banner564

Değişim kapılarını açmakta Çek Modeli

Erdoğan birkaç gün önce iki Merkez Bankası başkan yardımcısının işine son verince Türk Lirası yeni bir düşüş rekoru kırdı. 
Bu şekilde TL‘nin 2018’in başından bu yana kaybettiği değer yüzde 59’u buldu. 
Enflasyon da yüzde 20 seviyesinde seyrediyor ve düşeceğine dair herhangi bir işaret görünmüyor. 
Tersine, iki Merkez Bankası başkan yardımcısının kovulması, Erdoğan’ın önceliğinin enflasyonu gemlemek olmadığını gösteriyor. Bu iki kişi faizin düşürülmesine karşı oldukları için işlerini kaybetti. 
Faizi yükseltmek harcamaları yavaşlattığı için enflasyonu da yavaşlatıyor. Hayat pahalılığı ile mücadelenin klasik yöntemlerinden biridir. Ama Erdoğan faiz indirimine karşıdır. Yatırımlar her ne pahasına olursa olsun artsın istiyor. Bu nedenle faizin yükseltilmesini isteyenler onun dostu değil.
 Erdoğan’ın ekonomi politikaları Türkiye’yi ileri götürmüyor. Enflasyon ve devalüasyon yanında bunun kanıtları işsizliğin özellikle gençler arasında artması ve zengin fakir arasındaki farkın rekor düzeye ulaşmasıdır.
 Erdoğan’ın AKP’si cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik çöküntülerinden birinin ardından iktidara geldi ve neredeyse 20 yıldır hükûmettedir.
AKP ilk döneminde sağlam politikalar güderek TC’de 
kalkınma hamlesi başlattı. Ardı kesilmeyen enflasyonlar TL’yi şişirmiş, her şeyin fiyatını milyon liralara yükseltmişti. Erdoğan’ın en büyük başarılarından biri bu yılanın başını ezmek oldu.
1 Ocak 2005’te paradan altı sıfır atıldı. Bir milyon Türk Lirası (1.000.000 TL) Bir Yeni Türk Lirası (1 YTL) oldu.
Yeni Türk Lirası unutuldu çünkü eskidi. Yeni Erdoğan da eskidi. Yeni olan AKP de.
Erdoğan artık on altı yıl önce attığı sıfırları geri toplayıp liraya eklemekle meşgul. 
Çok geçmeden gene liradan sıfırları atmak gerekecek ama bunu yapacak kişinin Erdoğan olması artık mümkün değil. Yirmi yıl iktidarda kalan bir liderin reform yaptığı görülmüş değildir. 
Birkaç gün önce bir başka enteresan şey daha oldu. Çek Cumhuriyeti’nin milyarder, popülist Başbakanı Andrej Babis seçimleri kaybetti. Bu sonucu kimse beklemiyordu. 
Geçtiğimiz on yıl içinde Babis gibi popülist, demokrasiyi küçümseyen liderler, dünyanın başka yerlerinde olduğu gibi, Orta ve Doğu Avrupa’da hâkimiyet kurmuşlardı. Ama muhalefetteki küçük partiler ideolojik farklılıklarını bir tarafa bırakıp birleşince yenilmez görünen ve Çek demokrasisini kemiren Bay Babis’i alaşağı ettiler. 
Bu yenilginin artçıları bölgedeki otokratlarla yönetilen ülkelerde hissedilmeye başladı bile. 
Macaristan ve Polonya’daki muhalefet partileri birleşip kendi hoşgörüsüz, demokrasi dostu olmayan liderlerini aynı yöntemlerle devirmek için konuşmaktalar. 
Bazen görünen köy de kılavuz istediği için bu yazıyı yazdım.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Bir zamanlar Arjantin’in Parası Pul oldu diyorduk şimdi ise ayni şeyi TL için söylüyoruz!!

Levent
Levent - 3 yıl Önce

Yol yabdı diyenler şimdi nedense kara kara düşünüyor.

Eylül Eylül
Eylül Eylül - 3 yıl Önce

Teşekkürler Metin bey, darısı bize diyelim.:))

Yavuz
Yavuz - 3 yıl Önce

Salı günkü yazınız bahçenizden olur inşAllah :-)

Sarp Ege
Sarp Ege - 3 yıl Önce

Yazarımız genelde çiçek, böcek doğa olaylarını felsefi konuları en ince ayrıntılarına kadar işlemekte usta. Bugün güncel bir konuya değinmiş. Doların yükselmesi sadece TR'yi değil;mecburen adayıda etkiliyor. Üstadımızdan arada sırada Kıbrıs, MEB, Ege kıta sahanlığı, Doğu Akdeniz dogalgaz proje, ekonomi gibi konulardada değerli görüşlerini bekliyoruz. Herkese mutlu hafta sonları diliyorum.

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Enflasyon düşmeden Faiz düşürmek çılgınlıktır ! Türkiyedeki faizleri Avrupadakiler gibi tek rakamlara düşürmek isteyen Erdoğan bunu gerçekleştirebilmesi halinde TL nin yüzde yüz erimesi anlamına gelir ! Dünyanın hiçbir Ülkesi Faizini Enflasyon oranlarından düşük İstemiyor, Türkiye Merkez Bankası faiz düşürüp bunu gerçekleştirirse cebimizdeki TL lerin erimeye devam etmesi ile Fakirleşip Yoksullaşmaya devam edeceğiz !

Tarık
Tarık - 3 yıl Önce

Türkiye'de demokratik seçimler olursa ve iktidar değişirse olumlu sinyaller gören sermaye piyasaları ülkeye oluk oluk döviz sokar. Bunlar geçmişte hep oldu, yine olacak. Ayrıca şu anda atıl şekilde bekleyen, hala ülkeyi terk etmemiş, yetişmiş insan gücü siyasi görüşüne bakılmaksızın bürokraside yer bulursa çarklar dönmeye başlar ve ülke atılım içine girer. Kurumlar görevini yapmaya başlarlarsa gereksiz harcamalar sonlandırılır, yararlı işlere yönlendirilir. Bunlar geçmişte hep oldu, yine olacak.

Ruh İkizi
Ruh İkizi - 3 yıl Önce

Doğa kendi kuralını uygulaya dursun. O ne yapacağını bizden iyi bilir. Ancak acı vereceği kesin!
Yaşadığımız çağda, ülkeleri ikiye ayırmak mümkündür:
Buluşçu ülkeler, buluş yapamayan ülkeler.
Bütün mesele bu gibi görünüyor. Her alanda sıkıntıyı bu yüzden çeliyoruz. Beyin göçünü önlemek bir yana, yıllardır seyrediyoruz. Her şeyimiz dışarıya bağlı. Ne beklediğimizi bile bilmiyoruz.
Geçtiğimiz yüzyılın başında, hoş bir sabaha uyandık. Kıymetini yazdık bir kenara ama anlayamadık. Başladık bindiğimiz dalı kesmeye. Hâlâ aynı girdaptayız.
“Cahil kendini aklar,/ Arif özünü yoklar.” D. Divani.
Ne zaman özümüzü yoklayacağız? Aynı kimliği taşıyan insanlarımızı, mülakatlarla ötekileştirmekten ne zaman kurtulacağız. Her şey gün gibi ortada. Gün görmek istemeyenler ve görmek isteyenler bir kısır döngünün içindeler.
Elinize sağlık Üstadım. Bu tür yazılarınızı bekliyorum.


banner608

banner474