banner564

Et sorunu ve çözümü

Et yeni neslin sağlıklı bir şekilde yetişmesinde en önemli ve temel gıda maddelerinden biridir. Bu nedenle ülkemizde et üretimindeki sıkıntılara çareler bulunmalı.
1980’li yıllarda, Kooperatifle müsteşarı olduğum dönemde, yerel talebin üzerinde olduğu için, (25 bin küçükbaş ve 10 bin büyükbaş dolayında) hayvan ihracatı yapılırdı.
 Aradan geçen yıllarda devletin üreticilere desteğinin azalmadığı aksine arttığı da, inkar edilemeyen bir gerçektir.
Fakat turistik tesislerin artması, üniversitelerimizdeki öğrencilerin tüketimi, nüfus artışı, gelir ve yaşam koşullarındaki iyileşmeler nedeniyle yerel et üretimi, talebi yeterince karşılayamamaktadır. Bunun sonucu olarak da fiyatlar sürekli artmaktadır. Gelir düzeyi bizden yüksek olan AB ve ABD’de kırmızı etin fiyatı 4-5 Euro/kg. dolayındadır.
Et temel gıda maddesi olduğuna göre, hükümet et fiyatlarının aşırı yüksek olmasına, kısa ve uzun vadeli çareler bulmalı.
Halen güneyden kuzeye gayri resmi, denetimsiz ve sağlıksız koşullarda kaçak et ithalatı yapıldığı herkesin bildiği bir gerçektir. Birçok vatandaşımız da ucuz olması nedeniyle, güneydeki kasaplardan et alıyor. Bu nedenle hükümet, kısa vadeli çözüm olarak, et fiyatının makul düzeye çekilebilmesi için, resmi kanaldan, sağlıklı koşullarla ve vergi geliri de elde ederek, et ithalatına izin vermeli.
Hayvancılık tüm ekonomik faaliyetler ve Tarım kesiminin en zor yetiştiricilik koludur. Hayvan üreticisi gece gündüz, her koşulda sürekli olarak hayvanlara bakmak zorundadır. 
Fakat Hükümet, üretici yanında tüketiciyi de düşünmek ve kollamak zorundadır.
Sırf üreticilerin eylemlerinden çekinerek, et ithalatına izin verilmemesi, isabetli ve ülke yararına değildir. Et ithaline izin verilmemesi, yerel halk yanında üniversiteler, turistik tesisler üzerinde de olumsuz etkilere ve yaşam pahalılığına sebep olmaktadır.
Nitekim hayvancılık bakımından bizden daha iyi durumda olmasına karşın, güneyde et ithaline izin verilmektedir.
Uzun vadeli çözüm olarak ise, hayvan yetiştiriciliği yeniden yapılandırılmalı. Üretim zamana ve talebe göre yeniden düzenlenmeli. Devletin mali yardımları şimdiki yapısı ile hayvancılığın ayakta tutulması amacı ile değil; çağdaş ve kazançlı üretim yapılmasını sağlayacak hedefler doğrultusunda verilmeli. 
Gerçeği belirtmek gerekirse hayvancılık, tarımın en zor ve riskli dalıdır. Bunun yanında kurak iklim koşullarımız nedeniyle, ülkemiz otlak bakımından da çok yetersizdir.
Yeterli yağış alan, su kaynakları bakımından zengin ve yıl boyunca meralarda otlatma olanağı bulunan ülkelere göre, kurak ülkemizde, hayvan üretim giderleri çok daha yüksektir.
Zaten bu nedenle devlet, eskiden beri hayvan üreticilerine indirimli fiyattan yem tedariki, doğrudan destek gibi maddi yardımlar sağlamaktadır.
Ayrıca diğer tarımsal ürünlerden farklı olarak, üreticinin ürettiği tüm sütü, devlet alıp bedelini ödemektedir.
Kişisel görüşüme göre hükümet uzun vadeli çözüm olarak, çeşitli destek ve teşvik edici yöntemler ile hayvancılıkta besiciliği ön plana çıkarmağa çalışmalı.
Bu amaçla, hayvan üreticilerine devlet yardımları, daha çok besiciliği teşvik edecek yöntemlerle ve belirlenecek yeni kural ve koşullara göre verilmeli.
Ayrıca, halen tahıl üretimi yapılan arazilerin bir bölümünde, hayvanlarının gereksinimi için yem bitkisi yetiştirmesi ve otlak oluşturması teşvik edilmeli.
Hiç yem bitkisi yetiştirmeyen, merası olmayan ve hazır yem satın alıp hayvanlarını başkalarının arazilerinde otlatanlara, devlet yardımı verilmesi; verimsiz ve yanlış hayvancılığın zorla ayakta kalmasını sağlamaktadır. Böylece hem vatandaşların, hem de devletin boşuna, para ve emek harcanmasına sebep olunmaktadır.
Geçmişte devlet yem üretimini teşvik için, küçük baş hayvan başına 2.5 dönüm, büyükbaş hayvan başına da 10 dön. yem bitkisi yetiştirenlere para yardımı yapardı.
Halen yetersiz olan yeşil yem, silaj ve kaba yem üretiminin teşviki bakımından, hükümet tüm atık suların, arıtıldıktan sonra yem bitkisi yetiştiriciliğinde kullanılması için, gerekli organizasyonları yapmalıdır.
Hayvanlarını ormana salıveren, bakımlarını yapmayan ve zamanında oğlakları toplayıp pazarlayan kişilere devlet yardımı ödenmesi, ülkenin genel çıkarlarına aykırıdır.
Çünkü hayvan üreticilerinin elde ettiği gelir, ormanlara yapılan zarar ve tahribat yanında, devede kulak kadar küçüktür.
Ayrıca, modern çağımızda başkalarının tapulu arazilerinde sürü hayvancılığı yapılması ve devletin de çeşitli yardımlar ile bunu desteklemesi, ülkemizin genel çıkarlarına aykırıdır. 
Çünkü sürü hayvancılığı, doğanın kendi kendini yenilemesini engellemektedir. Ayrıca
  Vatandaşlar kırsal alanlardaki arazilerini ağaçlandıramamaktadır.
Hele su ve elektrik bulunmayan, derme çatma barakalarda,  hayvancılık yapılması,  sağlıklı ürün elde edilememesi yanında kazançlı da değildir. Bu nedenle, kredi yardımları ile iyileştirilmesi sağlanmalı. 
Kısaca belirtmek gerekirse, doğru- kazançlı hayvancılık yapılabilmesi için; önce elverişli barınaklar(ağıl)  yapılmalı, üretici hayvanlarının yem ihtiyacını yetiştirmeli ve kendi merasını tesis etmeli. Hükümet destekleri de sadece belirlenecek kıstaslara göre yetiştiricilik yapanlara verilmeli.

YORUM EKLE

banner471

banner474