banner564

Gençlerin iklim korkusu

Geçen ay araştırmacılar 10 ülkede yaşları 16 ile 25 arasında değişen on bin kişi ile iklim değişikliği konusunda yaptıkları bir araştırmayı yayımladılar.
Bulgular korkunç.
 Gençlerin üçte ikisi geleceği ürkütücü bulduğunu, yarıdan çoğu insanlığın yok olmaya mahkûm olduğunu, yüzde 39’u çocuk yapmak konusunda mütereddit olduğunu söyledi. 
“İnsanlar dünyayı iyi koruyamadı” diyenlerin oranı yüzde 83.
Gençlerin bu duygularını anlamak kolay: iklim değişikliğinin etkileri en çok onları ve onların çocuklarını etkileyecek.
Merak ediyorum. 
Bizim KKTC’de gençler bu konuda ne düşünüyor ve gençlerin bu konuda ne düşündüğünü merak eden politikacılar sınıfında herhangi biri var mı diye.
Gençlerin korkularının nedeni, yakın geçmişte meydana gelen iklim kaynaklı afetler ve gelecekte bu tür felâketlerin daha da büyük olacağıdır. Kasırgalar daha devasa, su baskınları daha yıkıcı, yağmurlar daha az, kuraklık daha uzun olacak. Göller ve akarsular bazı yerlerde taşacak, bazı yerlerde kuruyacak. 
Daha çok insan doğal felâkete maruz kalacak. Neredeyse kesin olan bu olasılık, gelecek ile ilgili korku yaratmak dışında “ekolojik yas” diye adlandırılan bir duygunun insanları kemirmesine yol açıyor. 
Ekolojik yas; doğada kaybolmuş ve kaybolmakta olan canlılar için duyulan üzüntü, dünya çapında bir afet beklentisi karşısında yaşanan endişedir.
Birçok insan cehalet veya dini inançları sebebiyle insanlığı bir felâketin beklediğine inanmıyor veya kayıtsız olabilir. Ama acaba bunlar azınlıkta mı yoksa çoğunlukta mı? 
 Olağanüstü sıcaklarda intihar vakaları artıyor. Ruhsal nedenlerle hastanelere yatırılanların sayısı da. Aşırı sıcaklarda insanlar daha sinirli oluyorlar, toplum düzenini bozan hareketler artıyor. 
Bunların yanında daha yaygın ve daha sinsi bir olgu var. Bu da eko endişe veya iklim endişesidir. Bu iklim değişikliğinin meydana geldiğinin farkında olmaktan kaynaklanan bir duygudur. Bir bela yaşanacak, ama ne zaman duygusu.
Bu his, doğrudan iklim felâketine uğramamış ama bu tür felâketlerin meydana geldiğinin farkında olanlar arasında özellikle yaygındır.
Geleceği yaşayacak olan daha çok gençlerdir. Ve gençler araştırmacıları şaşırtan yüksek bir oranda gelecekte her şeyin daha kötü olacağını düşünüyor. Ebeveynlerinin sahip olduğu fırsatlara sahip olamayacaklarına, değer verdikleri şeylerin tehdit altında olduğuna inanıyorlar.
Hissettikleri hüzün, kaybolmuş veya kaybedilmesi beklenen bir şeye duyulan matem, bundandır.
Konunun bir başka boyutu, yetişkinlerin iklim değişikliği konusunda hareketsiz kaldıklarını düşünen çocukların “kafa karışıklığı, ihanete uğramışlık ve terk edilmişlik,” hissetmeleridir.
“Hükûmetler gençleri yarı yolda bıraktı,” “aldıkları önlemlerin etkinliği konusunda yalan söylüyorlar,” “insanların acısını kale almıyorlar,” diyenlerin oranı sırasıyla yüzde 65, yüzde 64 ve yüzde 60.
Özetle: İklim değişikliği, doğanın tahribi ve bu konuda hükûmetlerin önlem almaması konusunda depresyonda iseniz yalnız değilsiniz.

YORUM EKLE
YORUMLAR
ece aksoy
ece aksoy - 2 yıl Önce

demokrasi. adalet. hukuk ekonomi. vefa yaslarımıza ekoloji ekleneli çok oluyor. torunlarımız. renkleri kitaplarda okuyup resimlerden öğrenecekler

Şevket
Şevket - 2 yıl Önce

Türkiye'de özellikle İstanbulluların iklim endişesine ek olarak deprem endişesi de var. Günlük yaşamda belli etmeseler de en küçük bir depremde kendilerini sokağa atıyorlar. Güvenli olduğu bilinen binalarda oturanlar bile endişeli. Ama birileri bunu duymamazlıktan geliyor. Depreme karşı harcanması gereken on milyarlarca dolar koca bir hafriyat ve beton projesine akıtılmak üzere. En azından şu hafriyat ve beton inşaatını durdurabilmek bile bırakın İstanbul'u küresel anlamda bir ekolojik zafer olacak.

Tarık
Tarık - 2 yıl Önce

Gençlik yaşta değil baştadır. Sayın yazar bunun en güzel örneği.

Eylül Eylül
Eylül Eylül - 2 yıl Önce

Günaydın Metin bey; çok ince hassas bir konuyu güzel özetlemişsiniz. Alınmayan tedbirler aşikar ama az anlayan, çok inanan insanlara gençler ne yapsın. Hüsran olan geleceklerine her gün tonlarca çimento dökülüyor.

Sarp Ege
Sarp Ege - 2 yıl Önce

Bizde politikalar ne yazık ki popülizm, günü kurtarmak. Gençleri düşünen kim? Ekolojik denge bozulmuş birçok hayvan ve bitki nesli kaybolmuş. Rant uğruna düzensiz yapılaşma etrafımızı beton yığınına çevirmiş. Yakında yeşile hasret kalıp; nefes almakta zorlanacağız.

Canani YALÇİN
Canani YALÇİN - 2 yıl Önce

Bırakmayın yapsınlar, bırakmayın geçsinler…bunun tersini savunanlar ve doğa kaynaklarına ölçüsüz saldıranlar, şimdilik bilinen tek yaşam yerini adım adım yaşanılamaz kılıyorsunuz. Teşekkürler hocam.

M. Sakir
M. Sakir - 2 yıl Önce

Asil acina ak sey genclerin koyun gibi kaderlerine boyun egmeleri.

Lale
Lale @M. Sakir - 2 yıl Önce

Ak koyunlar

Ayshe Phatma
Ayshe Phatma @M. Sakir - 2 yıl Önce

Gençler dünyanın dört bir yanında gösteriler düzenliyorlar, seminerler veriyorlar, protestolar yapıyorlar, bangır bangır bağırıyorlar ama dinleyen yok. Yapmadıklar tek şey herhalde silahlı ayaklanma kalmış ki bence o da yakında olur böyle giderse.

Ne politikacılar gençlerden oluşuoyr, ne büyük endüstri ne de şimdiye dek bun ca yıldır dünyayı mahvedenler gençler. O yüzden bütün suçu gençliğe atmak hem çok haksızca hem de cok ucuz bir taktik .

Şu siteye bir göz atın derim: https://fridaysforfuture.org/

Ruh İkizi
Ruh İkizi - 2 yıl Önce

Sayın MM,
Çok güzel araştırmalar var, çok da güzel ifade etmişsiniz. Teşhis var, tedavi Sağır Sulta’a havale...


banner471

banner473