Küçük olması ve halkımızın çoğunun da bilinçli olması nedeniyle ülkemizdeki çevre kirliliği sorununun ortadan kaldırılması zor değildir.
Çare caydırıcı yasalar çıkarmak ve denetimlerle çevreyi kirletenlerin ağır bedel ödemek zorunda kalacağını göstermektir.
KKTC’de tüm yerleşim yerleri belediyelere ait sınırlar içindedir. Ayrıca çevre Bakanlığı ve dairesi vardır.
Fakat ülkemizde işin kolayı bakımından, çevre kirliliğinin herkesin iradesi ile önlenmesi beklenir.
Bu kolaycılık sonucunda, tüm nüfusumuz içinde sayıları fazla olmasa da bazı kişiler pervasızca çevreyi kirletmekte ve tahrip etmektedir.
Kuşkusuz bazı kişilerin işlediği çevre suçları nedeniyle genelleme yapmak ve tüm halkımızı suçlamak haksızlık olur. 
Uzun süre bir çevre örgütünde görev yapan kişi olarak, halkımızın ezici çoğunluğunun çevreye karşı duyarlı ve bilinçli olduğu görüşündeyim.
Dünyanın en uygar ülkelerinde bile çevrenin kirletilmemesi, kişilerin tercih ve keyfine bırakılmaz. Çevreyi kirletenlere mutlaka yaptıkları zararın bedeli fazlası ile ödettirilir
Ekonomimizin lokomotifi kabul edilen turizmin beklenen düzeye ulaştırılabilmesi, sürdürülebilir bir çevreye sahip olmamıza bağlıdır.
Sahilleri, ormanları, yolları, yerleşim alanları çöplerle kirletilmiş bir ülkede, turizmin gelişmesi beklenemez, çünkü bir defa gelen bir kere daha gelmez. Halen ülkemize gelen bir çok yabancının, maalesef çevre kirliliğinden şikâyet ettiğine tanık oluyoruz.
Temiz, güzel görünümlü bir çevre için; belediyeler ile çevre bakanlığının işbirliği halinde yasalar, sıkı denetimlerle, duyarlılıkla uygulanmalı ve çevrenin kirletilmesi önlenmeli.
Ayrıca, yaşamı olumsuz yönde etkileyen; kavurucu sıcaklar, havadaki toz kirliliği, su baskınları, olumsuz hava hareketleri, kuraklık gibi doğasal olumsuzlukların önlenmesi ve ülkemizin görünümünün güzelleştirilebilmesi için, bitki örtümüzü yeterli düzeye çıkarmalıyız.
Yaşanan dönemde maalesef tüm sorunların bilinmesine rağmen, kısa vadeli politik çıkar hesapları ve popülizm nedeniyle çözümlenmesi için gereken adımlar atılmıyor.
Bu durumun bazı kişilerce istismar edilmesi sonucu, ülkemiz adeta çöplüğe dönüştürülmüş ve dikilen fidanlar hayvanlara yedirildiği için, her yıl ağaçlandırma için yapılan harcamalara rağmen ülkemizin yeşillendirilmesi sağlanamıyor.
Halen, devlet otoritesindeki boşluk, yeterince denetim yapılmaması ve yasaların titizlikle uygulanmaması sonucu, ormanlarımızda bile tonlarca çöp birikintileri bulunuyor.
Kırsal alanlarda ve anayollarda hiç eksilmeyen hayvan leşleri, mikrop saçıyor ve halkımızın sağlığını tehdit ediyor.
Ağaçlandırılmak için sürülen ve hazırlanan arazilere bile, çevre teröristleri pervasızca çöp ve inşaat artığı döküyor.
Yaşanan deneyimler, ülkemizdeki çevre kirliliği ve tahribatının bilinçlendirme ve temizleme kampanyaları ile ortadan kaldırılmasının mümkün olamayacağını gösterir. 
Sorunun çözümü isteniyorsa, laf yerine sıkı denetim yapılmalı ve yasalar titizlikle uygulanmalı. Hayvan leşlerini tarlalara atanlara, inşaat artıklarını gelişigüzel alanlara dökenlere, insanların yaşadığı alanlardaki derelere pis su boşaltanlara, çevreyi kirletenlere, mutlaka canlarını yakacak derecede bedel ödettirilmeli. 
Böylece çevreye duyarlı olmayanlar da canlarını yakacak cezaya çarptırılarak bilinçlendirilmeli.