banner564

Fırtına uyarısı

Fırtına uyarısı var. Güneş bulutların arkasında gizli ama tam değil, onu görüyorum, yeni basılmış gümüş madeni para gibi parlak ama ışıltısız. 
 
 
Upuzun koyda çakılların üzerinde yan dönmüş uyuyan birinden başka kimse yok. Geceyi burada geçirmiş olmalı. Üstü ucuz bir örtüyle yarı kapalı. Sırtı bana dönük. Tozlu terlikleri yanı başında, kadın mı erkek mi belli değil. 
 
 
Deniz gri. Ufuk çizgisi kaybolmuş. Üzerime bir su damlası düşüyor. Gök uzun uzun gürlüyor.
 
 
Bir adam beliriyor. “Saat onda yağacakmış,” diyor. “Yağsın. Zeytinlere iyi gelir. Ağaçların tozunu toprağını alır.”
 
 
Bir şey söylememi bekliyor gibi. 
 
 
“Zeytinliğiniz mi var?”
 
 
“İki zeytin evin önünde var. Kırk beş-elli tane de Aydın’da. Yağını satmıyoruz. Bize ancak yetiyor.” 
 
 
Yere oturmuş deniz ayakkabılarımı giyiyorum, o da her biri ayrı yükseklikte, ama hiçbiri olması gereken yükseklikte olmayan merdivenlerden sahile inen bir adama doğru yürüyor. 
 
 
Gök gürlüyor. “Geliyorlar, kaç!” diyor ona.
 
 
Kalkıp suya giriyorum. Gökyüzünde kara, beyaz bulutlar iç içe, köpürerek şekil değiştiriyorlar, yürüyorlar. Doğudan kara bulutlar onlara yetişiyor. Gök art arda gürlüyor. Yukarılarda bir yerler yırtılıyormuş gibi.
 
 
İlk şimşek çakıyor.
 
 
Suda olmak bana büyük bir zevk veriyor. Yüzmek yürümekten de zevkli, belki vücudumuzda havadan fazla su var diye. 
 
 
Uyuyan kişi uyandı. Dizleri önünde oturuyor şimdi. Örtüsünü dizlerine sarmış, ellerini kavuşturmuş. Karşıya bakıyor, uykudan tam kurtulmamış bakışlarla.
 
 
Kadınmış. Siyah kısa saçlı genç bir insan.
 
 
Yüzerek uzaklaşıyorum. Yağmur düşecek diye bekliyorum ama düşmüyor. 
 
 
Espasito pilateste. Bir saate yakın sürüyor. Bitince gelip beni alacak ve pazara gideceğiz. O gelinceye kadar sudan çıkmayacağım. 
 
 
Suda şimdi beyaz saçlı kafalar görüyorum. Merdivenlerden siyah plaj kıyafeti içinde aşırı şişman, yaşlı iki kadın iniyor. Elleri korkulukta, gözleri basamaklarda. Biri elbisesiyle suya giriyor. Diğeri plaj kıyafetini çıkarıp siyah mayosuyla. Hiç konuşmadılar. Kardeş midirler acaba, mutfakta birlikte nefis Türk yemekleri yapan, büyük tabaklarda karşılıklı yiyen, sonra televizyonun karşısında uyuklayan?
 
 
Sırt üstü yüzerken o da sırt üstü yüzen birisiyle neredeyse çarpışacaktım. Suyu çırparak olduğumuz yerde birbirimize bakıyoruz. 
 
 
“Siz de mi maliye müfettişisiniz?” diye soruyor bana. 
 
 
İri kafalı, altmışlarında, güler yüzlü bir adam.
 
 
O kadar maliye müfettişi değilim ki gülmem geliyor.
 
 
“Hayır. Neden sordunuz?”
 
 
“Burada maliye müfettişlerinin sitesi var da…”
 
 
“Siz?”
 
 
“Ben Hollanda’da yaşıyorum. Kırk üç senedir. Belediyede çalışıyorum.”
 
