banner564

Federasyon konusu 

53 yıldan beri federasyon zemininde anlaşma yapılabilmesi için büyük gayretler harcanmıştır. Fakat denenmemiş yöntem kalmamasına karşın sonuç alınamamıştır.
2004’de referanduma sunulan federasyon zeminindeki Annan Planı, Rumlar tarafından red edilmesine karşın, bizim zaafımızdan dolayı 16 yıl daha  yine federasyon müzakerelerinde zamanımız harcandı. Görüşmelerinde konuşulmayan, tartışılmayan hiçbir konu kalmadı. Karşılıklı niyet ve beklentilerin neler olduğu öğrenildi.
 Korkunç ödünler elde etmelerine rağmen, Rumlar birleşmek tutkumuz nedeniyle zamanla diğer taleplerini de kabul ettirebilecekleri umudu ile  Crans Montana’da müzakereleri terk ettiler.
Çünkü Rum, uluslararası hukuka aykırı olarak elde ettiği Kıbrıs cumhuriyeti avantajı nedeniyle, halen sahip olduğu yetki ve gücü, ezeli düşman ve rakip gördüğü Türk halkı ile paylaşmak istemez.
52 yılda sonuç alınamamasına rağmen, bazı siyasilerin hala daha federasyon görüşmelerine devam edilmesini savunması, Rum’un ekmeğine bal sürmektir.
Çünkü bizi masada oyalayarak ambargolarla zarara uğratmaya devam edecek. 
Öte yandan da denizlerdeki hidrokarbon kaynakları örneğinde olduğu gibi,  tüm olanaklardan sadece Rum toplumunun yararlanması sağlanacak.
Rum yönetimi, Kıbrıs cumhuriyeti olarak tanınması nedeniyle, serbestçe yabancı devletlerle askeri anlaşmalar yapmakta, silahlanmakta ve Kıbrıs cumhuriyetinin kurucu ortağı olmamıza rağmen, kimse bizim görüşümüze başvurmamaktadır. Tüm adanın AB üyeliğine alınmasında bile halkımızın görüşü alınmadı.
Yaşanan deneyimler, Rum’un sadece, ENOSİS’e risksiz sıçrama tahtası olarak kullanabilecekleri bir birleşik federal çözüme razı olabileceğini gösterir.
Müzakerelerin kaldığı yerden, yani Guterres ilkeleri çerçevesinde devam etmeye razı olmamız durumunda, Rum’un bizi masada oyalayarak devletimizin tanıtılmamasını sağlamak, ambargolarla çökertmek tezgahına ve çözümsüzlüğe yardımcı olacağız.
Bilinen tüm gerçeklere rağmen KKTC de bazı siyasilerin hala daha müzakerelere, kaldığı yerden ve birleşmek zemininde devam edilmesini savunması, Rum’un oyalama taktiğini korkusuzca sürdürmesine güvence vermek anlamındadır.
Bizi masada oyalamaları ve çözümsüzlüğün devamı durumunda,  Rumlar herhangi bir kayba uğratılmayacak. Fakat bizim mağduriyetimiz devam ettirilecek.
İşte mevcut gerçekler nedeniyle çözüm için, önce Rum’un elini kolunu bağlayan ve makul çözümü kabul etmesini engelleyen Kıbrıs cumhuriyeti unvanı etkisiz duruma getirilmeli.
Güçlü uluslararası desteğe sahip olan Rum yönetiminin, 1960 Kıbrıs cumhuriyeti olmadığını dünyaya kabul ettirmemizin mümkün olmadığı aşikardır
Bu nedenle Rum’un bize karşı elinde en güçlü koz olan Kıbrıs cumhuriyeti olarak tanınmasının etkisiz duruma getirilebilmesi için, KKTC’nin tanıtılması gerekir.
KKTC’nin tanınması durumunda Rum,  tüm adayı temsil edemeyecek, tüm ada halkı adına konuşamayacak,  ada etrafındaki zenginliklerden tek yanlı hak talebinde bulunamayacak. Görüşmelerle adanın kuzeyini de elde edebileceği umudu ortadan kalkacak.
Ayrıca Müzakereler iki eşit devlet arasında sürdürülecek. Uluslararası kuruluşlarda ve yabancı ülkelerde Kıbrıs Türk halkı ile ilgili gerçeklerin anlatılması mümkün olacak.
Zamanla Rum, aynı adada yaşayan iki halkın sürekli çatışma içinde olmasının sakıncalarını dikkate alacak ve makul bir anlaşmaya razı olacak. 

YORUM EKLE

banner608

banner474