banner564

Bugünlere kolay gelmedik

Aralık 1963’te, Kıbrıs’ta ilk defa görülen bir hastalığın yayılmasının önlenmesi için,  Dipkarpaz- Yenierenköy bölgesinde görevliydim.
O dönemde iletişim ve ulaşım, şimdiki kadar gelişmiş değildi. Bu nedenle durumun kötüleştiğini 25 Aralık’ta öğrendim. Daha güvenli olabileceğini düşünerek Dipkarpazdan gece ayrılarak, Mağusa’ya gitmeye karar verdim.
 Yaklaşık saat 23 sıralarında Bahçeler köyü yakınındaki ana yola barikat kuran  birkaç silahlı kişi, el feneriyle durmamı işaret etti. Riskli  olacağını düşünerek, durmadım. Yoldan tarlaya yöneldim, barikatı dolaşarak, tekrar yola girdim ve  oradan uzaklaştım.
Gecenin geç vaktinde Mağusa’nın Rum mahallesindeki evime gittim. Eve geldiğimin farkına varan  Rum  ev sahibim, durumun çok kritik olduğunu ve bana zarar verilmesini önleyemeyeceğini, durum düzelene dek Türk tarafına gitmemi önerdi.
 Sabah işyerime gittim, çalıştığım  devlet dairesinin 15 - 20 metre mesafesinde barikat kuran silahlı sivil Rumlar yolumu kesti. İş yerime gitmekte olduğumu söyledim, aracımla geçmem için  barikatı açmalarını istedim. Onlar arabadan inerek yürüyerek gitmemi söyledi.
  Barikatı zorla geçmek istediğimi öne sürerek beni öldürebileceklerini düşündüm ve arabadan inmedim. Tartışmayı duyan Rum meslektaşlarım barikata geldi .Silahlı kişilere müdahale ettiler ve barikatı kaldırıp geçmem sağlandı. Rum iş arkadaşlarım, silahlı kişileri karşılarına alarak bana zarar vermelerini önleyemeyeceklerini ve  izin alarak ayrılmamı önerdi.
Türk olan Kaymakamı ziyaret ederek akşam ve sabah barikatlarda silahlı kişiler tarafından yolumun kesildiğini anlattım. Kaymakam , mutlaka görevime gitmemi istedi. Canımı feda etmemek için ,işime gitmedim. Birkaç gün sonra, Karpazdan gelirken durdurulmak istendiğim barikatta, ayni gece bir Türk’ün kaçırıldığını öğrendim.
Tüm Türk devlet görevlileri gibi birkaç ay maaş almadım. Bir süre sonra halkımıza ve memurlara Kızılay tarafından gönderilen gıda yardımı dağıtıldı. Daha sonra, memurlara maaş olarak 30’ar Kıbrıs lirası verildi.
Kanlı Noel sonucu, iki defa ölüm riski ile karşılaştım. İşimi ve gelirimi kaybettim. Rum saldırılarından korunmak için, yıllarca kışın soğuğunda yazın sıcağında, her gece görev yaptım. 
Rum’a teslim olmadık, direndik, gençliğimizi ölüm korkusu içinde, dış dünyadan izole edilmiş küçük bir alan içinde geçirdik.
Barış harekatı sayesinde, halen bize ait bölgede, can ve mal korkusu içinde olmadan, özgürce ve 1963’ten önce, hayal edemeyeceğimiz olanaklara ve yaşam koşullarına kavuştuk.
Geçmişi yaşamayanlar, bilmeyenler, sahip olduğumuz kazanımlarımızın değerini takdir edememektedir. İdeolojik saplantılar ve çıkar hesapları nedeniyle, halkımızı geçmişin karanlık dönemine götürmek çabasındadır.

YORUM EKLE

banner471

banner474