banner564

Faroe Adaları

Onu çoktandır görmemiştim. Tıraşsızdı. Biraz kilo vermişti. Yüzü sanki ufalmıştı. İyi görünüyordu.
 
“İyi görünüyorsun,” dedim.
 
“Daha spontane olmaya karar verdim,” dedi. Son hastasını beklerken ofisinde konuşuyorduk. “Spontane olduğunda içindeki çocuk uyanır. İçindeki çocuk uyanıksa her şey yolunda gider.”
 
“Harika,” dedim.
 
Şunlar aklımdan geçti: En acımasız, en korkunç insanlar içindeki çocuğu öldürmüş olanlardır. Onlar entrika, komplo, katliam ustasıdırlar. Sartre “Cehennem diğer insanlardır,” derken onları kastediyor olmalıydı.
 
Onu görmek istediğimde Cuma günleri öğleye yakın muayenehanesinde gider işinin bitirmesini beklerdim. O saatte muayenehane tenhalaşmış olurdu. Sekreteri – Minos medeniyetinin duvar resimlerinden fırlamış Giritli genç bir kadın – “Kahve içer misiniz?” diye sorardı. Ender kahve içerim. Ama “Evet, lütfen,” derdim çünkü kahveyi içine koyduğu ağır, kesme cam fincan ve tabağı tutmak, ağırlığını elimde hissetmek hoşuma giderdi. 
 
Cuma günleri öğleden sonraları çalışmazdı. Yemek için ya dışarıda bir yerlere giderdik ya da annesine. Kırkı aşmıştı, ayda kırk bin dolar kazanıyordu ama bekardı ve hala annesiyle oturuyordu.
 
Daha spontane olmaya karar verdiği gün keyifsiz uyanmıştı. İşten eve gitmişti. Yemek yemiş, yemekten sonra film izlemişama neşesi yerinde gelmemişti.
 
“Bu hafta sonu depresyona gireceğim,” diye düşünmüştü.
 
Aniden Beyrut’a gitmeye karar vermişti.
 
“Saat dördü yirmi geçiyordu. Altı otuzda Beyrut uçağındaydım. Hafta sonunu orada geçirdim.”
 
Keyifsiz gitmiş, keyifli dönmüştü. Artık, içinden gelen buyrukları  olurdu, olmazdı diye evirip çevirerek pestilini çıkarmayacaktı. Anında yerine getirecekti.
 
Güneş tutulmasını görmek için Faroe Adalarına gitmeye karar vermişti.
 
“Niye Faroe Adaları?”
 
“Tam güneş tutulması en iyi oradan görülecek de ondan.”
 
Sordu: “Hiç güneş tutulması gördün mü?”
 
“Gördüm.”
 
“Tam güneş tutulması ama.”
 
“Hayır.”
 
“Muhteşem bir manzaradır. Önce aydınlıktır. Sonra ay yavaş yavaş güneşi kapatır. Karanlık olur. Güneşi ayın etrafında bir hale olarak görürüsün. Sonra yavaş yavaş gene aydınlık olur. Gözlerin dolar. Kainat ne müthiş dersin.”
 
Yüzüme baktı. Gözleri parlıyordu.
 
Güneş martın yirmisinde tutulacaktı. Norveç ile İzlanda arasına serpiştirilmiş Faroe Adaları yazın bile dünyanın en çok yağmur alan yerlerinden birdir. Hava büyük bir olasılıkla kapalı olacaktı. Güneş tutulması belki görülemeyecekti.
 
Ama önemli miydi?
 
“Spontane olmak sana iyi gelmiş,” dedim. “Belki ben de gelirim seninle Faroe Adalarına.”
 
Ama Martı beklemedim. Eve gidince birkaç telefon konuşması yaptım. İki hafta sonra Faroe Adlarındaydım.
YORUM EKLE

banner608

banner474