banner564

Dere yatakları bozularak, sel felaketine zemin hazırlanmaktadır.

 Dereler, yağmur sularının zararsız bir şekilde aktığı yüzlerce yıl içinde oluşan, doğal kanallardır. Derelerin yapısında, çok uzun zaman içinde ‘kendiliğinden oluşan doğal taşkın önleme kapasiteleri’ bulunduğundan, çevrelerine zarar vermeden akarlar. Ancak  doğal yapılarına müdahale edilmesi, içine suyun akmasını engelleyecek inşaat yapılması, yatağın doğal olarak veya insanlar tarafından herhangi bir şekilde bozulması  halinde; yağmur suları ya dere yatağı içindekileri sürükleyerek aşağılara götürür veya dere içindeki seti yıkamaması halinde, vahşi bir şekilde etrafa dağılarak akar ve geçtiği yerlerde bulunan her şeyi tahrip eder. Su baskını veya sel felaketi olan bu olayın ortaya çıkmaması için, bütün dünyada akarsu kanallarına müdahale edilmesi yasalarla önlenmektedir.
    Ülkemizde de derelere müdahale edilmesinin önlenmesi amacı ile, 1930 yılından beri yürürlükte olan yasa vardır. Kısa adı ‘Kamu Derelerinin Korunması’ olan bu yasanın 4 (1) maddesine göre; ‘kimse, herhangi bir derenin kenarlarını veya duvarlarını yıkamaz, kesip deviremez veya onların içini veya altını kazamaz veya başka biçimde onlara zarar veremez veya onları tahrip edemez. 4 (2) Bu maddenin herhangi bir kuralına aykırı davranan herhangi bir kişi, suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde üç aya kadar hapis cezasına veya on liraya kadar para cezasına çarptırılabilir.’ Doğanın, henüz dikkati çekecek derecede bozulmadığı bir dönemde böyle bir yasanın çıkarılması oldukça ders vericidir.  
Yasal zorunluluk yanında, derelerin tahrip edilmesi başka bakımlardan da sakıncalıdır. Dereler, ülkemizde son zamanlarda yaşama ve sığınma alanları oldukça kısıtlanan; birçok bitki, sürüngen ve çeşitli canlılar için geriye kalan çok az barınak yerlerinden biridir. Ayrıca, yer altı sularının beslenmesi, toprak erozyonu ve peyzaj bakımından da büyük önem taşımaktadır.
‘Dere malı derenindir’ ve ‘dere içine ev yapılmaz’ atasözlerimiz, geçmişte de derelere müdahale edilmesinin tehlikeli ve yanlış olduğunun bilindiğini gösterir. Aslında yaşanan dönemde de ülkemizde, dere yataklarının herhangi bir şekilde kapatılmasının tehlikeli olduğunu bilmeyen yoktur. Ancak, kanaatimce bazı devlet görevlilerinin, çok yanlış olan‘tapulu malına herkes istediğini yapabilir’ görüşü veya başka nedenlerle; son yıllarda tüm uyarılara rağmen ve yasanın da çiğnenmesi pahasına, dere yataklarının bozulmasına yaygın bir şekilde izin verilmektedir. 
Bu çok tehlikeli uygulamanın durdurulmaması ve acilen gereken önlemlerin alınmaması halinde, önümüzdeki yıllarda ülkemizde çok sık sel felaketleri olacağını tahmin etmek, müneccim olmayı gerektirmez. Özellikle, ülkemizde yağışların genellikle sağanak şeklinde düşmesi, sel felaketi riskinin daha da artırmasına yardımcı olacaktır.
    Her yıl Lefkoşa sanayi bölgesinde ve geçmiş yıllarda Alsancak, Ozanköy, İnönü ve Kozanköy’de görülen su baskınları, dere yataklarının doldurulmasının veya bozulmasının ne kadar tehlikeli ve zararlı olduğunu somut bir şekilde göstermektedir. 
    Dünya genelinde afetler arasında sel zararları % 34 ile en çok mal ve %37 ile en çok can kayıplarına neden olan, bir felakettir. Bu bakımdan konu hafife alınamayacak kadar ciddidir. Bilindiği gibi aynı hatanın yapıldığı İstanbul’da son yıllarda sık sık yaşanan sel felaketleri, büyük can ve mal kayıplarına sebep olmakta ve son çare olarak, dere yataklarındaki binlerce evin yıkılması seçeneği üzerinde durulmaktadır. Benzer bir durumla karşı karşıya kalmamak için, konunun ciddiye alınması gerekir. Hatırlatmakta yarar vardır. İstanbul’da dere yataklarındaki evler genellikle, devletten izin alınmadan yapılan gecekondulardır. Bizde ise dere yatakları içindeki evler izinle yapıldığına göre, diğer sakıncalar yanında, devlet de çok büyük maddi yükümlülük altına sokulmaktadır.
    Kuşkusuz, ilgili mercilerden gereken izni alarak, dere içlerine ev yapanlar, dere içine yapılmış ev satın alanlar veya geçit amacı ile köprü yerine, dere tabanına 50 cm. çapında boru döşeyerek akış kanalı bırakanlar, bu yanlıştan sorumlu tutulamaz. Çünkü hata, dere içine herhangi bir uygulama için onay verilmesindedir.

YORUM EKLE

banner471

banner474