banner564

Gerçekler halkımıza hatırlatılmalı

Son zamanlarda medya ve sosyal paylaşım sitelerinde ortaya konulan görüşler ve yapılan yorumlar, bizi içeriden çökertme ve Anavatan karşıtı kampanyaların artık endişe edilecek boyutlara ulaştığını gösterir.
Bu nedenle planlı ve çok profesyonelce yürütüldüğü anlaşılan anavatan karşıtı propaganda ve kampanyalar, artık TC-KKTC yetkilileri tarafından ciddiye alınmalı. 
İç cephemizde, art niyetli ve halkımızın içeriden çökertilmesine dönük faaliyetlerinin etkisiz duruma getirilmesi için yasalar uygulanmalı ve gerçekler halkımıza anlatılmalıdır:
1. Anavatan sayesinde Kıbrıs’ta var olduğumuz, 1974’ten sonra bize ait bir bölgede yaşadığımız, anavatanın koruması sonucu can ve mal korkusu içinde olmadan ve birçok ülkeden çok daha iyi yaşam koşullarına sahip olduğumuz inkar edilemeyecek gerçektir;
             2. Anavatanımız, 1950’li yıllardan beri bize aynı ana şefkati ile her konuda yardım etmektedir. Hiçbir koşulda ve hiçbir nedenle kendi çıkarı için bizim için olumsuz olabilecek herhangi bir eylemi yapacağı veya kabul edebileceği düşünülemez. Anavatanın tek istediği kendi ayaklarımız üzerinde durmamızı, refaha kavuşmamızı ve mutlu yaşamamızı sağlamaktır. 
               3. Anavatanın mali yardımların protokollere bağlı planlı kullanılmasını istemesini ‘müdahale’, anavatan yetkilileri ile işbirliği yapmamızı ‘biat’, hatalarımızı düzeltmemize yardımcı olmak istemesini ‘irademize karışmak’, başarılı uygulamalarının bizde de benimsenmesini önermesini ‘dayatma’,  anavatan yetkilileri ile aramıza soğukluk getiren eylem ve açıklamaları ‘dik duruş’ olarak yutturmaya çalışanlar, iyi niyetli ve halkımızın çıkarlarından yana değildir;
4. Anavatanın destek ve işbirliğinden yoksun olmamız durumunda, Rum ve yabancılar, bizi muhatap bile almayacak. Bize azınlık dışında hiçbir hak tanınmayacak. Filistinlilerin,  Batı Trakya ve Leymosun’da yaşayan soydaşlarımızın kaderini paylaşacağız; 
5. İçimizdeki zayıf halkaların çeşitli dayanaksız, mantık dışı ve Türkiye fobisi nedeniyle, anavatanı karşılarına almak pahasına her koşulda Rum’la birleşmeyi sağlayacak çözümü savunması, sadece düşmanlarımızın makul çözüme yanaşmamasına hizmet etmektedir; 
6. Halen iç ve dış düşmanlarımız, varlığımızı sürdürmemizde tek dayanağımız olan anavatandan koparılmamız, korumasız bırakılmamız ve böylece Rum’a yamalanmamızın sağlanması için yoğun çaba içindedir;
7. Bazı siyasilerin kişisel sorun, makam hırsı, dikkate alınmama küskünlüğü, yabancıları memnun etmek düşüncesi, barıştan yana görünmek, ideolojik saplantılar ve benzer nedenlerle, anavatanla aramıza soğukluğa sebep olacak gereksiz tartışmalara girmesi halkımızın zararınadır.  
8. KKTC’deki malum siyasilerin, anavatan yetkilileri ile aralarındaki görüş ayrılıklarını alenen ve basında tartışarak, dünyaya koz vermesi doğru değildir. Hele ‘Biat, özne, irademiz, bu memleket bizim, içişlerimize müdahale’ gibi art niyetli ve dayanaksız söylemlerle halkımızı anavatana karşı kışkırtmak, yanlış ve bizi düşman görenlerin ekmeğine bal sürmektir;
9. Alenen Rum ulusal tez ve davasını savunan, ulusal günlerimizi dikkate almayan, devletimizi tanımadığını ortaya koyan medya kuruluşları ile çalışanlarına, KKTC bütçesinden mali yardım yapılmasına, halkımızın ve ülkemizin yararına olmaması nedeniyle son verilmeli;
10. STÖ’lerin kuruluş tüzükleri dışında siyasi konularda açıklama yapmasına, hükümetin tüm uygulamalarına karışmasına, göz yumulmamalı;
11. Yerli yersiz grevlerle halkımızın mağdur edilmemesi ve ülkemizin zarara uğratılmaması için, ilgili yasa yeniden düzenlenmeli. Grev kararının yönetim kurulu yerine, üyelerin en az yarısından fazlasının onayı ile alınması sağlanmalıdır;
12. AB üyesi olması nedeniyle halen isteyen Yunanlı hiç formalitesiz güneye yerleşmektedir. Ayrıca güneye giden tüm Yunan asıllılara vatandaşlık verilmektedir. Bu durumda, iç düşmanların engelleme çabalarına rağmen, bizim de nüfusumuzu artırmamız kaçınılmazdır; 
13. Yeni nesilden, bugünlere nasıl geldiğimizi, ulusal mücadelemizi, barış harekâtının nedenleri gizlememeliyiz. Bu çerçevede okullarımızda ulusal mücadele tarihimiz mecburi ders olarak okutulmalı ve gerçekler yeni nesle öğretilmeli;
14. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki eşit ortağından biri olmamıza rağmen, bizi yok sayan ve ambargolarla cezalandıran AB, BM ve Batılı emperyalistlerin yanlı tutumuna tepki göstermeyen, sınırlarımız içinde bulunan Maraş’ın yerleşime açılmasına karışanlara ses çıkarmayan, Rum’un aşağılamalarına ve hakaretlerini göz ardı eden, öte yandan Anavatanın özgürlük bayramımızı ve anavatan cumhurbaşkanın KKTC Meclisindeki konuşmasını boykot edenlere, halkımız ilk seçimde gerekli yanıtı vermelidir;
15. Anavatan yetkilileri Türksat uydusundan dünyaya TC-KKTC karşıtı propaganda yapılmasına izin vermemeli. Halen pervasızca Türkiye düşmanlığına öncülük eden ve Rum ulusal davasına hizmet edenlere karşı, caydırıcı ve haklarını koruyucu önlemler almalıdır.
Sonuç olarak, Rum ve içimizdeki zayıf halkaların halkımıza ve geçmişi bilmeyen gençlere Rum tezlerini benimsettirememesi için, gerçekleri anlatmamız vatani görevdir.

YORUM EKLE

banner608

banner474