Giyimde tercihim birçok kalitesiz şey alacağıma bir kaliteli şey almaktır. 
Bu şekilde aldığım benimle beraber yaşlanır ve onunla bir tür dostluk ilişkisi içinde yaşarım. 
Dost nedir? 
Yanındayken en rahat olduğunuz insandır. 
 
İyi bir elbise de içinde en rahat olduğunuzdur.
Belki cevabımı açmalıyım.
Dost her geçen yıl yanında daha da rahat hissettiğiniz 
insandır.
İyi bir elbise de eskidikçe giyimi daha rahat olan, daha sık giymek istediğinizdir. 
Benim için en rahat kategorisine girmesi için bir giysinin eskimesi lazım. Şu anda giydiğim Façonnable kadife pantolon ile Vakko hırka gibi. Herhalde ikisini de 20 yıl kadar önce almışımdır.
Elbise deyip duruyorum ama aynı şey ayakkabı, hırka, hatta iç çamaşırı gibi şeyler için de geçerlidir.
Zaman geçtikçe giydiklerim daha çok vücudumla 
bütünleşir,  sanki masallardaki gibi, periler geceleyin gelip elbiseleri üstüme yeniden uydurmuştur. 
 
Kaliteli bir giysi eskise bile kaliteli olduğunu gösterir.
İyi giyinmeye düşkün olduğum için paralı olduğum zamanlarda üstüme çok elbise alırdım. Elbiseler çoğalsa bile günler aynı kaldığı için bu giysilerin birçoğunu çok az giydiğimi fark ettim. Elim, dolapta, içinde rahat olduğum, daha eski elbiselerime ve gömleklerime gidiyordu. 
 
Paralı günlerim de uzun sürmediği için huyumu değiştirdim. Zaten yılların geçişi içinde hayat tarzım da değişti. Daha çok evde çalışıyordum, şimdi ise köyde oturuyorum. Kravat takmayalı yıllar geçti, ceket giymeyi de unuttum.  
O zaman size bir abi tavsiyesi: Fazla kat almayın; erkeği en çok şık gösteren gömleği (tercihen Jermyn Street’ten) ve kravatıdır (muhakkak ipek).
 
Façonnable kadife pantolonumun sol tarafında, cebin üstünde mavi bir tükenmez kalem lekesi var.  Her zaman cebimde dolaştırdığım ve hafızam zayıfladıkça daha fazla ihtiyaç duyduğum not defterinin ve arasına koyduğum tükenmezin hediyesi olmalı. 
Vakko hırkamda da bahçede çalıştığım zamanlarda takıldığım dikenlerin hatırası olan sökükler var.
Bu izler yaşlanmakta olan bir eşin yüzünde beliren, sevgiyi ve ortak geçen yılları vurgulayan kırışıklıklar gibi güzel görünüyor bana.
Muhtemelen Hollywood’un gelmiş geçmiş en şık erkeği olan Cary Grant, kusursuz görünüşünün sırlarından birinin ceplerinde asla bir şey taşımamak olduğunu söylerdi. Rahat olmayı kusursuz görünmeye yeğlediğim için ceplerim her zaman bir şeylerle doludur, özellikle bahçede dolaşırken.
Eskiden İngiliz asilzadelerin vârisleri babalarının elbiselerini de devralır ve giyermiş. Gene eskiden zenginler yeni ayakkabılarını açılıncaya kadar giymek üzere uşaklarına verirlermiş. Demek ki zamanın testinden geçmiş giysilerin çekiciliği yaygındır.  
İnsanın yaşlandığını gösteren birçok emare var. Bunlardan biri, artık giyimine özen göstermemek ve yeni giysiler almaktan vazgeçmektir. 
Onlardan biri olmayındır tavsiyem, madem bugün tavsiye günümdeyim.