İngiliz  ve Kıbrıs Cumhuriyeti dönemini bilen bir kişi olarak, halkımızın geçmişin karanlık dönemine götürülmemesi için, gerçekleri ortaya koymayı vatani bir görev kabul ederim.
Geçmişte yaşamayanlar, 1878-1974’ döneminde başımıza gelenleri bilmeyenler bugünkü durumumuzun değerini takdir edememektedir.
Fakat gerçekte,  bugünkü yaşam düzeyimizi ve bulunduğumuz konumu ,1973’ten önce hayal bile edemezdik. 
Bazı kişiler geçmişteki ve günümüzdeki gerçeklere ve Rumun değişmeyen ENOSİS niyetine rağmen, her koşulda Rum’la federal birleşmeyi savunmaktan vazgeçmemektedir.
    Bu tutumları nedeniyle, amaçlarının Anavatanı adadan uzaklaştırmak ve Rumlarla yeniden iç içe gelmemizi sağlamak olduğu inancı yaygınlaşıyor.
Fakat federal birleşmeyi savunan siyasiler ile onları destekleyenler, olası birleşme durumunda, bugün sahip oldukları tüm olanakları kaybedecek, çok pişman olacak,  bindikleri dalı kestiklerini iş işten geçtikten sonra anlayacak.
Çünkü Rum, federasyon adı altında başat olacağı bir çözümü kabul ettirdikten sonra, sandıktaki yüzünü ortaya çıkaracak.
Olası federal birleşik yazılı anlaşmada, bize tanınan hakların uygulanması engellenecek, çözüm ENOSİS’e sıçrama tahtası olarak kullanılacak.
İki bölgeliliğin kısmen olsun sulandırılması durumunda, Rum nüfus ve ekonomik avantajları nedeniyle, bizi yeniden hegemonyası altına alacak.
 Rum, olası federal anlaşmanın kabul edilmesi ve anavatanın uzaklaştırılmasından sonra, AB normlarına uymadığı gerekçesiyle bozacak ve  1963’de yaptıkları gibi, bizi devletteki ortaklıktan dışlayacaklar.
1878’den beri itilip kakılan Türk halkı için en ideal, güvenli, istikrarlı ve mutlu sonucun sulandırılmamış iki bölgelilik ve ayrı iki devlet olduğunun bilinmesine karşın, sırf Rumlar ve emperyalistler öyle istediği için, tekrar birleşik yapıya dönülmesini savunurlar, geç kalmadan gerçekleri kabul etmeli. 
Fakat yanlıştan dönmek yerine, Tuttukları yolun bizi felakete götüreceğini belirtenleri koro halinde, çözüm ve barış karşıtı olarak gösteriyorlar.
     Yabancıların bizi Rum’a yamalamak amacı ile açıkça tezgahladığı oyuna dikkati çekenleri, dünya dilinden anlamamakla suçluyorlar.
Oysa,  Rumların hedefi egemenliklerini kuzeye yayabilmek için önlerindeki tek engel olan Türk ordusunu adadan çıkarmak olduğu biliniyor.1974’den sonra Türk ordusunun her türlü tahrike rağmen saldırgan davranmadığının ve aksine adada çatışma çıkmasının en büyük garantisi olduğunun bilinmesine karşın, kötü niyetlerini gerçekleştirebilmek için Türk ordusunun ayrılmasını istiyorlar.
Güneydeki siyasilerin federal seçeneği ENOSİS’e sıçrama tahtası olarak kullanmak amacı ile ile savunduklarını gizlememelerine rağmen, KKTC’de bazı siyasilerin hala daha federasyonu dayatması, büyük yanılgı ve halkımız için talihsizliktir.
      Kıbrıs’taki Türk varlığının varlığının tehlikeye sokulmasının önlenmesi için, gerçekler ortaya konulmalı.