banner564

Bitki örtümüzü artırmalıyız

Ormanlar ve genel olarak tüm bitki örtüsü, tarımsal yetiştiricilik sigortası, Turizm’in lokomotifi ve tüm canlılar ile insanların kaliteli yaşamı için ön koşuldur.
    Bitki bulunmayan topraklar korumasız olduğundan, rüzgar ve yağışların etkisi ile erozyondan etkilenir. Üstteki bereketli tabakanın aşındırılması ile yetiştiricilik niteliğini kaybeder, çölleşir ve hiçbir işe yaramaz.
    Bitki bulunmayan bir yerde yağışlar daha az olduğundan, yağışlara bağımlı olarak yaşayan doğal bitki örtüsü de yok olur.
    Doğal bitki örtüsünün yok olması durumunda, yaban yaşam ve biyolojik çeşitlilik varlığını sürdüremez ve doğal denge bozulur.
    Bitki örtüsünün yetersiz olması halinde, yeraltı suları azalır, ülkede su kıtlığı başlar, sulu tarım yapılması zorlaşır, içme suyu sıkıntısı çekilir.
    Ağaçsız arazilerin üst kısmında kuru ve ayrışmış toprak parçacıkları, rüzgarla havaya karışarak toz kirliliğine ve insanların sağlığının bozulmasına sebep olur.
    Ağaçsız bir alan, rüzgarlardan daha çok etkilenir ve yazın kavurucu sıcakların, kışın da soğuğun olumsuz etkileri canlı varlıkları, insanları ve tarımsal yetiştiriciliği olumsuz yönde etkiler.
    Ağçsız bir ülkede, yağışlar daha az olduğu için, kuru tarım ve hayvancılık başırılı bir şekilde yapılamaz.
    Ülkenin bitki örtüsü bakımından fakir olması, turizmi de olumsuz yönde etkiler. Çünkü, dağları kırsal alanları çıplak, doğal güzelliği bulunmayan bir ülke, turistler için çekici olamaz. 
    İnsanların yaşam kalitesinin artırılmasında da bitkilerin çok değerli yararları ve etkileri vardır.
    Şehirlerdeki egzoz gazlarının tutulmasında, havanın temizlenmesinde ve insanların rahatlatılmasında ağaçların olumlu etkileri vardır.
    Ağaçların yaşamsal yararları nedeniyle, bitki örtüsü varlığımızı yeterli düzeye çıkarmamız için seferberlik başlatmalıyız.
    Kuşkusuz, her konuda olduğu gibi ağaçlandırmada da başarılı olunabilmesi, 
 hükümetin uygun koşulları oluşturmasına bağlıdır.
    Örneğin, davar saldırıları kontrol altına alınmadığı süre, kırsal alanlarda ağaçlandırma yapılması düşünülemez.
    Devletin alacağı önlemler ile dikilecek ağaçların davar saldırılarında korunması yanında, çeşitli teşviklerle ağaç dikimi özendirilmeli.
    Tarımsal yetiştiricilik için uygun olmayan arazilerde özel orman oluşturulması özel mali yardımlarla teşvik edilmeli.
    Harup, zeytin, badem gibi kuraklığa kısmen dayanaklı olan ağaç dikiminin özendirici önlemler alınmalı. 
    Şehirlerde ise, tüm çağdaş ülkelerde yapıldığı gibi, kaldırımlar ağaçlandırılmalı ve kişi başına en az 15 metre kare yeşil alan oluşturulmalı.
    Şehirler arası yollarda seyahat edenlerin kavurucu sıcaklardan korunması ve rahatlatılması için, yol kenarları ile Refüjler ağaçlandırılmalı.    
    Küresel ısınmanın henüz başlangıç noktasında bulunmamıza rağmen, kuraklık ve kavurucu sıcakların herkesi etkilemeye ve rahatsız etmeye başlaması; bundan sonraki yıllarda yaşamımızın daha da zorlaşacağını gösteriyor. Adım adım üzerimize doğru gelen ve yaşam kalitemizi düşüren küresel ısınmanın acımasız etkileri şiddetlendikçe, bitki örtüsünün değer ve önemi daha da artacaktır.
    Bitki örtüsü yetersizliği zararlarının daha da büyümemesi için; hükümetin, Belediyelerin, Karayolları Dairesinin ve tüm vatandaşlarımızın içinde bulunduğumuz ağaçlandırma sezonunu çok iyi değerlendirmesi gerekiyor.
    Yalnız kırsal alanlarda ağaçlandırma yapılabilmesinin ön koşulu, ağaçlandırılacak alanlara zarar yapılmasını caydırıcı önlemler almaktır.
Bu amaçla geçmişte olduğu gibi, devletin mali desteği ile tüm köylerde Desteban (Korucu) istihdam edilmeli.

YORUM EKLE

banner608

banner473