banner564

Çevre sorunlarını ortadan kaldırmak mümkündür

 Son zamanlarda bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de çeşitli çevre sorunlarının yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemeğe başlaması nedeniyle, bu konuya  büyük ilgi gösterilmeğe başlanmıştır. 
Bütün insanları etkileyen çevre sorunlarına karşı gösterilmekte olan duyarlılık dünyamızın geleceği için umut vericidir. Çevreye duyarlı olmak doğayı sevmek yanında mevcut sorunlar el birliği ile ortadan kaldırılmalıdır. 
Bu amaçla çevre sorunlarına doğru teşhis konulması ve çözüm yollarının isabetli bir şekilde belirlenmesi gerekir.
    Ülkemizde, diğer konularda olduğu gibi çevre ile ilgili hemen hemen tüm sorunlar  sade vatandaşlar tarafından bile bilinmektedir. Çevre ile ilgili faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerimiz ve çevreye duyarlı bazı medya mensuplarımız da,  bu sorunları bıkmadan  defalarca  gündeme getirmektedirler.
     Örneğin zeytin- harup katliamı, anız yakımı, taş ocaklarının tahribatı, yeni su kuyusu açılması ve mevcut yer altı su kaynaklarının disiplin altına alınmaması, Başkentimizin en gözde bölgesinde bile dere yataklarına ev yapma izni verilmesi, doğanın kendi kendini yenilemesini önleyen başıboş keçi sürüleri sorununun halledilmemesi, çöplerin yakılması,  tarımsal ürünler üzerindeki tarımsal ilaç kalıntıları, köylerdeki hayvan kesimlerde iç organların çevreye atılması sonucu insanlarımızı tehdit eden ekinokok illetinin hortlatılması, ülkemizin bitki örtüsü bakımından fakirliği, bazı kimselerce gelişigüzel yerlere çöp ve inşaat artıkları atması ,anayollarımızdaki ağaç yetersizliği, hatalı inşaat izinleri sonucu yer altı su kaynaklarının kirletilmesi, yıllardan beri üzerinde çok konuşulan sorunlardır.
    Bazı kimselere göre bu sorunların sebebi bilinçsizlik olup, iyi bir eğitim ve bilinçlendirme kampanyası ile, bunlardan kurtulmamız mümkündür. Bu görüşte olanlar  sorunların çözülmemesindeki başarısızlığı, çevre konusunda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin çalışmalarının yetersizliğine de bağlamaktadırlar. 
    Kuşkusuz eğitim ve bilinçlendirme, her alanda olduğu gibi çevre konusunda da çok yararlı ve önemlidir.Ancak, devletin ilgili kuruluşları etkin bir şekilde çalışmazsa, yasalar caydırıcı olmazsa, hele yasalar ciddiyetle uygulanmazsa, hiçbir sorunun çözülmesi düşünülemez bile. 
            Ülkemiz çok küçük olduğu ve herkes herkesi tanıdığı için, devlet yetkilileri çoğu kez yasalara aykırı hareket edenlere karşı işlem yapmakta zorlanmaktadır..Seçimle iş başına gelen bazı yetkililer ise, oy kaybına uğramamak düşüncesiyle popülistçe hareket etmektedir . Bazı yöneticiler ise yukarıya şikayet edilmekten ve koltuğunu yitirmekten korkmaktadır. İşte bu nedenlerle, bir çok sorumlu, işini tam yaparak zarara uğramaktansa,  yasaların çiğnenmesini görmezlikten gelmeği  tercih etmektedir.
    İçinde bulunduğumuz koşullarda, bazı atanmış ve seçilmiş yetkililer için çevre sorunlarını bilinçsizliğe bağlayarak işin içinden sıyrılmak, paha biçilmez bir cankurtaran simididir Gördüğüm kadarı ile, bilinçsizlik mazereti bir çok kimse tarafından da kabul görmektedir.
Ancak göz ardı edilen bazı gerçeklerin vurgulanmasında yarar vardır. İlkokul sıralarından itibaren çevre konusunda eğitim verilen ve öğrenim düzeyi Avrupa ülkeleri  gerisinde olmayan ,hemen hemen her evde televizyon ve bilgisayar bulunan  ülkemizde halkımızın bilinçsiz olduğu gerçekle bağdaşabilir mi? 
Acaba, halkı yeterince eğitilmiş ve bilinçli olan gelişmiş batılı uygar ülkelerde, çevre konusunda neden çok sayıda ve caydırıcı yasalar çıkarılıp bu yasalar tavizsiz ve sıkı denetimlerle uygulanmaktadır?
Çünkü en gelişmiş ülkelerde bile mutlaka, suç işlemeye, yasalara uymamaya meyilli kişiler bulunabilmektedir. Denetim, yetersizliğinden cesaretlenerek suç işleyenler olmaktadır.  Özellikle ülkemizde denetim ve kontrol hizmeti yeterince hatta hiç denecek kadar az yapıldığı için, bazı kişiler nasıl olsa bedel ödemeyeceğini düşünerek yasalara aykırı hareket edilebilmektedir.
Ayrıca eğer yasalara uymak herkesin keyfine bırakılacaksa, devlet bütçesinin tümüne yakını neden devlette görevli olanlara harcanmaktadır? 
 Öte yandan, bazı kimselerin çevre suçu işlemesi karşısında, tüm halkımızın çevre bilincinden yoksun olduğunun ileri sürülmesi ve tüm halkımızın suçlanması haksızlıktır
Çünkü halkımızın ezici çoğunluğu, devlet çalışanlarının ofislerde tutulması ve denetim  hizmeti yaptırılmaması sonucu, doğasal çevrenin kirletilmesi ve tahrip edilmesinden şikayetçidir..
Halkımızın tek eksiği, çevresinde bazı kişilerin ve devletin yanlış uygulamaları karşısında sessiz kalması ve uygar ülkelerinde olduğu gibi, çeşitli iletişim araçları ile yöneticiler üzerinde yeterince baskı oluşturmamasıdır. 
    Özetle belirtmek gerekirse çevre sorunlarından kurtulabilmemiz için;, yasalar günümüz koşullarına göre yeniden düzenlenmeli ve sürekli denetimlerle suç işlenmesi caydırılmalıdır.
Yoksa daha uzun süre , doğaya karşı işlenen suçlar ve ağaç katliamları karşısında sadece  bazı sivil toplum Örgütlerinin basın bildirilerine ve devlet yetkililerinin üzüntü beyanlarına tanık olacağız.

YORUM EKLE

banner471

banner473