Askerler yönetime el koyunca, kim bilir hangi nedenle, başı derde girmesin diye Hollanda’ya kaçmış. Bir oğlu, bir kızı varmış. Onlar artık Türkiye’yi tatil yeri olarak biliyorlarmış.
 
 
“Bazen kaçtığıma pişmanım, bazen değilim.“
 
 
Sudan çıkıyor, arkasında ben. Giyinirken yukarıda Espasito’yu görüyorum. Eliyle çık işareti yapıyor. 
 
Uyarılan şiddetli yağmur pazara girdiğimizde düşmeye başlıyor. Subba sucuk oluyoruz. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
aa
aa - 2 yıl Önce

yağmurlu, özellikle şimşekli havalarda denize girmek yıldırım tehlikesi yaratır. lütfen dikkat edin, siz bizim için çok değerlisiniz.

Ruh ikiz
Ruh ikiz - 2 yıl Önce

Üstat, çok güzel bir hayatınız var. Eminim farkındasınızdır.

TS
TS - 2 yıl Önce

Mulkiyeli siniz ya, adam bir bakışta anlamış maliyeci de olabileceginizi.

Ege’de Bir Sahil Kasabası
Ege’de Bir Sahil Kasabası - 2 yıl Önce

Ben de sizin gibiyim Sn. Münir, suda olmaktan çok keyif alıyorum. Denize doymuyorum. Bir hidroterapi. Ve aynı uyarıyı ben de yapacağım. Lütfen, gök gürültülü yağmurlu havalarda denize girmeyin, yıldırım çarpması ihtimalinin yüksek olduğu hep dile getirilir. Sağlığınız bizim için çok kıymetli.

Ahmet Ö.
Ahmet Ö. - 2 yıl Önce

Maliye müfettişi ha? :))

m.şakir
m.şakir - 2 yıl Önce

Kapitalizm nelere kadir. MM bile kumaşı tarif ederken fiyatı ile tarif ediyor.Şaşırdım doğrusu !

Yadigar
Yadigar @m.şakir - 2 yıl Önce

Sanırım ucuz kelimesi "bayağı" anlamında kullanılmış.

Nick
Nick @m.şakir - 2 yıl Önce

Siz günlük yaşamınızda bir ürünü “ucuz” “pahalı” diye hiç anlatmıyor musunuz Turkish Power 2 beyefendi?

Yurdakul
Yurdakul - 2 yıl Önce

MM ile denizde çarpışsam tanır mıyım acaba?

m.şakir
m.şakir @Yurdakul - 2 yıl Önce

O sizi kesin tanır.:))

m.şakir
m.şakir - 2 yıl Önce

Değerli Nick, Beyefendi tamam da, bu Turkish Power 2 nereden çıktı Allahaşkına ?
Ben bir tüketici olarak bir ürüne ucuz ya da pahalı diyebilirim. O başka birşey. Başkasının kullandığı bir ürüne ucuz deme hakkım yok ama.Pahalısını alacak gücü yoksa ne olacak ? Ama ucuz insanlardan uzak durmak gerek, sizce de öyle değil mi ? Sayın MM yazısında ucuz kelimesini kulanınca pek zarif kaçmmış diyorum. Kapitalizm artık hepimizi bu tür hatalara sevk ediyor. Saygılarımla

Nick
Nick @m.şakir - 2 yıl Önce

Beyefendi, yazı da hayattan çıkar. Siz nasıl bu kelimeleri kullanıyorsanız yazı icinde de kullanılır. Ayrıca hayatınızda bir roman, hikaye okumuşsunuzdur, oradada ucuz, pahalı kavramları günlük hayatın dili geçmedi mi. Bu bir tanımlamadır, karşındaki insanı alay, yerme değildir. Sapla samanı karıştırmayalım. Sırf eleştirmek için yola çıktığınızda başka isimler akla geliyor.


banner471

banner473