banner564

Covid-19 tarımın önemini ortaya koymaktadır

Bütün dünyayı sarmalına alan Covid-19 salgını, ekonomik faaliyetlerin büyük çapta durmasına sebep oldu.
Ancak turizm, sanayi, ticaret gibi sektörlerin faaliyetlerinin durması, insanların hayatta kalmasını etkilememiştir.
Halen mevcut gıda stokları sayesinde, insanlar gereksinimlerini temin edebilmekte ve yaşamlarını sürdürebilmektedir.
Ancak salgının uzun zaman sürmesi durumunda, gıda ithalatı zorlaşacak. Şimdiden birçok ülkede tarım ürünlerinin ihracatı yasaklanmıştır.
İşte bu nedenle, dışa bağımlı olmamak için; verimli, sürdürülebilir gıda temini, ulusal güvenlik olarak görülmekte ve gelişmişlik düzeyi nasıl olursa olsun, tüm ülkeler ekonomik faaliyetleri arasında tarıma ayrıcalıklı önem vermektedir.
Çünkü insanların beslenmesi için, ihtiyaç duyulan ham maddeler, tarım kesiminden elde edilebilmektedir.
Kıbrıs’ta, tarım yapılabilecek araziler sınırlı miktarda olması yanında, her geçen yıl, arsa açılması nedeniyle daha da azalmaktadır.
KKTC ise tarım potansiyeli bakımından, güneyden çok daha olumsuzdur. En verimli topraklar güneyde kaldı. Yeraltı ve akarsular bakımından da güney bizden çok daha avantajlıdır. Tarıma en uygun bölgemiz olan Maraş’ta sular kullanılamayacak derecede tuzlandı. Güzelyurt’ta ise tuzlanma ciddi boyutlardadır. Mesarya ovası ise çöl tanımına girer. 
Üstüne üstlük KKTC’de yüksek yapılanma yerine dağınık ve yatay yapılaşma tercih edildiği için, yetiştiricilik yapılabilen mevcut araziler de her yıl azalmaktadır.
Tarım bakımından tek avantajımız, iklimimizin ılıman ve erkenci üretime elverişli olmasıdır.
Tüm olumsuzluklara rağmen, iyi bir üretim planlaması ile yerel gereksinim için meyve, sebze ve hayvan üretimi sağlanmalıdır.
KKTC’de tarımın desteklenmesine yönelik politikalar çerçevesinde, çeşitli maddi teşvik ve desteklerle güçlendirilmesine çalışılmaktadır.
Ancak halen tarımımızda çok ciddi yapısal bozukluklar bulunmaktadır. Örneğin genel olarak üretim plansız ve yüksek maliyetlidir. Üretim ham maddesi temini bakımından dışa bağımlılık oranı oldukça yüksektir. Tarımsal ürünlerin tarla raf fiyatları arasındaki fark büyüktür. Nitelikli iş gücü eksikliği vardır. Araziler bölünmüş ve işletmeler çok küçük ölçekli olduğu için ekonomik değildir.
Son yıllarda modern büyükbaş hayvan çiftlikleri tesis edildi ve sağlıklı koşullarda üretim yapılmaktadır. Ancak küçükbaş hayvancılık genellikle ilkel koşullarda, derme çatma ve hijyenik olmayan olumsuz barınaklarda yapılmaktadır.
Döviz kurlarındaki artışa paralel olarak tohum, gübre, mazot, ilaç ve hayvancılıkta önemli maliyet kalemi olan yem ham maddesi gibi dışardan temin edilen girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle, üretim maliyetleri yükselmiştir. 
Hayvancılıkta en önemli sorun, ihtiyacı karşılayacak miktarda yem bitkisi yetiştirilmemesi, otlak tesis edilmemesi ve hazır yem satın alınarak üretim yapılmasıdır. Bu uygulama, ailelerin evde yemek pişirmeyip lokantadan temin etmesine benzemekte ve maliyetlerin yükselmesine sebep olmaktadır.
Tarım Bakanlığı özendirici yöntemlerle, yem bitkisi üretimini teşvik etmeli. Atık suların arındırıldıktan sonra, yem bitkisi üretiminde kullanılmasını sağlamalı. 
Devlet tarımda daha yönlendirici politikaları ön plan çıkarmalı. Üretimin yerel gereksinimi mümkün olabilecek düzeyde karşılayabilmesi için daha stratejik nitelikte hedefler ortaya koymalı. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hakay osmankan
Hakay osmankan - 4 yıl Önce

Öncelikle size katıldığımı belirtmek isterim ama malesef bizim ülkemizde siyasilerden dolayı bu pek mümkün olmuyor anavatandan su geldi diye bizim su toplayan gölet diyelim hiçbiri temizlenmedi hepsi Allaha emanet halbuki bunlar düzenlense ve çoğaltılsa birçok çifçimizin ihtiyacı karşılanabilir ama hepsini bir kenara bırakın türkiyeden gelen fazla suyu denize akıtan bir zihniyet bu ülkeyi ne kadar ileri götürebilirki eğer basında çikanlar doğruysa tabiki ziraat mühendislerimizin tarlaya çıkma zamanı çoktan gelip geçmiştir zirai labaratuvarlar kurulması gerekiyor .

banner471

banner474