk Partisi Kıbrıs adasının bölünmesi esasına dayanan İki Devletli çözüm ve benzeri tüm ayrılıkçı tezleri kararlılıkla reddeder. 
Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak Birleşmiş Milletler kararları, doruk anlaşmaları ve bugüne kadar varılmış mutabakatlar çerçevesinde; İki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüme ulaşılması için;
Parti organlarına, parti örgütlerine ve parti üyelerine; 
Yurt içinde ve yurt dışında Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği yetkilileri, Avrupa Ülkeleri ve Garantör Ülkeler nezdinde aktif ve etkili bir biçimde çalışma görevi verir. Görüşlerini yansıtmaktadır”.
      Kıbrıs’taki gerçekler, yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen çözüm çabalarından sonuç alınamaması, Rum-Yunan ve onları her koşulda destekleyen BM; AB ile Avrupa ülkelerinin bize karşı benimsedikleri ayırımcı ve düşmanca tutumuna rağmen, hala daha onlardan medet umulmasını ve federasyonun tek çözüm seçeneği olarak dayatılmasını haklı gösterebilecek mantıklı nedenler bulunmadığı görüşündeyim.
    Her şeyden önce, Rumlarla ortak yönetim 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinde denendi ve karşılaşılan sorunlar nedeniyle başarılı olamayacağını kanıtlandı. Sonuç olarak her iki halkın da mal, can kayıplarına uğramasına ve acı çekmesine sebep oldu. Öte yandan 1974’den sonra ortaya çıkan iki devletli oluşum, her iki halkın da daha önceki yönetimler döneminden kıyaslanmayacak derecede daha iyi yaşam koşullarına sahip olmasını sağladı. Üstelik iki devletli  yapı sayesinde 1974’den sonra iki halk en uzun süreli barış ortamına kavuştu.
     Rum-Yunan yetkililerinin açıklamaları, Türklerle devlet yönetiminde gerçek anlamda yetki paylaşımdan ve işbirliğinden yana olmadıklarını ortaya koymaktadır. Megalo İdea ve ENOSİS’ten vazgeçmediklerini açıkça belli etmektedirler. Olası birleşik çözüm seçeneğini adanın kuzeyini de Yunanistan’a bağlamak için ara çözüm olarak dayatmaktadırlar. 
Zaten Tarih boyunca Kıbrıs’ta Türk ve Rum halkı birleşik durumda yaşamadı. Ayni köyde yaşayan Türk ve Rumlar, ayrı mahallelerde yaşardı. Bu nedenle iki devletli çözümü ayrılıkçı tanımlayarak kötülemenin kabul edilebilecek haklı bir nedeni yoktur.
Yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen müzakerelerde Rumların; BM kararları, Doruk anlaşmaları, gerçek anlamda iki kesimli, iki halklı ve eşitliğe dayalı federal çözümünden yana olmadıkları net bir şekilde anlaşılmıştır.
İşte bu nedenle, Rumların talep ettiği tüm ödünleri tepki çekmeyecek kelime oyunlarına bürüyerek kabul eden, aşırı birleşme ve TC ile bütünleşme karşıtı olarak tanınan Talat ile Akıncı bile, Rum’u anlaşmaya razı edemedi. Çünkü Simitis’in açıkladığı gibi 2004’de adanın kuzeyi Yunanistan’a bağlandı ve ENOSİS gerçekleştirildi. Halen federasyon tezgahı ile, KKTC coğrafyasının da Yunanistan’a ilhak edilmesine çalışılıyor. (devamı yarın) 

YORUM EKLE

banner471

banner473